Yüksek doz mutluluktan ölelim-37

217 15 0
                                    

Mevsim yine yaza dönmüştü.Doğa canlanmış bende eski enerjime kavuşmuştum.
Havuzun kenarına oturmuş meyve suyumu içiyor diğer yandan da ayaklarımı suya daldırıp etrafa su sıçratıyordum.
Arsel ise yine tam takım giyinip erkenden şirkete gitmişti.Ha bu arada kedimizde büyümüş garfield'a rakip çıkmıştı.Adını Likör koyduk.Şu anda neden koyduğumuzu hatırlamıyorum,isminden de anlaşıldığı gibi sanırım sarhoştuk.
Arsel ile aramız hâlâ aynı,sürekli kavga ediyoruz ama artık alıştım,çünkü bu bizim anlaşma şeklimizdi.
Kapının çaldığını duyduğumda meyve suyumu bir kenara bırakıp yerden kalktım.Ayaklarım ıslak olduğu için her ne kadar denge kurmakta zorlansamda kapıya ulaşabilmiştim.
"Ben baktım Sema.Aa Ece,kız bu ne hâl?!"
"Arven Doruk ile ayrıldık yaa!"
"Siz birlikte miydiniz ki?!"
"Ya off sende çok geride kalkmışsın be anacım yaa.Getirin dostlar getirin şarapları viskileri, acım var acım!"
"Kızım salak salak konuşma bahçeye çıkalım da anlat ne olduğunu."
Ece bana Doruk ile yaşadıkları hızlı,tuhaf ve bir o kadarda tutkulu aşklarından en ince ayrıntısına kadar bahsederken Arsel ile ikimiz için 'biz neyiz ya la'dememek elde değildi.
"Ve sonra beni terk etti!Düşünebiliyor musun?!Beni beni Ece'sini,ben terk edilecek kız mıyım baksana bir.Şu aralar biraz popom büyümüş olabilir falan ama...Kötü duruyor mu?"
Kendi etrafında dönüp benim yanıma oturdu ve ayaklarını suya soktu.
"Ben bu salağa acı çektirmek istiyorum ya!"
"Yavrum senin durumun çok vahim."
Ece gözlerini silip bana baktı.
"Sizde durumlar nasıl?Umarım ölümüne kankayız modundan, terfi etmişsinizdir."
Büyük bir kahka attıktan sonra yüzümde ki gülümsemeyi silip "Hayır."dedim.
"Biz hâlâ aynıyız."bunu söylerken gözlerimi kaçırıp ışıl ışıl parlayan havuza baktım.
"Peki sen neler hissediyorsun?"
"Hangi konuda?"
"Küresel ısınma konusunda.Eh malum havalar çok sıcak."
Dudaklarımı büküp omuz silktiğimde Ece kafama hafifçe vurdu.
"Salak!Arsel hakkında tabi ki de!"
"Bilmiyorum Ece.Daha önce aşık olmuş olsaydım sanırım ona karşı neler hissettiğim konusunda bir şeyler söyleyebilirdim."
"Peki o zaman seni bir teste sokuyorum.Hemen şu anda."
"Ne testi?"
"Onunla konuşurken midene kramplar giriyor mu?"
Düşündüm, eh Arsel ile konuşurken sakin kalmak hiç mümkün olmuyordu ki...
"Evet kesinlikle!Çünkü beni sürekli sinirlendirdiği için konuşma sonrasında birde mide ağrısı çekiyorum."
"Onunla ilgili gelecekte ki planların nedir?"
"Bilmiyorum. Şimdiyle o kadar meşgulüm ki geleceği tamamen akışına bıraktım."
"Öküzsün yemin ederim."
"Ya tamam tamam kızma! Onunla ilgili gelecek planlarım demeyelimde hayallerim var;Bir dediğimi iki etmeyecek, beni sürekli bozmayacak sinirlendirmeyecek,bana sık sık sürprizler yapacak,beni sevdiğini de söylerse fena olmaz valla hatta mükemmel olur."
Bir iç çekip uzaklara dalıp gittikten sonra ekledim"Ama ben söyle demeden söyleyecek."
Ece bana seni nerden sardım başıma der gibi bakıyordu.
"Pekala diğer soruya geçiyorum.İlk gecenizi tek cümleyle özetleyecek olursan bu ne olurdu?"
"Ne?"
Kan hücrelerim yanaklarıma hücum ederken bu soruyu nasıl geçiştirebilteceğimi düşünüyordum ama Ece zaten her şeyi anlamıştı.
"Yok artık! Arven yoksa?"
"Ece lütfen."
"Oha! İnanamıyorum 😂 Sen var ya sen, her gün başka bir kızla adı çıkan Arsel'i ne hale getirmişsin.Çocuğu tüp takılmış ferrariye döndürmüşsün kııız!"
Ece salak salak gülmeye başladığında ona sinirle bakıyordum.
"Dönerse dönsün canım.Evlenmeden önce bu işi yeterince yapmış zaten.Hem yaşamak için gerekli olan bir durumda değilmiş bu.Bence idare edebilir."
"Erkeklerin yemek içmekten sonra en çok önem verdikler  ihtiyaçları Arven."
"Ece tamam yeter ama."
Hunharca gülmeye devam ediyordu ve ben ona dövecek gibi bakıyordum.
"Ya tamam tamam bakma öyle sustum."
Sustum derken hâlâ gülüyordu. Güldü,güldü,güldü...Ta ki havuza kusana kadar...
Ece'nin ağzını kapatmaya çalışarak güçlükle banyoya soktum.Yüzünü yıkayıp bir süre aynada kendine baktı.
"İyi misin?"
"İyiyim iyiyim çok güldüm,ondan oldu."
"Emin misin?"
"Niye emin olmayayım kız."
Yanağımdan makas alıp mutfağa geçti.Bende mutfağa giderken Arsel'in geldiğini gördüm.
"Arven hadi hazırlan."
"Ayy ne oldu?! Sende mi terk ediyorsun yoksa?!Oy anam oy! Kapının önüne mi koyacaksın yoksa kızı!Aboo!Ulan hepiniz aynısınız bee!Boyunuzdan posunuzdan utanın!"-E
Arsel Ece'yi hayretle dinlerken Ece nefes dahi almadan konuşmaya devam ediyordu.
"Arven sakın taviz verme kendinden,hep bu yüzden böyle oluyor bunlar."-E
"Ne boşanması ya?Arsel boşanıyor muyuz?Ulan bir yıldönümü kutlasaydık bir yüzük müzük alsaydın bari be zalımın oğlu!Ne bahtsızım ben yarabbim!" dedikten sonra ağlarmış gibi yapmaya başladım
Tek bir cümlesinin ardından ortalığı bir anda arap saçına döndüren Arsel ise bize endişeyle baktı.
"Ah benim kadersiz arkadaşım.Bahtsız yavrum benim ahh ahh."
"Bir şey sormak istiyorum.Dışarıda çok mu kaldınız?"
"Yok yok ne dışarısı,bütün gün evdeydik.Evi falan temizledik yemek yaptık.Ne kadar hamarat ve güzel bir kadınım değil mi Ece?Benim gibi birinden hiç boşanılır mı?"
"Ne zaman yaptık o kadar şeyi ben geleli 1 saat oldu daha."-E
Ece'yi çimdikleyip gülümsedim.
"Ne boşanması Arven ne içtiniz siz?Nerden çıkarttınız bu sonucu anlamadım ki."
"Ne yani boşanmıyor muyuz?"
"Ben böyle bir şey söylemedim."
"Doğru ya! Ee sen neden öyle dedin o zaman?"
Arsel derin bir nefes alıp koltuğa oturdu.
"Tatile çıkıyoruz."
"Aa!Ee ama ben daha yeni sezon bikinilere bakmadım ki ya!Arsel şimdi mi söylenir bu?!"
"Nereye gidiyoruz?"-E
"Gidiyoruz?"-A
"Şu garibanı da sevindiriver be abim beni de alıverin yanınıza söz sesim çıkmaz varlığım yokluğum bir olur.Orada çamaşırınızı falan yıkarım çok ucuza çalışırım bak."
Ne diyor bu manyak yine...
"Sen otur dinlen biraz arkadaşım iyi değilsin bugün."
"Ah ahh bir sevgilim olaydı,benide alaydı götüreydi tatillere."
Arsel'in yanına yanaşıp sessizce "Doruk ile ayrılmışlar,delirmesine ramak kaldı." dedim.
"Bu ramak kalmış hali mi?" dedi benden daha sakin bir tavırla.
"İnan bana delirdiğinde çok daha kötü oluyor ama bence sen bir şeyler yapabilirsin." dedim Ece'yi göstererek.
"Sarışın o işlerle hiç uğraştırma beni."
"Niye canım uzmanlık alanın değil mi?" deyip kahkaha attığımda bana hiç gülmeden baktı.
"Ben çöpçetan değilim.İkisi farklı şeyler."
"Aman canım arkadaşın için onu da yapıverirsin ya sen.Yaparsın yaparsın koçum benim hadi göreyim seni!"
***
Arsel'i bir gazla Doruk'un yanına,Ece'yi de evine gönderdikten sonra dolabımın önüne oturup kıyafet seçmeye başladım.Çok kararsız bir insan olduğumdan aklımda kalacağına valizde kalsın diyerek bir sürü şeyi tıkmıştım valize.Kapatmak için üstüne oturmam gerekmişti falan ama hallettim o işi problem yok.Ay o değilde ben nereye gideceğimizi de sormadım...
Kapının sesini duyduğumla merdivenlerden ikişer üçer inerek aşağıya ulaştım.
"Hallettin mi?"
"Benim yapamayacağım bir şey var mı ?"
Ukala ukala güldüğünde onu taklit ettim.
"Peki biz nereye gidiyoruz?"
"Uzaklara."
"Ne kadar uzaklara?"
"Çok soru soruyorsun."
"Ama sende net bir cevap vermiyorsun ki."
"Hazırlandın mı?"
"Elbette valizlerin hepsi odamda hazır bekliyor."
"Hepsi derken?"
"Birkaç tanecik."
~~~
"Arven ne doldurdun sen bunun içine?"
"Kıyafet doldurdum Arsel başka ne olacak?"
"Orada yaşamaya başlayacağız demedim kışlıklarını da koydun galiba."
"Ya abartma sende o kadar ağır değil."
Arsel elindeki çantaları benim elime tutuşturduğunda bir yanım çökmüştü ve çantamı ayağıma düşürmüştüm.
"Ayyy ayy ayağım ayy kırıldı kesin Arsel al lütfen şunu!"
"Abartma istersen sarışın o kadar ağır değil."
Sinirlenip kafasına vurduğumda saçları dağıldı.
Dönüp bana imalı bir bakış attı.
"O neydi öyle?"
"Sana vurdum!"
"Vurdun demek."
"Ama bence büyüklük sende kalsın uzatmayalım."
Hızlı adımlarla onu geçip elimdekileri arabasının bagajına tıkıp,ön koltuğa oturdum.Birkaç dakika sonra o da geldi.
"Ee Arsel.Nereye gidiyoruz?"

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin