Beceriksiz ponçik kalbim.-36

258 18 0
                                    

Anaannemin ardı arkası kesilmeyen sorularına cevap vermekte artık zorlanıyordum.
"Ee Arsel evladım sen ne işle meşgulsün?"
Tabağından gözlerini çekip çatalını masaya bıraktıktan sonra keyifle gülümseyerek
"En kaba haliyle açıklayayım size mühendisim." dedi.
"Oh oh maşallah mühendisliğin kabalığı mı olurmuş ayıptır sorması ne kadar kazanıyorsun evladım ?"
"Anaannecim!"
"Ay dur bir kızım iki laf ettirmedin sende."
Arsel sorduğu soruyu yanıtsız bırakıp gülmüştü sadece.
"Bende Ayşen'in hep veteriner olmasını istedim de ah o domuz babası tövbe yarabbim ölmüş adamın arkasından,sen affet Yarabbim.İlla dedi benim istediğim olacak.Al bak oldu,çalışıyor mu?Çalışmıyor.Ehh benim dediğim gibi veteriner olsaydı böyle mi olurdu?Bizim Kocabaş'a bakardı en azından.Yine rahatsızlandı yavrucak."
Arsel şaşkınlıkla anaannemi dinlerken ben yine araya girdim.
"Anaannecim biraz daha meyve suyu doldurmamı ister misin?"
"Yok evladım siz için."
Ama hiç durur muydu Nebahat hanım.Ardı arkası kesilmiyordu soruların Arsel yeter diyordu Arven'in gözleri yaşlı.Susmuyordu konuşmaya devam ediyordu.
"Senden önce çok talibi çıktı Ayşen'in.Yok dedim benim torunum bir tane.Okuyacak o..."
Bu sohbetin sonunu artık düşünemiyordum.Meyve suyunu kendim içmeye başladığımda bir başka muhteşem soru geldi.
"Eee ne zaman geliyor bebek?" sanki hayali bir bebeği pışpışlıyordu kucağında.
İçemedim,vallahi billahi boğazımda kaldı o meyve suyu.
Ben hayvan gibi öksürmeye başladığımda Arsel sırtıma vurdu.
"Ay ne oldu evladım iyi misin?Ayşen yukarı bak çocuğum."
Kendime geldiğimde gözlerimden fışkıran yaşları sildim.
"Anaannecim ne çocuğu bu yaşta?"
"Aaa lafa bak lafa ben senin yaşındayken 4. Çocuğumu doğurmuştum."
"Ama sen 16 yaşında evlendin değil mi?"
"Ah ah deden olacak o inatçı keçi illa da alacağım seni dedi.Yok dedim babam yaşatmaz bizi dedim ama yok dinlemedi kaçırdı beni."
Artık daha fazla dinleyemeyeceğimi anladığımda elimi başıma koyup gözlerimi kapattım.
"Siz kaç kardeşsiniz Arsel evladım?"
"İki."
"Ee az yine.Büyük mü var küçük mü?"
"Anaanne seni dışarı çıkartayım mı bugün,gezeriz beraber."
"Kızım sende tutturdun gezelim gezelim.Kaçıyor muyum ben,ah bu kız hep böyleydi Arsel evladım hep sabırsız hep sabırsız aklı fikri hep gezmede tozmada..."
"Lütfen kusuruma bakmayın benim çıkmam gerekiyor."
Koş Arsel kaç kurtar kendini!Yoksa çok geç olacak...
"Aaa nereye yaa konuşuyorduk."
Sadece sen konuşuyorsun be anaannem.
"Biraz işim var.Bir ihtiyacınız olursa söyleyin çocuklar alsın."
Arsel nereye gidecekti merak etmiştim doğrusu ama peşine takılmak gibi bir şansım yoktu.Malum başımda Nebahat sultan vardı.Kahvaltı masası toplandıktan sonra anaannemle kolları sıvayıp yemek işine giriştik.
"Sana yaprak sarmayı öğretmedi mi o annen.Ah o Gönül ah ne öğretti ki sana yalnız başına,bakıcı ellerinde büyüdün sen bahtsız yavrum."anannem sevgi sözcüklerini itinayla sarfederken birden bire içinde ki canavarı çıkarttı
"Gözü kör olmayasıcanın dölü parmak kalınlığı diyorum sana,kütük gibi sarmışsın insan yiyecek onu!"
"Ya sarıyorum işte anaanne!Kalın parmak bu."
"Ne sarıyorsun belli değil yavrum!Bu çocuk iki güne kapının önüne koyar bak seni.Güzel de bir şey zaten hemen kapıverirler,yalnız gönderme bak onu dışarı."
Söylene söylene yaprakları sardıktan sonra dolmalık biberleri tuzlamamı istemişti benden.
Elimi tuz kavonozuna daldırıp söylediklerini yaptıktan sonra içlerini doldurmaya başladım.
"İyi bari bunu becerebildin."
"Niye öyle diyorsun?Sanki sürekli yemek yapıyorum ben."
"Söylenme söylenme az laf çok iş!"
Yemek işi bittiğinde bende bitmiştim ne yazık ki.Koltuğa yattığımda kolumu kaldıracak halim kalmamıştı.
"Oo sarışın bu ne hâl böyle savaştan mı çıktın?"
"Hayır mutfaktan çıktım."
"Sana bir sürprizim var."
Koltuktan zar zor kalktığımda kucağında ki kırmızı bir kutuyu bana uzattı.
"Bu nedir?"
"Açmadan öğrenemezsin."
Kapağını kaldırdığımda içinden tüylü mü tüylü sarı bir kedi yavrusu çıktı.
"Yaa Arseel."nidası dökülürken ağzımdan kediyi kucağıma alıp mıncıklamaya başladım.
"Hadi siz kaynaşın ha unutmadan uyarayım pirelerle arası çok iyi."
Kediyi kucağımdan uzaklaştırıp Arsel'e dehşet içinde baktım.
"Sen bunu pet shoptan almadın mı?!"
"Sahiplenmeyi tercih ederim."
Arsel gülerek odasına çıktığında kedinin tüylerini karıştırmaya başladım.O sırada anaannem geldi.
"Anaaa!Kız iki dakika yalnız bıraktım eve kedi mi soktun sen!Kocaman kız oldun hâlâ kediyle Köpekle uğraşıyon Allah'ım sen bu kıza akıl fikir ver."

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin