Kork benden -38

206 19 1
                                    

Havaalanına kadar hiç konuşmadan durup duramayacağıma dair iddiaya girmiştik.Kaybettim,ama olsun,bence konuşmak güzel bir şey.Hem ben boş konuştuğumu da düşünmüyorum.Arsel dışında hiç kimse bana çok konuştuğumu söylemiyor.Cevap vermek istemediği konularda konuştuğumda söylüyor o da zaten.
"Doruk ve Ece gelmeyecek mi?"
"Onlar birkaç gün içinde bize katılacaklar."
"Hoşgeldiniz efendim uçağınız birazdan kalkacak."
"Tamam geliyoruz."
Arsel bagajda ki son çantayı da adamlarından birine uzatıp anahtarı verdi.
"Arabandan ayrı kalmaya dayanabilecek misin?Ağlamak istersen utanma,ben yabancı değilim."
Zorla gülüp bana baktı.
"Bence komikti."
Salak salak sırıtmayı sürdürürken tutmam için elini uzattı.Bizi gören birkaç gazeteci fotoğrafımızı çekerken bizde kalabalığın içinde güçlükle ilerliyorduk.Nihayet ferah bir ortama geçtiğimizde rahatlamıştım.
"Bence bu tatil ikimize de iyi gelecek.Sence hiç kavga etmeden durabilir miyiz?"
"Beni sinirlendirmezsen neden olmasın?"
"Ben mi sinirlendiriyorum?Sana ne demeli,kendinle konuşmayı denedin mi hiç?"
"Evet bu sık yaptığım bir şey, hiç kavga ettiğim olmadı."
"Deli olduğunu kabul ediyorsun yani?"
"İnsanın kendi kendine konuşmasının delilik olarak adlandırılmasından hoşlanmıyorum.Bir insanı kendinden iyi kim anlayabilir ki?"
"Yine ne kitabı yuttun sen?"
"Çok mu etkilendin?"
"Yaa nasıl etkilendim anlatamam."
"Evet anlatmana gerek yok vücudun belli ediyor zaten."
Bu ne demek oluyor şimdi?Allaaah!Yanaklarım mı kızardı acaba?
***
Uçağa bindiğimizde korkudan gözlerimi yumup derin derin nefes alıyordum.
"Arsel kalktık mı?Arsel uçağın ucu öne eğildi gibi sanki?Arsel,Arsel orda mısın?"
Gözlerimden birini açıp Arsel'e baktım.Beni gülerek izliyordu.
"Arven hareket bile etmiyoruz şu an."
Gözlerimi açıp kendimi rahat bıraktım.
"Neden söylemiyorsun kalkmadık diye?"
"Bunu algılayabileceğini düşünmüştüm."
"Uçak fobim var diyorum sana algılarım kapalı şu an!"
"Tamam.Bak bunun adı kemer.Bu ucu şuna geçirdiğin zaman sen açmadığın takdirde açılmaz.Telefonunu falan da kapatacaksın.Bak bunlar host ve hostesler,yolculuğumuz boyunca bize hem yardım hemde hizmet edecekler."
"İlk kez uçağa biniyorum demedim.Fobim var dedim."
Arsel bana gerizekalı muamelesi yapmayı sürdürürken hareket ettiğimizi hissetmemle elini tuttum.
"Bak şimdi gidiyoruz işte."
Diğer elimle gözlerimi kapattığımda kendimi sıkmaktan bacağıma kramp girmişti.Anlayacağınız korkunç durumdayım.Uçak havalandığındaysa bu durum boyut değiştirerek daha da katlanılmaz bir hâl aldı.
Ben sessiz sessiz ağlarken Arsel gülerek kemerimi çıkarttı ve yönümü kendisine çevirerek başımı göğsüne yasladı.Bir eli sırtımda diğeri saçlarımdayken onun kolları arasında tir tir titriyordum.
"Tamam sakin ol,sakinleş bitmek üzere."
"Ne bitecek,daha kaç saatlik yolumuz var."
"Evet,ama hep böyle gitmeyeceğiz öyle değil mi?Birazdan düzelecek."
Kollarımı Arsel'e dolayıp kokusunu içime çektim.Bu sanki şey gibiydi.Rüzgârın üstünde olmak.Onunla savruluyordum her yere ama canım acımıyordu,aksine bundan mutluluk duyuyordum.
"Orda uyuma."
"Bana biraz izin ver şurada geçirmek istediğim bir ömür var."
"Ne ömrü bir saate kalmaz salyanı akıtırsın sen oraya"
"Öküzsün ya,gerçekten,katıksız hemde."
***
Saat farkı nedeniyle Türkiye'de gece 1 iken geldiğimiz yerde sabah 8 idi.
Kumsala park edilmiş bir karavan vardı.Gözlerime inanamıyorum, bu bir rüya mı?
Bembeyaz kumlar ve berrak masmavi bir deniz.

Gözlerime inanamıyorum, bu bir rüya mı?Bembeyaz kumlar ve berrak masmavi bir deniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin