52.BÖLÜM

5.9K 178 13
                                    

Gözlerimi açtığımda yine bir hastane odasındaydım. Aklıma olanlar gelince hızla doğruldum. Benim hızlı kalkışımla Miran'da ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Miran bebeğimiz iyi mi?" Yorgunca gülümsedi.

"İyi hayatım merak etme. Sadece bundan sonra fazla üzülmek yasak sana. Sen üzülünce bebeğimizde üzülüyormuş." Derin bir nefes alıp kalktığım yere geri uzandım. Ellerimi karnıma koyup bebeğimi hissetmeye çalıştım. Gözlerimle odayı tarayınca Barlas'ın köşede karnımdaki ellerime baktığını gördüm. Benim baktığımı görünce yanıma geldi.

"Özür dilerim Esim. Bir kere daha hayatını mahfediyodum."

"Önemli değil mi demem gerekiyor? Önce beni terk et sonra gel seni senin için terkettim de bir de bunlar yetmezmiş gibi bebeğimi kaybetmeme sebep olacaktın. Barlas, git ve bir daha hayatıma dahil olma."

"Sana bunları yaşatmamalıydım. Özür dilemek geçirmeyecek biliyorum ama başka diyecek bir şeyim yok. Ben belki arkadaş kalabiliriz diye düşünmüştüm ama bu saatten sonra zaten imkansızmış. Hoşçakal." Her ne kadar ağlamasına üzülsemde dur demedim. Diyemedim. Gururum buna izin vermedi.

"Esim iyi misin?" Başımı sallayıp Miran'a arkamı döndüm. Gözlerimi kapatıp biraz olsun uyumaya çalıştım.

Gözlerimi açtığımda evde Miranla beraber sarılı uyuyorduk. Midemin bulanmasiyla hızla kalkip lavaboya koştum. Kapıyıda kilitleyip klozete eğilip midemde ne varsa boşaltmaya başladım.

"Esim iyi misin? Aç şu kapıyı! Hayır niye kitlersin anlamıyorum ki!" Cevap verecek gücü kendimde bulamadığım için cevap veredim. Zorla ayağa kalkıp ağzımı yıkayıp dişlerimi fırçaladim. Anahtari çevirir çevirmez kapı zaten açılmıştı.

"Bir daha bu kapıyı kilitlemek yasak sana."

"Hayır ya. Beni o halde görmeni istemiyorum."

"Karımsın sen benim. Karnındakide bebeğim. Ne olursa olsun yanında olacağım senin" deyip beni kollarının arasına aldı. Başımı öpmeyide ihmal etmedi tabi.

"Peki peki. Öyle olsun. Benim çok uykum var hadi uyuyalım ya." Bu halime gülüp beni yatağa yönlendirdi. Yatmama yardım edip kendide yanima uzandı. Kolunu başımın altından geçirip göğsüne yatmamı sağladı. Diğer eliylede yorganı üzerimize çekip elini belime sardı. Bende elimi onun beline koyup gözlerimi kapattım.

"Eşim... hadi kalk ben çok şıkıldım." Sabah sabah Mert'in sesiyle uyandım. Ama hala gözlerimi açamadım.

"Dayıcım Esim çok yorgun biraz daha uyusun olmaz mı?"

"Ama dayı ben çok şıkıldım."

"Saat daha 07:00. Sen niye uyandın bu saatte?"

"Korkunç biy yüya göydüm dayı. Çok koyktum." Daha fazla bu sese dayanamayıp gözlerimi açtım.

"Gel bakalım aramıza. Burda korkunç rüya görmezsin bitanem." Mert ellerini çırpıp hemen aramıza yattı. Belimede sarılmayı ihmal etmedi. Bende kollarımi ona sarıp gözlerimi kapattım.

"Vay arkadaş! Herif gelip karımı koynumdan aldı ya." Miran'ın yakınmasına gülüp

"Söylenme Miran. Hadi yat sende bir saat daha uyuyalım. Batu gelcek sonrada Mardin'e gideceğiz" dedim. Dediğimi yapıp yanımıza uzandı. Mert'in üzerinden elini tutup tekrar gözlerimi kapattım.

"Hoşgeldin Batu." Kapıdan girip yanıma gelerek beni kollarınin arasına aldı.

"Hoşbuldum güzellik. Nasılsın bakalım? Yeğenim nasıl?"

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin