Hırs ruleti\2(24)

241 21 2
                                    

Arsel haberin devamını okurken damarlarında gezen şey kan değil de kendisini ele geçirmek üzere olan öfkesiydi.
Babasının aradığını görünce sakin kalmaya çalışarak telefonu açtı.
"Hemen şirkete gel!"
Telefon Arsel bir şey söylemeden yüzüne kapandıktan kısa bir süre sonra içinden küfür ederek telefonunu koltuğa attı.Sinirini yatıştıracak bir şeyler düşünmeye çalışıyordu, onu kendine getiren şey merdivenin başında ki tıkırtı olmuştu.Arven'in geleceğini anlayınca gazeteleri nereye yapacağını bilemeden tişörtünün içine sokuşturdu.
"Günaydın.Nereye?"
"Hemen çıkmam lazım."
"Karnında ki ne?"
"Ne?Ha o mu?Sanırım hamileyim ama önemli bir şey değil.Sen git spor falan yap hadi.Televizyon aptallar içindir,tablet ve telefonlarda öyle.Bugün kendine bir iyilik yap ve hiçbirine dokunma tamam mı?"
Arsel,evden koşarak çıkıp gazeteleri arabasına attı ve doğruca şirkete geldi.Toplantı odasından bağrışmalar geliyordu.Tam da düşündüğü gibiydi her şey..
"Hepiniz çıkın!Gözüm görmesin hiçbirinizi!İşe yaramaz herifler!"
Arsel kapının önünde durmuş dışarıya çıkanları izlerken nerden geldiğini anlayamadığı bir yumruğun acısını hissetmişti çenesinde.
"Ulan ben sana güvenemeyecek miyim?!Adamlar gözünün önünde şirketi soydu,kaç milyon doları cebine indirdi hâlâ ayakta uyuyorsun!"
Arsel çenesini tutarak babasına döndü.
"Benim yüzümden mi?"
"Başka kimin yüzünden olacak!Sen bu dikkatsizlikle değil şirket köy bile yönetemezsin!Rezil olduk herkese,basına,ortaklara!"
"Sana en başından beri evrakların bana gelmediğini anlatmaya çalıştım.O zaman müdahale etmek yerine bana inanmamayı tercih ettin."dedi gülerek.
"Bana bak lafını bilde konuş!Ortaklık falan yok artık.Alşan'lar ile hiçbir bağımız kalmadı.İşini gör yarın hemen boşan o kızdan.Sakın senden tazminat almaya çalışmasın.Gözünü korkut,sonra da koy kapının önüne gitsin."
"Kapının önüne koy dediğin kız benim karım ve benden sonra ki en muhtemel varis,hatırlatırım."
"Ooo işi baya ilerletmişsiniz belli ki Arsel Bey.Daha 2 ay önce evlenmem dediğin kızı mı savunuyorsun bana?"
"Kişisel algılaman gerçekten komik.Ben her zaman haklıdan yanayım.O evraklar gerçek değil!"
"Varsayımlarını annenle tartış küçük bey.Burada senin dikkatsizliğin yüzünden oluşan kaybı düzeltmem gerekiyor ve bunu tek başıma da yapmayacağım!Kızdan yarın kurtulmuş ol!"
***
Arven,Arsel'in o haline güldükten sonra dediğini yapmak üzere yukarıya çıktı.Spor odasına girip çalışmaya başladığında koridordaki hizmetçilerin bir şeyler fısırdaştığını duymuştu.
"Kızlar rica etsem aşağıya iner misiniz?Dikkatim dağılıyor"
"Efendim,haddimize düşmez fakat size bir şey söylememiz gerekiyor.Sanırım hala haberiniz yok."
"Söyleyin."
"Gazete manşetlerinin hepsinde babanızın haberleri varken siz nasıl bu kadar rahatsınız?"
"Ne saçmalıyorsunuz siz?"
Arven kızın elinde ki telefonu alıp baktığında gözlerine inanamamıştı.
Gördüğü haber yüreğini yangın yerine çevirmişti adeta.
"Defolun hemen!Gidin buradan defoluun!"
Hemen telefonuna sarılıp annesini aradı fakat ulaşamadı.Üzerini değiştirip bir daha dönmeyeceğini söylediği eve bir an önce gidebilmek için olabildiğince hızlı hareket ediyordu.
Tam kapıyı açıp dışarıya bir adım attığı anda Arsel karşısında durdu.
"Nereye?"
Arsel, Arven'i belinden tutup içeriye soktu.
"Arsel olanları bilemezsin,her şey mahvoldu babam..."
Arven elini saçlarına daldırıp derin bir nefes aldı.
"Annemleri görmem lazım.Yüzüne ne oldu böyle?!"
"Şimdi orada olmanın hiçbir yararı olmaz.Her yerde gazeteciler var.Yanlış bir şey yapmamalısın."
"Sen,sen sabah o yüzden böyle davrandın.Görmemem içindi değil mi her şey.Ah baba,nasıl böyle bir hataya düşersin.Baban!Baban ne dedi?Yoksa o mu yaptı sana bunu?"
"Hayır tabiki de biz sadece konuştuk.O,o dedi ki...Haberin aslı var mı yok mu araştıracak.Çıkan haberlere göre karar vermeyecek."
"Berbat bir yalancısın.Benden boşanmanı söyleyecektir."
"Hayır!Bak biraz rahatlamaya çalış tamam mı?Hiçbir sorun yok.Eminim bir yanlış anlaşılma vardır.Baştan beri bana ulaşmamış bir evrağın hiçbir geçerliliği yok.Kimse adınızı lekeleyemeyecek Arven söz veriyorum."
"Bizim yüzümüzden ailenle aranı bozacaksın."
"Aramız hiç düzelmedi ki Arven."
***
ARVEN<
Arsel beni biraz yatıştırabildikten sonra annemlerin evine birlikte gitmiştik.Annem ve babam ona karşı çok mahçuplardı.
"Tüm bu olanlar için senden de özür dilerim Arsel.Yüzüne bakamıyorum bile."
"Bana karşı kendinizi kötü hissetmenize gerek yok.Bu haberin asılsız olduğunu biliyorum.Anlaşmanın imzalandığı günü bana anlatır mısınız?"
"Yetkililerle 3 gün öncesinden toplantı için sözleşmiştik.O gün biraz geciktim.Eylül Hanım bana vekaleten toplantıya katılmış."
"Toplantıyı Eylül mü yönetti?"
"Evet,o..."
Arsel bir noktaya gözlerini sabitlediğinde aklından geçenleri bilmek istemiştim.Çünkü çenesini sıktığının kendisi de farkında değildi.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır,hiçbir şey olmadı.İzin verirseniz benim şirkete gitmem gerekiyor.Sizde kendinizi daha fazla üzmeyin.Sizi temize çıkarmak için elimden geleni yapacağım."
"Çok teşekkürler Arsel."
Arsel'in yalan söylediğini anlamıştım.Bir şeyler sezmişti ve bunu bize belli etmemeye çalışıyordu.O gittikten sonra annem ve babamın arasına oturup onlara sarıldım.
"Merak etmeyin,her şey düzelecek buna tüm kalbimle inanıyorum."
***
YAZARDAN<
Arsel şirkete döndüğünde babası kendi odasındaydı.
Ahmet Bey onu görünce,sekreterini dışarıya çıkarttı.
"Bu ziyaretini neye borçluyum?"
"Bir karar vermeden iyice düşünmeni istiyorum."
"Düşünecek bir şey yok.Her şey ortada."
"Göründüğü gibi bir şey değil bu!"
"Öyle mi?Peki kanıtın var mı?O evraklarda seninde imzan var biliyorsun.Bundan dolayı seninde hakkına düşen cezayı çekmen gerekirdi oğlum,şansını zorlama."
"O imzayı ben atmadım,defalarca söyledim bunu!Ayrıca benim,kendi zihnince cezalandırdığın onlarca insandan hiçbir farkım yok!Senin oğlun olmak utançtan başka hiçbir şey kazandırmadı bana!"
"Çık dışarı!Elimden bir kaza çıkacak şimdi!"
"Arven ve ailesine dokunmayacaksın!"
Ahmet Bey oğlunun üzerine yürüyüp onu duvara doğru ittiğinde içeriye Eylül girdi.
"Özür dilerim bölmek istemezdim.Yeni gelişmeler var."
"Bölmedin.Arsel'de zaten gidiyordu."
Arsel yakasını düzeltip Eylül'e baktı.Eylül ise ona zevk içinde gülümsedi.
***
ARVEN<
Akşam eve döndügümde başım çatlıyordu.Televizyonun karşısına geçip uzandım.Kısa süre içerisinde de uyuya kalmıştım.Sabah uyandığımda Arsel hâlâ dönmemişti.Bu durum beni biraz rahatsız etsede babasının işleri tekrar yoluna koyabilmek için ona ihtiyacı olabileceğini düşünüp kendimi yatıştırdım.Bir şeyler yemek için mutfağa gittiğimde kapı açıldı.
Arsel "Erkencisin."deyip elinde ki dosyayı bir kenara attığında cevabım gecikmedi.
"Sana göre mi?"ben gülerken o gömleğinin düğmelerini açıyordu.
"Bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?"
"Belki sonra.Bütün gün uyumayı planlıyorum.Beni rahatsız etmeyin."Arsel koşar adımlarla yukarıya çıktı.Rahatsız etmeyin mi?Evde benden başka kimse yok ki.
Bir şeyler saklıyor, acaba getirmiş olduğu dosyadan bunun ne olduğunu anlayabilir miydim?
Baksam mı acaba?Hayır bakmamalıyım saygısızlık olur bu.Belki bir sayfasına bakabilirim.Sadece bir...
****
YAZARDAN<
Arsel bütün gün şirkette gezinip durmuş Orhan Alşan'ı temize çıkarmanın bir yolunu düşünmüştü.Eylül,odasında yokken oraya girip sponsorların genel bilgilerini içeren dosyayı aramaya koyuldu.Bulur bulmaz kendi odasına geçip dosyayı incelemeye başladığında odaya aniden Eylül girdi.
"Arsel seninle konuşmam gerek.O nedir?"
"Şu an meşgulüm dışarı çık."
Eylül göz ucuyla Arsel'in incelediği dosyaya bakmaya çalışınca Arsel onu yaka paça dışarı attı.
"Ne yapıyorsun sen ya!Dengesiz!"
Kardeşinin bu işin peşine düşmesi onu bir hayli rahatsız etmişti.Yeni bir plan uygulamak için bu işte ki yegane ortağının yanına gitti.Yani Selen'e.Selen Parlakyiğit.
---
"Acilen konuşmamız gerek demişsin.Ne oldu?"
"Arsel benden şüpheleniyor.Dikkatini üzerine çekecek birini bulmamız gerek."
"Tam tahmin ettiğim gibi.Bu olayı kabullenmeyeceğini biliyordum."
"Ne yapacağız?"
"Bu görev için birkaç kişi ayarladım.Evrakta sahtecilik ile suçlayacaği birileri.O,bu adamlarla uğraşırken ben Orhan ile ilgileneceğim.Yani bir taşla iki kuş vuracağız."
"Arsel odasına gizlice girildiğini anladı.Kamera kayıtlarından bir şey elde edemeyince bunu yapanın şirketten biri olduğunu anlamaz mı sanıyorsun?"
"O halde önüne şirketten birini koyarız Eylül.Arsel babana Orhan'ın masum olduğunu kanıtlamak için benim ayarladığım adamları babanın önüne sürerken biz kendi işimize bakacağız
"Çok zekisin."
"Teşekkürler tatlım."
***
ARVEN<
Biliyorum bir sayfa demiştim.Tüm dosyayı incelediğim için kendimi kötü hissediyorum evet ama ne yapayım merak ettim işte.İşime yarar hiçbir şey bulamamıştım ama.
Arsel uyandığında hiç bozuntuya vermeden telefonumla oynuyordum.
"Saat kaç?"
"7."
Gözlerini ovuşturarak mutfağa girdi, her hareketini pür dikkat izlediğimden telefonumun çalmasıyla irkilmiştim.
"Efendim anne."
"Arven,babanla bugün hiç görüştün mü canım?"
"Hayır.En son dün görüşmüştük işte.Bir şey mi oldu?"
"Hâlâ eve dönmedi,şirkette de değil.Seninle olabileceğini düşünmüştüm."
"Hayır benimle değil.Kafa dinlemek istiyordur belki de."
"Evet galiba.Neyse canım eğer haberin olursa beni mutlaka ara olur mu?"
"Merak etme sen.Gelince haber ver."
Arsel sandalyelerinden birine oturmuş kahvesini içerken bir yandan da beni dinliyordu.
Dosyayı kast ederek
"Onunla ne yapacaksın?"dedim.
"Burada ismi olan herkesle konuşacağım"
"Sen delirdin mi?Orada yüzlerce insan var." Lafımı bitirir bitirmez bunu söylediğime pişman olmuştum.Dosyayı incelediğimi kendi ağzımla itiraf etmiştim.
"İşine yarar bir şey buldun mu bari?"dedi gülerek
"Beni dışarda bırakmanı istemiyorum.Eminim yardım edebileceğim bir şeyler vardır."
"Fazla soru sormaman şartıyla yardım etmene izin verebilirim."
Arsel ile birlikte orada adı geçen herkesi aramıştık.Hepsi de ağız birliği yapmış gibi aynı şeyleri söylemişti.Kendi kendime"İyi ezberlemişler."dediğimde Arsel beni onayladı.Son telefon konuşmasıysa öncekilerden biraz farklıydı çünkü aradığı kişinin soy adı Parlakyiğit'ti.Selen ile bir ilgisi var mıydı ki?
"Ne oldu?"
"Selen'in de bu işin içinde olduğunu düşünüyorum.Babanı korumamız gerekiyor Arven."

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin