65. BÖLÜM

4.9K 164 6
                                    

"Ne oldu Esim? Rengin bembeyaz oldu?" Düşünuyordum ama aklıma sadece bir kişi geliyordu. Berzan'ı aramalıydım. Telefonumu çıkartıp hemen Berzan'ı aradım.

BERZAN aranıyor...

-Esim nasılsın?

-Berzan nerdesin?

-Mardine'yim bir sorun mu var?

-Onu sen mi öldürttün? Telefonun diğer ucunda sessizlik oluşmuştu. Gözlerim doldu. Benim için yapmıştı.

-Esim ben...

-Bir şey söylemene gerek yok. Anladım ben. Sana kızamıyorum biliyor musun?

-Onun hakettiği buydu. O seni öldürmüşken yaşamak haramdı ona. Ben senin o halini gördüm Esim. Çaresizliğini gördüm. Hasretini gördüm. Mutsuzluğunu gördüm. O bunlarin hepsinin nedeni Esim. O bunu haketti. Haklıydi haketmişti belki. Ama ölüm çok farklıydı.

-Ne zaman geleceksin buraya?

-En kısa zamanda canım.

-Bekliyor olacağim seni.

"Güzelim ne oldu?"

"O şerefsiz ölmüş." Barlas az önceki konuşmayıda dinlediği için bir şey söylemek yerine sarıldı. Bu konu bizim için burada kapanmisti.

1 AY SONRA

Sabah karnima giren hafif sancıyla uyandim. Doktor bu zamanlarda ara ara olur dediği için pek umursamadım. Üzerimi giyinip aşağı indim Barlas aşagı inmiş olmalıydı.

"Günaydın herkese" tahmin ettiģim gibi herkes aşağıdaydı.

"Günaydın kızım."

"Günaydın canım."

"Bizde seni bekliyorduk kızım. Hadi kahaltıya geçelim."

"Tamam babacım." Herkes kahvaltıya geçerken ben çoktan oturmuştum. Oğlum bugün fazla hareketliydi. Gelen sancıyla inledim.

"Ahh" Barlas endişeyle bana döndü.

"İyi misin canım?"

"Galiba bugün fazla hareketliyiz." Gülümsedi ama endişesi geçmemişti.

"Kahvaltını yapta rahatça koltuğa otur güzelim." Başımı sallayıp hızlıca kahvaltımı yaptım. Karnımdaki hareketlenmeyle biraz geri yaslandım.

"Kızım gaz sancısı olabilir mi? Biraz yürü istersen." Başımı sallayıp ayaklandım. Barlas'ta benimle kalkmıştı. Koluma girip benimle bahçeye çıktı.

"Güzelim oğlumuz gelmek için sabırsızlanıyor galiba." Gülümsedim ama gelen sancıyla gülümsemem solup bağırarak dizlerimin üzerine çöktüm.

"Ahh.. Barlas çok canım yanıyor."

"Güzelim sakin ol derin derin nefes al. ANNEE! BATUU!" O yardım çağırırken elbisemin altından gelen suyla ikimizde birbirimize baktık.

"Barlas bebek geliyor! Ahh.." Barlas yarı endişe yarı mutlulukla ağırlığımı umursamadan kucağına aldı beni. O sırada Batu ve Nazan anne koşarak yanımıza geldiler.

"Batu çabuk arabaya geç sen süreceksin. Anne sizde babamla doğum çantasını alıp gelin."

"Ahh.. Batu .. hızlı ol dayanamıyorumm." Batu arabayı hızla sürerken Barlas başımı okşayıp bana telkinler veriyordu. Ama pekte işe yaradığı söylenemezdi.

"Abimi arayın. Ahhh.. gelsin.." Barlas hemen telefonunu çıkartıp abimi aradı.

"Baran Esim doğum yapıyor. Bize en yakın hastaneye gel." Telefonu kapattı.

"Geldik. SEDYEE! SEDYE GETİRİN HEMEN!" Beni sedyeye alırken Barlas asla elimi bırakmıyordu.

"Barlas beni yalnız bırakma."

"Asla güzelim. Yanındayım." Beni doğumhaneye alırlarken Barlas'ı da istediğim için onu hazırlayıp yanıma getirdiler.

"Ikın Esim çok az kaldı."

"Ahhh.. dayanamıyorum canım çok yanıyor." Barlas elimi tutarken anlıma sayısız öpücük konduruyordu.

"Dayan güzelim. Birazdan oğlumuza kavuşacağız."

"Ahh.. "

"Tamam çok az kaldı. Geliyor Esim. Son bir ıkın... evett bitti." Kordon bağını kesen doktor bebeğimizin poposuna vurmasıyla odayı ince ağlama sesi doldurdu. Benim gözlerim yorgunlukla kapanırken doktorun kucağıma verdiği bebeğimle kendime gelmiştim. Benim gözlerimden yaş akarken Barlas'a döndüm. Benden farkı yoktu. Dudaklarını anlıma bastırdı.

"Sizi çok seviyorum güzelim." Gözlerimi kapatıp bu ana gülümsedim.

"Bizde seni çok seviyoruz hayatım."

"Aşkım bebeğimizi ne zaman getirecekler?"

"Birazdan gelirler güzelim." Odaya doluşmus hemşirenin bebeğimizi getirmesini bekliyorduk. Biz zaten heyecanlıyken Batu sayesinde bu heyecanımız daha da katlaniyordu.

"Yeğenim kime benziyor abi? Bana benziyor mu? En azından burnunu falan benden alsın ya." Bu hali hepimizi gülümsetirken hemşire bebeğimizle içeri girdi. Herkes hemşirenin başına toplanırken Barlas benim yanımdaydı.

"Allah'ım dualarım kabul oldu. Bebeğin burnu bana benziyor." Biz kahkaha atarken o hiç tepkisiz bebeğe bakıyordu.

"Evet annemiz alsın bebeği. Karnını doyurmak gerekiyor." Hemşire bebeğimi kucağıma verirken herkes dısari çıktı. Oğlumun eline işaret parmağımi vermemle hemen parmaklarıni parmağıma dolamıştı. Oğlum annesini hissetmişti.

"Bu velet anneci olacak galiba güzelim." Gülümseyip Barlas'a baktım. O da gülümseyip önce benim sonra oğlumuzun anlını öptü.

"Güzelim bir sorunumuz var." Endişeyle ona baktım.

"Noldu ki Barlas?"

"Bu yakışıklının adı ne olacak?"

"Aslında ben düşündüm. Ateş olsun mu?" Oğlumuza bakarak düşündü.

"Hmm... Ateş.." Bana dönüp gülümsedi.

"Bence güzel hem bak gözlerine ateş gibi parlıyor. Bellimi ileride çok can yakacak." Gülerek oğluma döndüm.

"Hayatımıza hoşgeldin Ateş."

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin