54. BÖLÜM

5.7K 180 1
                                    

Az önce Berzan'a duygu sömürüsüyle yaptırdığım yemekleri keyifle yiyordum. Berzan hiçbir şeyi farkında olmasada abim bıyık altından sırıtırken her şeyi anladığinı belli ediyordu.

"Eline sağlık Berzan. Çok güzel olmuş valla."

"Afiyet olsun Esim. " Sanki biraz bozulmuş gibiydi.

"Bir sorun mu var?"

"Yok kuzen ne sorunu uykum var sadece." Anlayışla başımı salladım.

"Mesaj alınmıştır. Ben toplarım mutfağı sen dinlen." Başını sağa sola salladı.

"Yok kız hamile hamile otur oturduğun yerde." Kıkırdadım.

"Abi o zaman sen topla.  Berzan yeterince yoruldu." Abim benimle başa çıkılmıycanı bildiği için uzatmadan onayladı.

"Tamam baş belası. Sende git televizyon izle." Gülümseyip yanağını öptüm.

"Tamamdir abim. Sen iste yeter." Deyip televizyonun karsisindaki koltuğa oturdum. Arkamdan homurdandığını duydum ama cevap vermedim.

"Kuzen sen bu Miran'ı ne zaman affetceksin?"

"Valla Berzan sürünsün. Bana hamile halimle ne dedi."

"Haklısın ama fazla uzatma bu işi. Fazla naz aşık usandırır." Omuz silkip televizyona döndüm.

  Yarım saat sonra esnememle abim bana döndü.

"Hadi uyuyalım güzelim. Bak uykun gelmiş." Onaylayıp odama çıktım. Abimde peşimden. Üzerimi banyoda değiştirip içeri geçtim. Abim çoktan yatağa girmişti bile.

Yatağın diğer tarafını açıp girmemi bekledi. Yanına uzandiktan sonra üzerimi iyice örtüp belimi sıkıca sardı. Sanki hem beni hem bebeğimi korumak ister gibi...

"Uyanın artık hadiii! Burda beni susturcak bir babaannenizde yok şansınıza küsün." Abimin bağırmasıyla kulağımı elimle kapadım.

"Bi sus Berzan bi  sus! Bi rahat uyku uyutmadın haa!"

"Aman iyi be ne haliniz varsa görün" deyip odadan çıkan Berzanla abimle geceki pozisyonumuzu alıp uyumaya devam ettik. Zilin çalmasıyla rahat uykumuz bölünmüştü. Kimdi bu saatte? Abimin kollarından çıkıp aşağı indim pijamalarımla. Berzan kapıda Miranla konusuyordu. Bu kadar merak ona yeter diye düşünüp karşısına çıktım.

"Sen nerdesin Esim kaç gündür? Ne kadar merak ettim haberin var mı senin?" Bağırmasıyla iki adım gerilemiştim. Berzan'da korktuğumu anlamış olacakki beni korumak amacıyla önüme geçti.

"Bağırma kıza Miran!" Miran derin nefesler alarak gözlerini bana çevirdi. İlk defa onu bu kadar sinirli görüyordum. İstemsizce gözlerim doldu. Benim gözlerimin dolduğunu görünce Miran yumuşar gibi olsada hemen geri toparlandı.

"Topla eşyalarını gidiyoruz!" Başımı hayır anlamında salladım.

"Hayır ben gelmiyorum sen gidebilirsin." Burun kemerini sıktı.

"Esim bak sinirleniyorum güzelim hadi zorluk çıkartmada gel." Omzumu silktim. Kolumu tutup çekmeye çalıştı ama Berzan izin vermedi.

"Miran düzgün davran. Seninle gelmek istemiyor." Bu hareketi yine gözlerimi doldurmuştu. Ne vardı sanki hep yanımda olup beni korusaydı. Her şeyden.

"Esim! Sen benim karımsın. İstediğin gibi hareket edemezsin."

"Hadi ya! Senin karınım öyle mi? Niye o zaman baban onları söylediğinde karın gibi davranmadin Miran? Çok mu meraklısın başka kadınlarada onay verdin babana. Sözde Barlas yüzündenmiş. Ya benim suçum ne ben çekiyorum her şeyi! Bıktım anlıyor musun? Bıktım! Sürekli suçlu olmadığım konularda suçlu ben görülüyorum. Niye ya niye ben mi istedim böyle olsun?" Avazım çıktığı kadar bağırmıştım. Miran'a karşı daha önce böyle olmadığım için afallamıştı. Kimse benden böyle bir çıkış beklemiyor olcak ki ses çıkmıyordu. Odaya yeni gelen abimden bile.

"Ben özür dilerim..." sadece baktım bir süre.

"Hep suçlu göründüm ben ya. Her şeyde. Yıllarca üvey babama hata yapanların suçunu ben çektim. Tecavüze uğradım yine suçlu ben göründüm. Babamı buldum. Dedem beni kabullenmedi. Niye? Ben söyleyim babamla annemin suçu yine benim üzerime yıkılmıştı. Birini sevdim sandım gitti döndüğünde ortalığı birbirine kattı bak yine ben suçlu görünüyorum. Ben artık yoruldum anlıyomusunuz beni? Kaldıramıyorum! Güçlü kalamıyorum. Kalbim ağrıyor. Yeter artık lütfen yeter..." hem ağlıyor hem bağrıyordum. Berzan tecavüz olayını öğrenmişti. Yüzüne baktım. Bana bakıyordu şaşkınca, üzüntüyle, acımayla. Hepsine baktım tek tek. Abimin gözleri dolmuştu. Miran gözlerini kapatmış yumruklarını sıkmıştı. Hiçbir şey demeden kaldığım odaya çıkıp kapıyı kilitledim. İçimi dökmüştüm. Ağlıyordum ama sesli değil. Elimi karnıma koydum güç almak istercesine ve daha fazla yorgunluğa dayanamayarak uykuya daldım.

Kapım sabahtan beri çalıyordu ama açmıyordum. Bir şey yapmam gerekiyordu. Ne yapacağımıda bilmiyordum ama Miran'ın yanına gitmeyecektim. Daha fazla burdada kalamazdım. Aklıma bir şey gelmiyordu. Hem gelsede yapamazdım ki. Bebeğim vardı. Onuda düşünmem gerekiyordu. Bir süre kimseyle konuşmamaya karar verip üzerimi giyindim. Yanıma paramı ve cep telefonumuda alıp odadan çıktım. Berzan kapımın önündeydı. Yüzüne bakmadan hızla aşağı inerek evden çıktım. Ne kadar bağırsalarda cevap vermedim. Batu'ya ihtiyacım vardı. Telefonumu cebimden çıkartıp aradım.

     BATU aranıyor...

-Esim nasılsın?

-Pek iyi sayılmaz aslında.

-Esim sesine noldu? Hem neyin var senin?

-Sadece uzun süredir içimde tuttuklarımı dışarı saldım.

-Kızım manyak mısın? Üzülme demiyor muyum ben sana? Hem yeğenimi üzüyorsun.

-Üzüyorlar be Batu.

-Gel buraya o zaman. Ben seni üzmem kimseyede üzdürmem.

-Olmazki öyle..

-Olurki öyle kahkaha attım.

-Gelmeyi düşünürsen senin ve yeğenimin emrine amâdeyim sultanım.
Duygulandım ya.

-Sende olmazsan ne yapardım zaten ben be. Canım kardeşim benim.

-Hey hey ağlama. Burda değilsin sarılamıyorum.

-Tamam tamam ağlamıyorum. Hadi bene kapatayımda sonra yine ararım seni.

-Tamam güzellik.

Eee? Şimdi ne yapcaktım? Babamın yanına gidiyim bari ya.

"Özledik değil mi bebeğim dedeyi?" Haberleri yoktuki bebekten. Neyse bu sayede vermiş olurdum. Berzan'a yakın oturdukları için 10 dk sonra konaktaydım. Kapıyı çaldığımda geçenkilerden farklı kişiler açmıştı.

"Buyrun?"

"Merhaba ben Esim Halil Bey'in torunu" kapıyı açıp içeri buyur etti.

"Herkes nerde?"

"Terastalar hanımım"başımı sallayıp terasa çıktım. Beni görmeyi beklemedikleri kesindi yüzlerine bakılırsa. Babam ayağı kalkıp hemen sarıldı.

"Kızım hoşgeldin"

"Hoşbuldum baba. Gel oturalımda sana bi haberim var, daha doğrusu size." Oturup yüzüme bakmaya başladı. Tek babam değil dedem ve babaannemde.

"Neymiş o haber kızım?"

"Hamileyim" babamın gözleri dolarken babaannem bi zılgıt patlatmıştı. Dedeme baktığımda ise ilk defa gülümseyerek bakıyordu bana. Buna mutlu olmustum.

"Cinsiyeti belli mi kızım?"

"Yok babaanne daha var ögrenmeye."

"Sağlıklı olsunda önemli değil kızım." Gülümseyip başımı salladım.

Berzan'ın evinin önündeydim. Zili çalıp biraz bekledim. Çok geçmeden kapıyı abim açmıştı. Bir şey söylemeden odaya çıktım. Berzan yatağımda oturmuş bana bakıyordu.

"O kim?" Anlamaz ifadeyle ona baktım.

"Kim kim?"

"Sana tecavüz eden o piç?"

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin