19. BÖLÜM

7.4K 250 9
                                    

"Pekala. Barlas kim?" Tabiki de yalan söylemeyecektim.

"Barlas benim eski sevgilim. Daha doğrusu evleneceğim adamdı. Beni onu aldatan bir kadın için terk edince ara sıra tekrarlayan krizlerim günlük olmaya başladı." Kaşlarını çatsada yorumda bulunmadı.

"Peki baban? Barlas'a karşı babanı affedip onu affetmeyeceğini söyledin. Baban ne yaptı ki sana?" Gözlerim dolmuştu. Görmesini istemediğim için gözlerimi masanın altında duran ellerime indirdim. Derin bir nefes alıp kendime geldikten sonra tekrar yüzüne baktım.

"Babam beni ve annemi ben beş yaşındayken terk edip gitti. O gittikten sonra annem bana bakabilmek için evlenmek zorunda kaldı. İlk başlarda iyi olan adam sonradan annemi dövmeye başladı. On dört yaşımdayken annem o adam yüzünden öldü. Bunların hepsi babam yüzünden oldu.  Üç sene önce Barlas daha gitmemişken arkadaşımdan yani eskiden öyleydi, haber geldi. Dedemler her yerde beni arıyorlarmış. Görüşmeyecektim. Sonra birşeyler oldu hep beraber Ankara'ya gittik. Arkadaşım bize bir görüşme ayarladı. Gittik. Annemin öldüğünü ögrenmişler falan filan. Sonra asıl konuyu sordum. Baban döndü dediler. Ayağa kalkıp saydırdım sonra birşey demelerine izin vermeden mekandan çıktık. Bir daha da konusu açılmadı. Aslında gitmeyecektim ama  dün ağzımdan bir anda öyle çıktı. İster istemez eksikliklerini çekiyorum. Sonuçta kaç yıldır tek başımayım."

"Mardin demiştin değil mi?" Başımla onayladım.

"Ben Mardinliyim."deyince gözlerim şokla açıldı.

"Babanın ismi ne Esim?"

"Murat YILDIRIM" dediğimde gülümsemeye başladı.

"En azından düşmanımız değilmişsiniz."

"Nasıl yani?"

"Baban babamın dayısının oğlu demek."

"Hadi be!" Verdiğim tepkiye tekrar gülüp

"O zaman Mardin'e beraber gideriz." Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Nedenmiş o?" Kaşlarımı çattığımı görünce yerinde dikleşti. Garson yanımıza gelip siparişlerimizi önümüze koydu. Bu arada koruma da Mert'i getirmişti. Garson masadan uzaklaştıktan sonra Miran konuşmaya başladı.

"Öncelikle kaşlarını düzelt çok çirkin oluyosun." Bunu demesiyle daha çok çattım.

"Neyse. Uzun zamandır işlerden dolayı gitmiyorduk. Annemlerde Mert'i özlediler. Seninle beraber gider hasret giderirler. Ayrıca babanların konağında kalmak istediğini pek sanmıyorum."

"Haklısın. Orada kalmam ama otelde kalmak daha makul." Arkasına yaslanıp alaylı bir bakış attı.

"Bizim oraları bilmediğin o kadar belli ki... Oradaki otellerin hiçbiri seni kabul etmez. Oranın yöresinde tek başlarına kızları gezdirmezler." İçtiğim portakal suyu boğazımda kalırken Miran alayla

"Helal... helal..." diyordu.

"Ne demek çıkartmazlar. Ne olursa olsun bana hiçbiri karışamaz."

"Kesinlikle" deyip kahvaltısına döndü.

"Ben sana bir soru sormak istoyorum."

"Sor."Mert'e baktığimda pür dikkat yemek yediğini gördüm. Tekrar Miran'a döndüm.

"Mert neden seninle kalıyo?"  Nefesini dışarı üfleyip biraz bana doğru eğildi.

"Onun törelere göre yetişmesini istemediğim için ablam ölünce velayetini üstüme aldım."

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin