Sanki hayatım bir başkasına ait gibi-8

294 20 2
                                    

Yol boyunca sıkıcı şarkılar eşliğinde beni bekleyen yeni hayatımı düşündüm. Bu hayat beni başka bir insan haline getirecek değil mi? Sorumlulukları olan ruhsuz bir insan olacağım belkide.
Hep düşünmüşümdür mantık evliliği yapan insanlar aşk olmadan nasıl birbirlerine katlanıyorlar diye. Fazla merak iyi değilmiş, bunu yaşayarak öğreneceğim.
Nikah dairesine geldiğimizde avuçlarım terliyordu. Özer ailesi çoktan gelmişlerdi. Bizi gören Ahmet Bey ve Meltem Hanım yanımıza gelip sanki yıllardır görüşmüyormuşuzcasına selamlaştılar.
"Eylül'de bize katılmayı çok istedi fakat oradaki işleri henüz yoluna koyabilmiş değil. Kısmetse düğüne yetişecek."
Meltem Hanım'ın neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordum, annem bana anlayacağım şekilde ifade etmişti
"Eylül, Arsel'in ablası Arven. Valla Meltem gerçekten çok başarılı ve güzel bir kızınız var maşallah."
"Hadi içeriye geçelim hanımlar. Nikah memuru bizi bekliyor."
İçimden siz gidin ben birazdan gelirim deyip kaçmak geliyordu. Sanırım bunu yapmak isteyen bir tek ben değildim. Arsel kapının önünde sigara içerken babasının işaretiyle bir şeyler mırıldanıp sigarayı attı.Uzunca bir masanın çevresinde nikah memuru ve, vee Ece...
Ulan Ece ne işin var senin burada!
Ece beni gördüğünde yanıma gelip sessizce "Annen nikah şahidin olmam için ısrar etti. Lütfen bana kızma." deyip yerine geçti.
Klişe birkaç cümle ve sonrasındaki diğer saçmalıklardan sonra günlerdir kendimi yiyip bitirmeme sebep olan soru yöneltilmişti.
"Sayın Arven Alşan, hiçbir baskı altında kalmadan, iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta Arsel Özer'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Valla baskı altında kalmadan kısmını duyunca Hayır deme isteğim tavan yaptı memur bey ama annem ve babamın çenesini daha fazla katlanabileceğimi de zannetmiyorum.
"Arven Hanım ?"
"E-evet."
Aynı soru Arsel'e yöneltildiğinde o benim gibi tutuk kalmamış cevabını hemen vermişti. Şahitlerin onayı alındıktan sonra memur defteri önüme uzattı, kalemi tutamayacak seviyede elim titriyordu. Güçlükle imzamı atıp defteri Arsel'in önüne ittim. Salonda alkış tufanı koparken memur elime aile cüzdanı şeysini tutuşturup gitti.
Sonrasında nerden geldiğini anlayamadığım flaşlar patlamaya başladı. Yılın düğünü dedikleri şeyin birde iç yüzüne bakın çok rica ediyorum.
---
Eve döndüğümüzde önde benim çantalar arkada ben, benim arkamda annem Özer ailesinin evine taaruza gelmiştik.
"Arven, kız beklesene bir şey söyleyeceğim."
"Ne var anne?"
"Bir şeye ihtiyacın olursa bizi ara hemen geliriz. Bir sorun çıkarsa, sormak istediğin bir şey olursa..."
"Artık ne sorabilirim anne? İstediğiniz oldu işte."
"Onu demiyorum kız, yeni evlisiniz siz. Sormak istediğin bir şeyler illa ki olur."
Neyden bahsettiğini anlayınca bütün tüylerim diken diken olmuştu. Hiçbir şey hissetmediğin biriyle birlikte olma düşüncesi midemi bulandırmıştı o anda. Konuşmayı devam ettirmemek için bir odaya bodoslama girdim.
Devasa bir televizyonun karşısına sade renklerle döşenmiş koltuklar vardı. Onlardan birine oturduğumda kapı açıldı ve içeriye Meltem Hanım girdi.
"Seni yalnız bulduğum iyi oldu. Biraz konuşabilir miyiz?"
Evet anlamında başımı salladığımda Meltem Hanım gülümseyerek yanıma oturdu.
"Sakın yabancılık çekme Arven. Burası artık senin evin. Biliyorum her şey çok ani oldu. İkinizinde bu işte gönlü yoktu..."
Bundan sonra söyleyeceği şeylerden tereddüt etmişti.
"Lütfen devam edin."
"Ortaklığın 1 yıl süresi var Arven. 1 yıl sonunda gidişata göre sözleşme yenilenecek fakat senin böyle bir zorunluluğun yok. Ömrünün sonuna kadar Arsel ile evli kalma mecburiyetinde değilsin."
Gözlerim ışıldamıştı birden. Evlenmek zorunda olduğum söylendi, boşanamazsın diye bir şey söylenmedi ya tabi.
"Ve, kendini rahatsız hissetmene de gerek yok. Bu formaliteden bir evlilik. Arsel sana sen istemediğin taktirde dokunmayacak. O konuda bir kuşkun olmasın, ama senden tek istediğim bunun basına yansımaması. Hal ve hareketlerinizi ona göre ayarlayın lütfen."
"Oğlunuzun kızlarla olan özgeçmişinden haberim var. Bana bunun garantisini nasıl vereceksiniz?"
"Açıkçası bu söylediğine biraz kırıldım. Kimseyi dışarıdan duyduklarınla yargılamamalısın."
"Üzgünüm Meltem Hanım, sizi ve oğlunuzu tanımam için hiç fırsatım olmadı."
"Biliyorum. Konuyu uzatmayacağım kızım ama ben oğlumu birazcık tanıyorsam her şey söylediğim gibi olacak."
"Teşekkürler."
"Hadi gel sana odanı göstereyim."
***
Meltem Hanım bana odamı gösterdikten sonra sadece benim için hizmet edecek olan hizmetcisiyle tanıştım. Kadın ufak tefekti ama fazlasıyla cingöz duruyordu. Anlaşamayacağımız yönünde ki şüphelerim oldukça çoğalmışken bakışlarımın değiştiğini fark etmemiştim bile.
"Bir sorun mu var efendim?"
"Adın nedir ?"
"Ayşe."
"Ayşe, biraz yalnız kalmak istiyorum."
"Peki efendim. Bir arzunuz olursa ben dışarıdayım"
Kıyafetlerimi dolaba yerleştirmişlerdi. Sanki başından beri buraya aitmiş gibiydiler.
Tek ait olmayan bendim galiba.
"Mayk kafayı yemek üzereyim duvarlar üzerime geliyor sanki."
Bu devasa odada da daraldığını söylemezsin be kızım...
Ellerimi saçlarımın arasına daldırıp pencereyi açtım.

Aşağıda büyükçe bir havuz ve etrafında koşuşturan hizmetçiler vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağıda büyükçe bir havuz ve etrafında koşuşturan hizmetçiler vardı. Biraz ileriye baktığımda bahçeye hazırlanan bir masa gördüm. Kalbim sıkışıyordu sanki.
Odamın kapısı çalınmasıyla arkamı döndüm.
"Arven'cim girebilir miyim?"
"Tabi."
"Nasıl beğendin mi burayı?"
"Henüz bir şey diyemiyorum."
Meltem Hanım gülerek "Yakında alışırsın." dedi ve elinde tuttuğu elbiseyi yatağa özenle koydu.
"Rica etsem akşam yemeğinde bunu giyer misin? Eminim sana çok yakışacaktır."
Elbiseye baktım. Mor renkli deri bir elbiseydi. Beğenmedim demek hakaret olurdu.
"Peki."
"Biraz rahatla lütfen. Hiç mutlu görünmüyorsun."
"Mutlu görünebilmem için öyle olmam gerekmez mi?"
Meltem Hanım'ın yüzünde ki gülümseme yerini ciddiyete bıraktı.
"Bende senin gibiydim biliyor musun Arven. Ahmet ile evlendiğimde daha 18 yaşındaydım. Babam evleneceğimi söylediğinde evden kaçmıştım."
"Nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz, neden aynı şeyi oğlunuza yaşatıyorsunuz?"
"Benim elimde olan bir şey değildi bir tanem. Arsel de çok mutsuz, biricik oğlumun mutsuz olduğunu görmeyi, yaşadığım zorlukların aynısını ona ve sana yaşatmayı nasıl isterim. İnan bana böyle olmasını istemedim."
Meltem Hanım'ın samimiyetine inanıyordum. Her ne kadar ilk karşılaşmamızda Ahmet Bey birlikte verdikleri karar olduğunu söylesede yüzünde ki çaresizlik beni buna zorluyordu.
"Arsel kötü bir çocuk değil Arven. Kendi oğlum olduğu için söylemiyorum. Eminim tanıdıkça sende beni anlayacaksın. Lütfen birbirinize şans verin."
"Elimden geleni yapacağım Meltem Hanım ama benden daha fazlasını istemeyin."
"Elbette."
Elbiseyi göstererek giyinmek için izin istedim. Söylediği gibi elbise bana çok yakışmıştı. Yüzümdeki makyajı temizleyip yenisi yaptıktan sonra odadan çıktım.
Koridorun başında Arsel'in odası vardı galiba. Çünkü sesini duyuyordum. Tam önünden geçerken kapısını  açtı.

 Tam önünden geçerken kapısını  açtı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin