Ay çok üzüldüm(!)-61

173 18 2
                                    

Şirketten bu şekilde ayrılmak biraz tuhaftı.
Öte yandan Arsel'in arada benim olmamdan kaynaklanarak babasına karşı koyuşu bence günün en anlamlı olayıydı.Gözler kalp emojisi😍😍😍
Arabadayken direksiyonu sımsıkı kavramış,gözlerini yoldan bir saniye bile ayırmadan oturuyordu.
İşin garip yönü arabayı çalıştırmamış olmasıydı.Trafikte yola bakmasından doğal ne var sanki canım.
"Arsel."
Bana dönmeyip duyamayacağım seviyede bir şeyler fısıldayıp güldü.
"Arsel?"
Varlığımın sanki o an farkına varmış gibi merakla bana baktı.
"İyi misin?"
"Çok iyiyim."
"Sence fazla mı ileri gittik?"
"Hayır.Bence yeterli bile olmayabilir."
Kontağı çevirip arabayı çalıştırdığında kemerimi taktım.Hiçbir yere sapmadan doğruca eve getirmişti beni.Sonrada açıklama yapmadan çekip gitti.
Anlamıyorum!Hani ortaktık Arsel?
Küçüğüm sen doğmadan, ben bu babacığını gerçekten döveceğim.
***
Akşama doğru karnım acıkmaya başladığından Arsel'i aramıştım ama telefonu kapalıydı.Mecburen yemeği kendi başıma yedim.Sonra biraz televizyon izledim.Sanki herkes anlaşmış gibiydi bugün.Kimse telefona bakmıyordu.Bu sıkıcı akşam üstünü ne yazık ki bu şekilde devam ettiremeyecektim.Üzerime ince bir hırka alıp kapşonumu geçirdikten sonra dışarıya çıktım.Yağmur çiseliyordu ve daha azıcık yağmış olmasına rağmen etrafı muazzam bir toprak kokusu sarmıştı.Ellerimi cebime sokup yürümeye başladım.Vay be,evlenmeden önce bunu ne kadar sık yapardım.Sanki yıllar oldu.
Evin az ilerisinde ki parka doğru ilerlerken ağaçların arasında gizlenmiş bir kadının doğruca bana baktığını gördüm.İlk önce arkama,sağıma soluma döndüm.I-ıh vallahi bana bakıyordu.Birine mi benzetti ki.Merak içerisinde kadının yanına doğru ilerledim.Yaklaşıktıkça yüzü dahada netleşiyordu.
"Şşşt,baksana."
Ve şu cümlesinden sonra bana baktığı garantilenmiş oldu.
Boğazına kadar çektiği fermuarını indirip kapşonunu çıkartan kızıl saçlı bu kadını bir yerden tanıyorum!
"Eylül!"
Saçlarını mı boyatmış bu!?
"Merhaba Arven."
***
Yazardan*
Arven yerine çivilenmiş vaziyette karşısında onu gülümseyerek izleyen Eylül'e baktı.
"Burada ne işin var?!"
"Lütfen korkma."
"Yaklaşma bana!"
Eylül birkaç adım gerileyip ellerini kaldırdı.
"Bana güvenmiyorsun.Sonuna kadar haklısın ben olsam bende güvenmezdim ama seninle konuşmaya mecburdum.Arsel'i mümkün olduğu kadar insan içinde tut Arven.Semih çok kötü şeyler yapacak."
"Az önce sana güvenmemem gerektiğini söyledin.Bu söylediğine neden inanayım?"
"Çünkü işin içinde kardeşim var."
"Pardon,biraz kafam karıştı.Yanlışım varsa düzelt olur mu?Hani şu az kalsın ölümüne sebep olacağın kardeşin değil mi?Şimdi onu mu koruyorsun?"
"Evet tamda öyle yapıyorum."
"Sen aşağılık bir kadınsın."
"Sus ve sadece beni dinle çünkü tekrarlamayacağım.Bu fotoğrafları al.Arsel'in ihtiyacı olacak."
Arven fotoğraflara inceleyip tekrar Eylül'e baktı.
"Bunun Arsel ile ne ilgisi var?"
Eylül,Arven'e cevap vermeyip imayla güldü.
"Kardeşime göz kulak ol."
***
Arven*
Ertesi sabah kapıdan gelen gürültüyle yerimden sıçradım.
Allah'ım aklım gitti resmen.Neler oluyor böyle?Arsel gözlerini açmadan esneyerek yatakta kıvrılırken birden kapıda üniformalı birkaç polis belirdi.
"Yuh!Namahrem diye bir şey var!"
"Arsel Bey bizimle merkeze kadar gelmeniz gerek."
"Ne merkezi ya ne oluyor?!"
Dikkatini çeken bir şeyler olmuş olmalı ki Arsel tek göz gözünü açmış olanları izliyordu.
"Emre Parlakyiğit cinayetinde ki delillere göre şüpheliler arasındasınız lütfen zorluk çıkarmayın."
"Emre,Emre ney dedi?Emre Parlakyiğit mi?Emre öldü mü?!"
"Ne oluyor a....k.... sabah sabah ya?"
***
Emniyete geldiğimizde Arsel ifadesini vermek için yanımdan ayrıldı.Bekleme odasında endişeyle beklerken aklım hâlâ bunu almakta direniyordu.Emre'yi kim öldürmüş olabilirdi ki?Tamam öldürülmesi tuhaf değil öyle gıcık bir tip çok yaşamazdı zaten ama...Of Allah'ım off.
Başımı ellerimin arasına almış kendimi yiyip bitirmekle meşgulken omzunda bir el hissettim.
"Arven neler oldu?Arsel burada mı?!"
"Sadece bir yanlış anlaşılma var."
"Duydun mu Ahmet!Sabahtan beri okuduklarımızın yalan olduğunu söylemiştim sana!"
"Senin o psikopat oğlunda her şeyi yapacak potansiyel var!"
"İşine gelince senin oğlun işine gelmeyince benim oğlum öyle mi?"
"Çok afedersiniz bölmek istemezdim fakat psikopat dediğiniz Arsel'in bu duruma gelmesinde ki en büyük sebep sizken nasıl bu kadar rahat konuşmaya cesaret ediyorsunuz anlamıyorum Ahmet Bey."
"Ben mi?Sen ne demek istiyorsun?!"
Öfkesi bana yönlendiği sırada Arsel'in çıktığını gördüm.Hemen yanına gidip ona sarıldım.
"Çok korktum Arsel.Lütfen her şeyin yolunda olduğunu söyle."
"Korkacak bir şey yok sarışınım."
"Arsel neler oluyor burada?"
"Biri benimle oyun oynuyor validem."
"Bir türlü büyütemedik ki hâlâ oyunlara alet ediliyor."
Allah'ım sen bana sabır ver !
"Ahmet!"
"Gazetelerin hepsinde çıkmışsın küçük Bey!Proje öncesi harika bir reklam oldu.Artık sittin sene burnumuz boktan çıkmaz."
"Ay yeter!Bir sus artık Ahmet.Sabahtan beri ağzından iyi tek kelime çıkmadı!"
Arsel kolunu omzuma atıp yürümeye başladığında onları arkada bıraktık.
"Emre gerçekten ölmüş mü Arsel?"
"Evet.Tek kurşunla,acısız.Benim sonum gibi."
Eliyle yaptığı hayali silahı şakağına dayadığında yumruğumu karnına geçirdim.
"Beni üzmek zorunda mısın?."
"Kızma hemen şaka yaptım."
"Peki bunu kim yapmış olabilir?Seni nasıl suçlarlar?"
"Bilmiyorum sarışın.Yakında öğreniriz merak etme."

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin