Öyle bir rüya-46

205 18 0
                                    

Bütün kan hücrelerim yanaklarıma hücum ediyordu.Avucumda ki kutuya bakıp gülümsedim.Resmen komutla çalışacak duruma gelmiştim öyle bir şaşkınlık ve mutluluktu bu.
Kutuyu açıp içinde ki yüzüğe baktım.Büyük bir taşı vardı ve parmağı saran kısmında da küçük taşlar mevcuttu.

Büyük bir taşı vardı ve parmağı saran kısmında da küçük taşlar mevcuttu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu çok güzel."
Arsel yüzüğü kutudan çıkartıp parmağıma taktı.
"Şimdi çok daha güzel."
Hayranlıkla elime bakıyordum.
"Benimde sana bir hediyem var."
"Öyle mi?"
Gitarı sakladığım yerden çıkartıp Arsel'e uzattım.Paketi açıp gitarı çantasından çıkarttı.Gözlerinde ki heyecanı görebiliyordum.
"Bulabildiğine inanamıyorum."
"O beni buldu."
Arsel akordunu kontrol edip küçük melodiler çalarken bende dikkatle onu izledim.

"Arsel akordunu kontrol edip küçük melodiler çalarken bende dikkatle onu izledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana bir şarkı yazarsın artık."
Arsel sadece gülümsemişti.
"Sanırım bunu düşünebilirim."
"Naz yapmak senin doğanda var değil mi?"
"Evet."
Yemeğe başladıktan sonra birlikte geçirdiğimiz 1 yılı düşündük.
"Zor zamanlar geçirdik ama bence her şeye rağmen güzel bir yıldı." dedim kadehimde ki şaraba bakarak.
"Bunu söylemen ne güzel."
"Her şeye rağmen."
"Her şeye rağmen."
Kadehlerimizi tokuşturduğumuz sırada Likör ayağımın altında geziniyordu, kıkırdamıştım.
"Biliyor musun Arsel hiç de göründüğün gibi biri değilsin."
"Nasıl görünüyorum ki?"
"Umursamaz,taş kalpli,kibirli.Şu an aklıma gelenler bunlar."
"Taş kalpli demek..."
"Ama gerçek şu ki sen...Bu dünyada tanıdığım en iyi insansın.Bir insana nasıl olurda ukala olmak yakışır anlamıyorum.Kelimelerle anlatamayacağım kadar güzel bir kalbin var."
"Bağcılar konusunu kapatmamıza sevindim."
Bu söylediğiyle kahkaha atmıştım.
"Sana küçük bir sır vereyim mi sarışın?"
Onu başımla onayladığımda elimi tuttu.
"Kelimelerle anlatamayacak kadar güzel bulduğun kalbimin hepsi sana ait."
Şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken aynı zamanda mutluluktan gözlerim dolmuştu.
"Seni seviyorum Arven Özer."
Özer kısmını bastırarak söylemişti.Gözlerimden yavaş yavaş düşen göz yaşlarımı uzanıp sildi.
"Neden ağlıyorsun?"
"Mutluluğu ilk kez bu kadar yoğun yaşıyorum sanırım."
Yanaklarımı silip gülümsedim.
"Makyajım bozuldu değil mi?"
"Harika görünüyorsun."
Gözlerimi kırpıştırarak Arsel'e baktım.Daha fazla oturduğum yerde kalamayıp ona yaklaştım.
Elimi yanağına koyup gözlerine baktım.
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Böcekler,böcekler için."
İçtenlikle gülüp avucumdan öptü.
"Ben de az şeyler yapmadım."
Gülümseyip saçlarımı okşarken
gözleri boynumdan aşağı doğru kaydığında utandım.
"Elbiseni çok beğendim ama onunla pek rahat görünmüyorsun."
"Çok mu belli oluyor. Sanırım çıkartmalıyım."
"Yardım etmek isterim."
Bunu söylerken çok komikti.Yani gülümsesi yaramaz çocuklarınkinden farksızdı.
"Çok naziksiniz.Yardımınızı kabul ediyorum Arsel Bey..."
Arsel ayağa kalktıktan sonra beni kucağına alıp yatak odasına götürdü...
***
Ertesi sabah rüzgarın tenimi okşamasıyla uyanmıştım.Esneyerek gözlerimi açtım.Güneş odayı aydınlatmış içerisi pırıl pırıldı.Elimi yatağın diğer tarafında gezdirip Arsel'e  ulaştım.Benden önce uyanmış,beni izliyordu.
"Günaydın."
"Günaydın sevgilim."
"Neden uyandırmadın beni?"
"Çok güzeldin,kıyamadım."
Gülümseyip dudaklarından öptüm.Dün gecenin detayları aklıma gelirken başımı onunkine yasladım.
"Buna doyabileceğimi sanmıyorum."
Arsel gülerek parmaklarını omzunda gezdirdi.
"Yalnız olmadığıma sevindim."
Dönüp onun üzerine yattığımda dudaklarımdan öptü.
****
Başımı göğsüne yaslamış ellerimi üzerinde gezdirirken hala gülümsüyordum.
"Geç kaldım ama seni bırakmak istemiyorum."
"Burada seni bekliyor olacağım."
Başımdan öpüp yataktan kalktığında onu izlemeye devam ettim o sırada Likör yatağa atladı.
"Ne oldu oğlum,sıkıldın mı sen?Oyun mu oynamak istiyorsun?"
Arsel duşa girdiğinde,kısa sürede uyumuştu tüğ yumağım.
Onu rahatsız etmeden üzerime Arsel'in gömleğini giyip pencereden baktım.Sema kapıyı tıklatılıp içeriye girmeden seslendi.
"Uyandınız mı efendim."
"Evet Sema."
"Hemen kahvaltıyı hazırlatıyorum."
Arsel çıktıktan sonra bende duş alıp aşağıya indim.Harika bir kahvaltı masası ve miladım beni bekliyordu.
"Bugün bir planın var mı?"
"Hayır sanırım tüm gün evdeyim."
"Ece ve Doruk bugün dönüyorlar.Belki arkadaşınla görüşmek istersin pek mutlu değilmiş."
"Neden?"
"Doruk hamileliğin iyi gitmediğini söylüyor.Kendini iyi hissetmediği için erken dönmüşler."
"Buna üzüldüm.Bugün yanına uğrarım."
Biz sohbetimizi sürdürken kapı çalmıştı.
"Birini mi bekliyoruz?"
"Hayır."
"Arsel Bey,Arven Hanım kapıda bir bebek var."
Aynı anda senkronize olmuş şekilde "Ne?!" demiştik.
Ben koşar adımlarla kapıya gidip neler olduğuna baktım.Bir pusetin içinde uyuyan minicik bir bebek...
Ağzımdan "Arseeell bu çok güzel."nidası döküldü.Bebeği pusetinden kaldırıp kucağıma aldım.
"Şu güzelliğe bakar mısın abisii."
Arsel dışarıya çıkıp etrafa bakındıktan sonra kapıyı kapattı.
"Bu bebek tek başına gelmiş olamaz."
"E herhalde,şu tatlılığa baksanaaa."
Cümlemin sonunda bebek gibi konuşmaya başlamıştım.Sonrasında aklıma gelen bir fikirle gözlerim ışıldadı.
"Arsel,bizimle kalabilir mi?"
"Arven saçmalama lütfen evcil hayvan mı bu?İstediğin gibi alamazsın eminim onu merak eden birileri vardır."
"Öyleyse evlat edinelim."
"Hayatında hiç çocuk büyüttün mü?Küçücük,ya bizim yüzümüzden başına bir şey gelirse."
"Bizde böyleydik."
"Arven yapamayız."
"Lütfeeeeğn."
Kedi yavrusu gibi Arsel'e bakarken o bana endişeyle bakıyordu.
"Kameraları kontrol edip bebeğin ailesini araştıracağım."
"Hayır lütfen.Hemen karar verme,önce biraz düşün.Bir çocuğumuz olsun istemez miydin?"
"Ne!Arven bu bebeğin ailesi biz değiliz.Onun bir ailesi var zaten.Yetkili birine haber vermemek çok bencil bir karar."
"Evet,ama onu bizim kapımızın önüne bıraktılar.Artık ailesi sayılmazlar.En azından onları buluna kadar bizimle kalsın olmaz mı?"
Arsel bezgin bir ifadeyle bana bakıp derin bir nefes aldı.
"Tamam."
"Yaşasın!"
Arsel'i öpüp bebekle ilgilenmeye devam ettim.
"Arsel abin bizimle kalabileceğini söyledi küçüğüm.Demek bizi seçtin,sen ne kadar sevimlisin öyle.İsmin ne?"
Arsel benim bu çocuksu tavırlarımı hayretler içersinde izliyordu.
"Onu tutmak ister misin?"
"Kesinlikle hayır.Ben zaten çıkıyorum,geç kaldım,akşam görüşürüz."
Arsel evden koşar adımlarla çıkmıştı.Bende bana boncuk gözleriyle bakan sevimli bebişle baş başa kaldım.
"Aç mısın minnoşum bu beceriksiz ablan sana ne yedirebilir...Ama sen bebeksin sadece süt içersin öyle değil mi?Sanırım seninle küçük bir alışverişe çıkmalıyız."
***
Küçük diye nitelendirdiğim alışverişin sonunda bebek mağazasına böbreğimi bırakıp geri dönmüştüm.Bu işin şakasıydı elbette fakat servet döktüm bu bir gerçekti.
Evdeki odalardan birini onun için hazırlayıp eşyalarını dolaba yerleştirdim.
"Keşke adını bilsem minik bebiş.Arsel abin döndüğünde senin hakkında bir şeyler öğrenmiş mi soracağım.Sakın seni sevmediğini düşünüp üzülme olur mu?Onun yapısı böyle.İlk tanıştığımızda bana nasıl davranıyordu bir bilsen.Tabi benimde ondan kalır yanım yoktu.Başını ağrıtmıyorum değil mi?"
Elimdeki kıyafeti de dolaba koyup bebeğe döndüm.Mışıl mışıl uyuyordu.Kıyamam,senin gibi bir melek nasıl yapayalnız bırakılabilir ki.Ya bizim yerimize seni kötü insanlar bulsaydı.
Beşiğin kenarında onu hayranlıkla izlerken Arsel'in geldiğini duymamıştım.
"Arven sen,ne yaptın böyle.Seni yalnız bırakmamak gerekiyor."
"Beğenmedin mi?"
"Beğendim tabi ama,biraz abartmamış mısın?Bizimle uzun süre kalmayacak."
"Onu istemiyorsun değil mi Arsel"
Minik bebeğin hızlı hızlı inip kalkan göğsüne bakıyordum.
"İstememekle ilgisi yok."
"Neyle ilgisi var peki?"
"Buna hazır değilim Arven."
"Ona bakınca içinde bir sıcaklık hissetmiyor musun?"
Kollarımı bel boşluğundan geçirip gözlerine baktım.
"Sadece akışına bıraksan olmaz mı?Kendini bu kadar kasma,o sadece bir bebek.Ona kendini sevdirmek için çaba sarfetmen gerekmiyor."
Arsel derin bir nefes alıp elini belime koydu.
"Kendine bir şans vermelisin." derken saçlarıyla oynuyordum.
"Şans vermeliyim öyle mi?"
"Evet, yapabileceğine inanıyorum.Sende inanmalısın."
Arsel başımdan öpüp dudakları hale saçlarımın üstündeyken
"Deneyeceğim ama sadece senin için."dedi.O kadar mutlu olmuştum ki yanağına bir sürü öpücük kondurdum.
"Onun hakkında bir şeyler öğrenebildin mi sevgilim?"
"Hayır.Onu evimizin önüne bırakan kadının yüzü kapalıydı.Yani henüz ailesine dair hiçbir bilgi yok."
"Keşke adını öğrenebilsek."
Arsel beşiğin kenarında durup onu izlemedi.
"Neden bu kadar hızlı nefes alıyor?"
"Bebek olduğu için."
"Ne zaman uyudu?"
"Yeni, birazdan uyanır ama merak etme."
İkimizde hayranlıkla onu izliyorduk.Çok sürmeden uyandı,küçücük gözleriyle bizi izlerken karnının acıkmış olabileceğini düşündüm.
"Mama yapmalıyız onu kucağına al yoksa ağlar."
"Bunu kesinlikle yapamam."
Arsel'e kınayıcı ebeveyn bakışı atıp bebeği kucağıma aldım.
"Öyleyse mamasını hazırla."
"Ne?"
"Duydun işte.Ya mamasını hazırlayacaksın ya da bu küçük beyi tutacaksın."
Bir süre ikimize baktıktan sonra kollarını açtı.
"Korktuğunu belli etme."
"Korkmuyorum sadece, zarar vermek istemiyorum."
Bebeği yavaşça Arsel'in kolları arasına bıraktığımda komik bir görüntü oluşmuştu.
"Saksı değil hayatım bu.Biraz yaklaştır kendine."
Alışınca daha rahat tutmuştu tabi ama o ilk an harikaydı.Ikisini yalnız bırakıp mama hazırlamak için mutfağa indim.Bir yandan aklımdan harika bir aile olacağımızı geçiriyor diğer yandan da annelik hakkında hiçbir şey bilmediğim gerçeğini kabullenmeye çalışıyordum.Kötü sayılmazdım bence,sonuçta küçük bebiş hâlâ yaşıyor ve mutlu.Ben güzel hayallere dalmışken yukarıdan piyano sesi gelmeye başlamıştı.
Elimde biberon sesin geldiği odaya gittim.Arsel bir yandan bebeği tutuyor diğer yandan ona piyano çalıyordu.Bebiş Küçük elleriyle Arsel'in parmaklarını tutmaya çalışıyor diğer taraftanda piyanonun tuşlarına vuruyordu.
"Ne dersin yetenek var mı?"
"Ondan iyisini dinlemedim."dedikten sonra güldü.

Bebeği bana uzatmaya yeltendiğinde geri çekilip biberonu uzattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bebeği bana uzatmaya yeltendiğinde geri çekilip biberonu uzattım.
"Yapamazsın."
"Hadi canım hadi yedirirsin sen aslanım benim."
Arsel bir elinde biberon diğer elinde bebek bana bakıyordu.
Başa gelen çekilir mi dedi artık ne dediyse koltuğa oturup mamayı yedirmeye başladı.Tuhaftı ki ilk denemesi olduğu halde gayet başarılıydı.
"Gaz işini ben hallederim canım."
Bebeği kucağından alıp yavaş yavaş sırtını sıvazlamaya başladım.Arsel bizi hangi duyguyu ifade ettiğini bilemediğim bakışlarla süzüyordu.

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin