61. BÖLÜM

5.7K 164 4
                                    

     BARLAS'TAN

İçerden gelen çığlık sesiyle Berzan'la birlikte mutfağa koştuk. Esim'i o halde görünce donmuştum. Sandalyede sayıklaması, Baran'ın ne yapacağını bilmemesi... Esim'in bayılmasıyla gördüğüm kan beni kendine getirmişti.

"Esim, hayatım aç gözünü. Lütfen. Bak ikinizede bir şey olmayacak. BERZAN ARABAYI ÇALIŞTIR!" Esim'i kucağıma alıp koşarak dışarı çıktım. Baran'da peşimizden geliyordu. Arabaya binip Esim'in başını dizlerime koydum.

"Sana bir şey olmasın lütfen. Yaşayamam Esim." Elim kolum bağlıydı. Elimden bir şey gelmiyorduki.

  "Baran bir şey olmaz değil mi?" Bir şey söylemedi. O da korkuyordu. Gözlerim ağlamaktan acımıştı.

"Geldik Barlas." Hemen Esim'i kucağıma alıp hastaneye koştum.

"Yardım edin! Karım hamile kanaması var!" Hemen Esim'i sedyeye yatırıp durumuna baktılar.

"Çabuk ameliyathaneyi hazırlayın. Düşük yapıyor." Duyduğum şeyle dizlerim daha fazla bedenimi taşıyamadı. Yere çöküp daha çok ağladım. Oğlum ölmüştü. Esim'e ne olacak belli değildi. Ya onada bir şey olursa. Ben ne yapacağım?

  "Barlas kendine gel. Toparlanman lazım. Baran seninde. Sakın kendinizi bu halde tutmayın. Siz böyleyseniz Esim ne yapsın." Haklıydı ama toparlanamamki ben. Oğlum gitmişti. Öz olmasada oğlumdu o benim.

"Abi kendine gel. Esim'e destek olman gerekiyor. Baran abi sende. Sakinleşin lütfen." Batu'nun yardımıyla ayağa kalkıp ameliyathanenin önündeki koltuğa oturdum. Berzan'da Baran'a yardımcı oluyordu. Annemle babamda gelmişti Batu'yla.

"Anne bebeğimizi kaybettik." Annemde ağlıyordu. Gelip sıkıca sarıldı.

"Birlikte geçecek bu günler oğlum. Oğlunuz erkenden melek oldu." Gözyaşlarımı sildi. O sırada ameliyathaneden bir doktor çıktı. Hemen ayağa kalktım.

"Karım nasıl?" Gözlerini yere indirdi. Biraz düşünüp tekrar bana baktı.

"Esim Hanım'ın durumu iyi fakat bebek buraya geldiğinde ölmüştü. Üzgünüm. Başınız saolsun."

"Neden?" Fısıldar gibi sormuştum bu soruyu.

"Bunu yalnız konuşabilir miyiz?" Doktorla birlikte bizi duyamayacakları bir yere gittik. Berzan ve Baran'da gelmişti.

"Çocukken rahmi zarar görmüş fazla zorlamadan. Bebek bu zararı onarmış fakat rahme tutunamamış. Bu hem rahmin hemde ortamın getirdiği bir şey. Stres üzüntü bazen çok sevinç bile bu duruma sebep olabilir." Ben konuşacakken Baran konuştu.

"Çocukken tecavüze uğramış. Sebebi bu mu?" Doktor acımayla başını salladı.

"Dediğim gibi bebek bunu onarmış. Bu yüzden tekrar bir gebelik durumu oluşursa bu kadar sıkıntılı geçmez. Esim Hanım bir saate kadar uyanır. Yanında olun. Sakın yalnız hissetmesin. Herkesi suçlayabilir bu durumda. Yalnız hissetmeyeceği gibi yalnızda kalmasın. Bu durumlarda intihar olaylarıyla çok karşılaşıyoruz." İntihar lafı canımı acıtırken daha fazla burda kalmayıp Esim'i aldıkları odaya girdim. Eli karnında uyuyordu. Yanına oturup elini tuttum.

"Atlatacağız güzelim. Her şeyi atlattığımız gibi bu da geçecek."

Doktorun dediği gibi bir saat geçmişti. Esimde yeni yeni kıpırdanıyordu. Gözlerini açıp önce bana baktı. Daha sonrada karnına. Şişliğin gittiğini görünce ne olduğunu anlamıştı. Boş boş karnına baktı. Ağlamadan konuşmadan. Sadece baktı.

"Esim bana bakar mısın?" Bana döndü. Gözleri dolmuştu.

"Gitti?" Başımı salladım. Zorla tekrar konuştu.

"Neden?" Doktorun dediklerini aynen anlattım. Burukça gülümsedi.

"Sanırım ben yaşamayı haketmiyorum." Kaşlarımı çattım.

"Saçma sapan konuşma Esim."

"Bebeğim gitti. Her şeyde olduğu gibi bunun suçlusuda o şerefsiz. Söylesene Barlas ben ne yapacağım onsuz. Dayanamam ki. O benim her şeyimdi. Umudumdu o benim. Seninle aramızı düzeltti o. Şimdide gitti. Sanki hiç olmamış gibi." Ağlıyordu ama sessizce. Bir şey demedim. Ne denirdiki. Sadece yanına uzanıp onu kollarıma aldım. Sıkıca sarıldım. İşte o zaman hıçkıra hıçkıra ağladı. Susturmadım. Sadece sarıldım.

  1 AY SONRA

ESİM'DEN

"Barlas hadi gel artık. Geç kalıyoruz."

"Geldim hayatım." Banyodan çıkıp yanıma geldi. Anlımı öpüp hemen üstünü giydi.

"Hazırım." Elini omzuma atınca odadan çıkıp aşağı indik.

"Yenge nerde kaldınız ya." Gözlerimi devirdim.

"Ne yapıyım Batu. Abin iki saatte hazırlanıyor." Barlas gülüp saçlarımı karıştırdı. Gülerek ondan uzaklaştım.

"Yapma Barlas ya." Omzunu silkip başımı öptü. Evet atlatmıştım bebeğimin acısını. Yine içimde ukteydi ama eskisi gibide değildim. Kimseyi daha fazla üzmek istememiştim.

"Hadi abimler bekliyor geç kalacağız."

"Tamam hayatım yemek yiyeceğiz alt tarafı. Sakin olur musun?"

"Sekiz diye konuştuğumuz yemeğe sekizde evden çıkıyoruz ama hayatım." Başımın üstünü öpüp kolunun altına aldı.

"Sen konuşurken geç kalacağız bak." Kızgınca bakıp kolunun altından çıktım. Batu'nun koluna girip başımı omzuna yasladım.

"Gel Batu biz gidelim. Abin gelmek isterse gelir." Barlas'a gıcıklık olsun diye o da beni kolundan çıkartıp kolunun altına aldı. Barlas'a göz ucuyla baktığımda sinirli görünüyordu.

"Batucum. Kardeşim. O kolunu çek." Batu gülüp dahada sıkı sarıldı.

"Hayırdır abi sen yokken ben vardım." Barlas bu lafına bozulurken ben gülüyordum. Hiç yüz vermeden Batu'yla arabaya kadar gittim. Batu şoför koltuğuna geçerken Barlas'ta yolcu koltuğuna bindi. Tabi banada arka kaldı.

"Abi bozuldun sanki biraz." Barlas Batu'ya ters bir bakış atıp aynadan bana baktı.

"Sanane Batu." Batu gülerken ben artık fazla üzerine gittiğimizi düşündüm.

"Tamam hayatım alınma. Şaka yaptık." Ses çıkarmayınca arkadan öne doğru eğildim. Bana bakmadı.

"Barlaas hadi ama yapma böyle." Tatlı tatlı konuşurken yanağını öptüm. Yüzüne bir gülümseme yayılırken bana dönüp o da benim yanağımı öptü.

"Öpüşüp koklaşmanız bittiyse geldik." Gülüp arabadan indik. Barlas beni kolunun altına alırken Batu'da yanımızdaydı. Biz zili çalmadan kapı zaten açılmıştı.

"Nerde kaldınız siz ya? Akşam yemeğine çağırdık sizi yatsıya değil."

"Abi anca gelebildik napalım? Sende az görmezden gel." Gülüp beni Barlas'ın kollarından aldı. Sıkıca sarılıp derin bir nefes aldı.

"Hoş geldin mis kokulum. Gir hadi içeri. Berzan masayı yememek için zor duruyordu. Belki başlamıştır kemirmeye." Kahkaha atıp içeri girdim.

"Yeseydi abi sanki nolcak." Kızgınca bana baktı.

"Olur mu öyle şey hadi geçin salona." Hepimiz salona geçtik. Berzan ortalarda görünmüyordu.

"Ee nerde bizimki?" Güldü.

"Burda yoksa mutfaktadır. Nerde olacak. BERZAN HADİ GEL!" Abimin sesini duyan Berzan çok geçmeden yanımızda bitmişti.

"Oo güzellik biz sizi sabah bekliyorduk." Sarılırken bir yandanda laf yetiştiriyordum.

"Dalga geçme Berzan ya. Ne var bir saat geciktiysek." Cevap verecekken zilin çalmasıyla sustu.

"Kim gelecekti?" Bilmiyorum anlamında dudak büzdü. Abim oturduğu için kapıyı açmaya ben gittim.

"Baba?"

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin