Affetmeyeceğim!-33

204 17 0
                                    

Arsel'in taburcu işlemleri halledildikten sonra hastane çıkışında bekleyen meraklı magazincilere yakalanmamak için uzun bir uğraş sergilemiş, nihayetinde sorunsuzca eve ulaşmıştık. Tabi ki cümbür cemaat.
"Ahmet sen yardım et odasına çıkmasına, yatsın biraz."
"Son 2 haftadır yatmaktan başka bir bok yapmadım."
"Söylenme sende. Yatsaydın böyle mi olurdun sanki?"
"Hazırladığınız akıl almaz randevu çizelgemin yoğunluğundan unutmuş olmalıyım validem kusura bakmayın."
Arsel'in cümlesiyle bozguna uğrayan Meltem Hanım Sema'nın sesiyle kendine geldi.
"Efendim akşam yemeği için istediğiniz bir şeyler var mı?"
"Siz beceremezsiniz ben yaparım yemeği."
Hiçbir şeye karışmamaya karar verip kendimi koltuğa bıraktığımda, kafamda birkaç soru işareti vardı.
Birincisi Arsel 1 haftayı geçkin bir süre annesinin yanında kaldı. Ee yaptığınız yemeklerle iyileşecek olsa o sırada iyileşirdi öyle değil mi Meltem hanımcım?
İkinci sorumda Arsel'in Emre ve diğerlerine ne yaptığıydı. Aslında bu ilk sorumdan çok daha fazla meraklandırıyordu beni.
***
Yazardan*
Selen her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmek için Emre'nin yanına gitmeyi geçirmişti aklından. Sonrasında kardeşinin sorun çıksa bile bunun üstesinden gelebileceğini düşünüp cd'yi aramaya koyulmuştu.
Yaklaşık 20-25 dakika sonra koridorun başında bir gürültü duyuldu. Çıkıp baktığında hiçbir şey görememişti. Biraz ilerledikten sonra gördüğü şeyle kalbine kör bir ok saplanmıştı sanki çünkü Emre yerde hareketsiz yatıyordu. Yanına koşup ona baktığında kardeşinin yaşıyor olduğunu görmek içine su serpti.
"Ne oldu sana?Yaralandın mı!?"
"Kolum! Abla Arsel, Arsel her şeyi hatırlıyor!"
Kardeşinin söyledikleriyle dehşete kapılan Selen onu bir odaya çekip öylece bıraktı ve Eylül'ü aramaya başladı ama sanki herkes ortadan kaybolmuştu. En alt kata indiğinde hiç beklemediği bir görüntü karşıladı onu Arsel ve Arven... Durup soluklandıktan sonra gözlerini ikisinin üstüne dikti.
"Bir yere mi gidiyordunuz ?"
***
Arven*
"Arven masayı hazırlamama yardım eder misin kızım?"
Kızım mı?
Vay be ne çabuk eski konumuma döndüm aklım almıyor.Telefonumla uğraşmayı bırakıp Meltem Hanım'ın yanına gittim.
Masanın üstündekileri kaldırırken beklediğim konuşma başladı.
"Her ailede zaman zaman tatsızlıklar meydana gelir Arven'cim.Özellikle evliliklerin ilk senelerinde."
"Yaşadığımız şeyin sizin bahsettiğiniz tatsızlıklarla alakası olduğunu pek sanmıyorum."
"Bize kızgın olduğunu biliyorum.Güvenini ve gururunu kırdık. Telafi edilemeyecek şeyler değil ama..."
"Meltem Hanım, sizden rica ediyorum lütfen bu konu hakkında konuşmayalım kalbinizi kırmak istemiyorum."
İçeriye hizmetçilerden birinin girmesiyle konuşmamız istediğim gibi bitmişti.
"Sema,Arsel ve Ahmet Bey'e yemeğin hazır olduğunu söyle."
"Peki efendim."
"Senden son bir ricam var Arven."
Gözlerimi devirerek Meltem Hanım'a baktım.Hayır yani hangi yüzle benden hâlâ bir şey isteyebiliyordu bunlar?
"Arsel tüm bu olaylara senin için karıştı biliyorsun. Senden tek isteğim sana yaptığımız hatayı sende ona yapma."
"Fotoğrafları kast ediyorsanız eğer bunun hakkında yorum yapmaya hiç hakkınız yok.Arsel ile konuşmama izin verseydiniz eğer böyle bir yola başvurmam gerekmeyecekti."
"Çıkan haberlerin doğru olup olmadığını bilemezdik Arven,tıpkı o fotoğraflarda görünenin gerçekte ne anlam ifade ettiğini bilemediğimiz gibi."
"Babası dolandırıcı,kızı sürtük çıktı!Nerden çattık biz bu aileye diyorsunuz değil mi içinizden?Biliyor musunuz Meltem Hanım ne düşündüğünüz artık zerre kadar umrumda değil."
"Hayır kesinlikle yanlış anlıyorsun beni.Asla öyle bir şey kast etmedim."
"Bence gayet doğru anlıyorum."
Meltem Hanım kendisini savunacağı sırada Arsel gelmişti yanımıza.
"Oğlum baban neden yardım etmedi sana?"
"Çocuk gibi elimden tutup yürütecek misiniz bir de geldim işte."
Arsel yine aynı Arsel'di işte.İnatçı,gıcık,huysuz ve...Bu uzar gider her neyse sonrasında Ahmet Bey geldi.
"Hazır herkes buradayken şu konuyu halledelim.Çocuklar orada yaşananlar asla basına yansımamalı.Kendi kanımdan birinin bize ve ailemize yaptıkları her şeyi mahvetmeye yeter. Sizden istediğim bu olanları unutmanız.Eski günlerimize kaldığımız yerden devam etmeliyiz."
Sinirlere kahkaha atmıştım birden .
"Babama bunu yapanlar içinde geçerli mi söyledikleriniz? Her şeyi oldu bittiye getiriyormuşsunuz gibi bir şey hissettim şu an. Farkında değilsiniz galiba ama benim babam sizin kızınız yüzünden öldü! Bunu mu unutmamı istiyorsunuz? umarım yanlış anlıyorumdur eğer öyleyse lütfen düzeltin!"
"Lütfen sakin ol Arven.Bu kolay bir şey değil elbette.Ben gereken her şeyi yapacağım için rahat olsun."
"Merak ediyorum Ahmet Bey.Orada ölen Arsel olsaydı,bana söylediklerinizin aynısını söyleyebilecek miydiniz yine?Bir daha ki sefere hatalarınızın sonuçlarından bu kadar şanslı kurtulamayabilirsiniz.Arsel'in yaşıyor olması size hak etmediğiniz bir ders oldu."
"Kimse beni yaptığım şeyler için yargılayamaz Arven Hanım.Sınırlarınızı aşmayın!"
"Sizin kendi kafanızdan koyduğunuz sınırlar mı?Ah az kalsın unutuyordum! Oğlunuzun gönlünü eğlendirmesi için burada bulunuyordum değil mi? Çok afedersiniz.İşim bittiğine gitmiş olurum siz kafanıza fazla takmayın beni."
"Arven lütfen sakinleş."
"Benden artık sakin olmamı beklemeyin Meltem Hanım.Hatta siz isterseniz benimle yeniden tanışın çünkü bu gidişle hayal kırıklığınız çok olacak."
Masadan bir hışımla kalkıp odama çıktım. Sıktığım yumruklarım ellerimin ağrımasına sebep olmuştu.Kapıyı kilitledikten sonra yere çöküp ağlamaya başladım.
Sanki babam öldüğünden beri içime attığım acı daha fazla orada kalamayıp dışarıya taşıyordu hemde bin misliyle.Kendimi yere bırakıp tavanı izlemedim.Göz yaşlarım yanaklarımdan yere süzülürken, temas ettiği yerleri yakıp kül ediyordu. Her zaman yaptığım gibi gözlerimi kapatıp tüm bunların çok kötü bir şaka olduğunu hayal ettim.Kısa süre sonrada uyuya kaldım...
Ağladıktan sonra gelen bir uyku vardır.Diğerleri gibi değildir çünkü en çok o zaman inanırsın uyuyunca geçeceğine ama gerçek şu ki uyuyunca da geçmiyor artık...

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin