Amaçsız-56

177 14 2
                                    

Ece ve Doruk'un düğününden bu yana 2 ay geçti.Bazı şeyleri yoluna sokabilmiştik, yani en azından Arsel bir bebeğimiz olacağını kabullenmişti.Hâlâ baba olma konusunda ki ön yargılarını kıramamıştım ama eminim kucağına aldığı andan itibaren bunlardan kendisi kurtulacaktı.Aynanın karşısında dikilip kendimi inceliyordum.Hafif şişmiş karnımın üstünde parmaklarımı gezdirdim.
"Bugün ne yapmak istersin küçüğüm.Babanın yanına gidelim mi?Neler yapıyormuş bakalım mı?"
"Arven Hanım,Meltem Hanım geldi."
"Gelliyorum."
Üzerimi düzeltip aşağıya indim.
Meltem Hanım yüzüne yayılan keyifli gülümsemesiyle beni süzdü.
"Hoşgeldiniz."
"Ah canım benim,harika görünüyorsun."
Karşısına oturduğumda neden bu kadar mutlu olduğunu merak etmiştim.
"Biliyorum çok sık ziyaretinize gelemiyorum.Bu konuşma içinde haliyle geciktim."
"Ne kadar yoğun olduğunuzu biliyorum."
"Anlayışın için teşekkür ederim kızım.Nasılsın?"
"Daha iyiyim,yani...İlk ayların nasıl olduğunu bilirsiniz.Kafamı klozetten kaldırabildiğim için mutluyum."
"Tabi.Arsel nasıl?"
Ah Meltem Hanım asıl sormak istediğiniz şeyi baştan söylesenize.Neden dolandırıyorsunuz ki lafı.
"O da iyi."
"Sakıncası yoksa bir şey sormak istiyorum Arven'cim.Arsel'e bunu nasıl kabul ettirdin?Sende biliyorsun ki..."
"Oldukça zor bir dönemdi.Bundan fazla bahsetmek istemiyorum ama sadece şunu söyleyebilirim ki özel bir sebebi yok.Sadece vicdanı el vermedi o kadar."
"Sana çok teşekkür ederim Arven."
"Ne için?"
"Bana oğlumu geri verdiğin için."
"Afedersiniz ne demek istediğinizi tam anlayamadım."
"Bu konuştuklarımız aramızda kalacak biliyorum..."
"Elbette."
"Arsel çok zor şeyler yaşadı Arven.Ahmet onu hep kendi istediği kalıplara sığdırmak istedi.Her çocuğun yapabileceği normal hatalara bile tahammülü yoktu.Yaptığı her hata için ona kaldıramayacağı cezalar verirdi.Kısacası Ahmet,çocuk değilde,şirketi rahatlıkla emanet edebileceği bir varis yetiştirmek istedi.Arsel'i ne kadar yıprattığını fark edemedi bile."
"Neden oğlunuza bu kadar düşkün olduğunuza şaşmamalı."
Buruk bir gülümseyle beni süzüp devam etti.
"Sonra bir gün...İsyan etti,bizi terk etmek istedi.Ona engel oldum,gitmesine izin vermedim.Aradan bir gün bile geçmeden,intihara kalkıştı."
"Siz neler söylüyorsunuz böyle?"
"Arsel kendisine zarar verecek bir çocuk değildi.Çok üstüne gittik,bunda benimde payım büyük.Onu dinledim,gitmesine izin verseydim bunların hiçbiri yaşanmazdı."
Duyduklarım karşısında şaşkınlık içinde kalmıştım.
"Lütfen devam edin."
***
(5 yıl önce)
"Arsel Bey incelemeniz gerek evraklar var."
"Sonra..."
"Sizinle görüşmek isteyen birkaç müşterimiz var"
"Müsait olmadığımı söyle."
"Efendim pazartesiden beri bekliyorlar."
"Ne dediğimi duymadın mı?!"
Arsel'in öfkesinden korkarak odadan çıkan sekreteri masasının önünde bekleyen Meltem Hanım ile karşılaştı.
"Arsel odasında mı?"
"Evet efendim ama çok sinirli."
"Ahmet Bey'i çağırır mısın?"
"Tabi efendim."
Meltem Hanım kapıyı tıklatarak sessizce içeriye girdi.
"Arsel'cim girebilir miyim?"
Arsel pencereye yasladığı başını kaldırıp şişede kalan son viskiyi bardağa doldurdu.O kadar sarhoştu ki ayakta durmaya bile mecali yoktu.
"Bana kızgınsın biliyorum ama lütfen yapma böyle."
"Kızgın değilim validem rahat olun."
Meltem Hanım oğlunun yanına yaklaşıp elindeki bardağı aldı.
"Bu saatte,bu kadar içmene sebep olan ne merak ediyorum öyleyse."
"İyiyim dedim anne uzatma."
Arsel,annesinin elindeki bardağa uzanmaya çalışınca Meltem Hanım odada gezinmeye başladı.
"Babanla konuşacağım.Sana biraz izin versin.Bu kadar üstüne gitmemeli daha kaç yaşındasın sanki..."
Arsel alaycı bir şekilde gülerken içeriye Ahmet Bey girdi.
"Ne o,beni annene mi şikayet ediyordun?"
"Ahmet konuşmalıyız."
"Konuşalım hayatım.Hatta dur önce ben başlayayım.Küçük bey...Bu depresif hallerinden kurtulman için sana bir şans veriyorum.Bir an önce toparlanıp eski haline dön."
"Arsel'in dinlenmeye ihtiyacı var."
"Dinlenmeye mi?Hangimiz dinlenebildik Meltem.Yorulup ara verenler asla kazanamazlar.Söylediğim şeyleri harfiyen uygulayıp bu soy ismin hakkını vereceksin.Özer olmak öyle kolay değildir."
Arsel babasının söylediklerinden hemen sonra gülmeye başlamıştı.Öylesine yersizdi ki bu hareketi anne ve babası şaşkınlıkla baktı.Saçlarını karıştırarak birkaç adım geri çekildikten sonra yüzünde ki gülümsemesi yerini ciddiyete bıraktı.
"Senin gibi olmayacağım."
"Sahip olduğun her şeyi sana ben verdim!Ne istediysen yaptım!Payına düşen her şey,seni Arsel Özer yapan her şeye benim sayemde sahipsin.Bana değilde kime benzeyceksin?Beni değilde kimi izleyeceksin?"
Ahmet Özer zehir saçan cümlelerini bir bir sarfederken Meltem hanım onu susturmaya çalışıyordu.O sırada ikisininde hiç beklemediği bir şey oldu ve Arsel çekmecesinden çıkarttığı silahı şakağına dayadı.Eş zamanla Meltem Hanım'ın korku yüklü çığlığı odada yankılandı.
"Böyle bir hayat istemedim.Senden hiçbir şey istemedim.Sana benzemektense,senin yolunda ilerlemektense ölmeyi tercih ederim!"
"Arsel indir şu silahı!"
"Çocukluğumdan beri şu kelimenin altında nasıl ezildiğimi anlamadın,hala da anlamıyorsun."
Arsel farkında olmadan akıttığı göz yaşlarını silip başını dikleştirdi.
"Bana bu şekilde bakma baba neredeyse benim için üzüldüğünü düşüneceğim."
"Arsel yapma oğlum lütfen indir şu silahı gözünü seveyim bir kaza çıkacak şimdi."
"Korkma anne,artık mutlu olacağım."
***
Meltem hanım o günü anlatırken sanki tekrar yaşıyormuş gibiydi.
Ağlamaya başladığında yanına oturdum.Bana sımsıkı sarılıp biraz daha ağladı.
"O kurşun Arsel'e gelseydi eğer..."
"Lütfen artık üzülmeyin.Arsel yanınızda ve yaşıyor."
"Çok şükür ki yaşıyor ama o bizi terk edeli çok uzun zaman oldu.Ben bu bebeğin Arsel'e iyi geleceğine tüm kalbimle inanıyorum Arven bu yüzden sana minnettarım.Çocuğunun yüzünde ki gülümsenin sebebi olmak ona iyi gelecek."
----
Meltem Hanım gittikten sonra anlattıklarını düşündüm.Arsel bunca zaman iyi idare etmiş.Baskıcı bir ailede büyümek korkunç bir şey.Kendini asla istediği gibi yansıtamamış ve istemediği bir hayatı yaşamaya mecbur edilmişti.
Evde daha fazla durmayıp şirkete gittim.Duyduklarımdan sonra onun odasına girmek benim için biraz zor olacaktı tabi ama odaya girdiğim anda tüm bunları unutmama yetecek bir görüntü karşılamıştı beni.
"Semih Bey?"
"Merhaba Arven."

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin