Artık kaybetmek yok-62

149 11 0
                                    

Aradan birkaç gün geçmişti.Magazin gündemi Emre'nin ölümüyle çalkalanırken,bazı ajanslar Arsel'in aleyhine haberler yapıyordu.
İçimde çok kötü bir his var,Emre için üzüldüğümden değil elbette.
Arsel'in derin bir sessizlik içinde oluşu ve bu tür bir suçlamayla yargılanması hoşuma gitmiyordu.Aklıma birden geçen gece Eylül'ün bana verdiği fotoğraflar geldiğinde yerimden fırladım.Nereye koyduğumu hatırlayıp aldıktan sonra koltukta oturmakla yatmak arasında gitgeller yaşayan Arsel'e verdim.
"Bu ne ?"
"Senin eve geç geldiğin gece Eylül ile karşılaştım."
"Ne?!"
"Sana bunları vermemi istedi ve seni Semih konusunda uyarmamı."
Arsel sarı bir paketin içine düzgünce istiflenmiş fotoğrafları çıkartıp baktı.
"Bunlar çok anlamsız."
"Bencede öyle ama Eylül'ün bu anlamsız şeyleri vermek için benimle konuşacağını sanmıyorum."
Arsel fotoğrafları tek tek masanın üstüne koyduktan sonra bir süre inceledik.
"Bir bütünün parçaları gibi."
Birbiriyle ilişkili fotoğrafları eşleştirip tekrar baktıktan sonra vücudumda ki tüm kan çekiliyormuş gibi oldu.
Bu Emre'nin ölmeden önce çekilen bir fotoğrafına aitti.Silahı ona doğrultan kişinin yalnızca eli gözüküyordu ve elinin tam üzerinde derin bir yara izi vardı.
"Bunları polise vermeliyiz!"
"Polise gitmenin faydası olmaz."
"Delirdin mi sen?!"
"Eğer polise gidersek bunu yapanlarla uğraşmak zorunda kalırız.Böyle bir cinayeti işleyen,işlemekle kalmayıp suçu benim üstüme yıkmak için mantıklı deliller atan bu insanlar polisi ciddiye alır mı sanıyorsun?"
"Yapma Arsel o kadar da değil."
"Hayır Arven."
"Arsel lütfen.Bir kez olsun beni dinle lütfen.Başının belaya girmesini istemiyorum."
Arsel derin bir nefes alıp saçlarını karıştırdı.
"Düşünmem için zaman ver bana."
Fotoğrafları toplayıp pakete koyduktan sonra paketi başka bir yere koyup bahçeye çıktı.
***
Çimlerin üzerine oturmuş kahvemi yudumlarken diğer yandan Arsel'i izliyordum.Havuzun kenarında bilmem kaçıncı sigarasını içerken telefonla konuşuyordu.Sonrasında her ne olduysa birden sinirleniverdi.Ben ne olduğunu soramadan "Ben gidiyorum bensiz dışarı çıkma" deyip gitti.
Çimlerden kalkıp koşar adımlarla peşinden içeriye girdim.
"Ne işin var?"
"Biriyle görüşeceğim sen dediğimi yap yeter."
"Bende gelmek istiyorum."
"Arven hayır."
Fazla sert söylediğini anlayıp elini belime yerleştirip beni kendine çekti ve başımdan öptü.
"Çok gecikmem."
***
Gece yaklaşık 11 gibiydi.Televizyonda rastladığım bir filmi büyük bir ilgiyle izlerken kapı çaldı.Gözlerimi televizyondan ayırmadan kapıya baktım.
"Arsel nerede kaldın?Çok merak ettim seni."
"Naber güzelim?"
"Anahtarın yok mu senin?"
"Bilmem.O kadar çok anahtar var ki."
"İçtin mi sen ya?!"
Saatine bakıp parmağını dudağıma bastırdı.
"15 saniyede 3 soru sordun.Yeter."
Yalpalayarak içeriye girdikten sonra kendini koltuğa attı.
"Ne oldu sana?"
"Sana müjdeli bir haberim vaaar!"
Yattığı yerden kalkıp heyecanla ellerimi tuttu.
"Şirkete gittim ve ne oldu biliyor musun?"
Onda ki enerji beni de heyecanlandırdığından kulaklarımı dört açmış onu dinliyordum.
"Terfi almışım!"
Duyduklarımı idrak etmekte zorlanmıştım.
"O ne demek be? Sen terfi alamazsın ki?"
Saçlarını geriye itip derin bir nefes aldı.
"Artık alınan kararları yönetmekte hiçbir yetkim yok."
Kollarını iki yana açıp tekrar yattı,gözlerimi devirerek
"Yine mi atıldın?" dediğimde güldü.
"Bu sefer başka."
"Nesi başka hayatım."
"Arven...Proje onaylandı."
"Nee?!"
Başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyordu sanki.Böyle bir şeyin olması nasıl mümkün olabilir!Ahmet Bey Arsel'in onaylamayacağını bildiğinden yetkisini elinden almamıştır öyle değil mi?Bu kadar ileri gidemez bence.
Arsel kendi kendine sırıtmaya başladıktan sonra masada ki vazoyu alıp duvara çarptı.
"Neden a**na **yayım neden beni dinlemiyorsun?!"
"Arsel sakin ol lütfen."
"Sakin mi olayım?Sakin olmamı nasıl beklersin?!Şu an gidip şirketi batağa sokmak yerine ileriye taşıyacak olan adamlara yağ çekiyor olmalıydım.O herifi gebertmemek için kendimi zor tutuyorum!İnan bana buraya gelmekte çok zorlandım Arven.Babam olacak o herifi öldürmeyi öyle çok istedim ki!"
Ona sımsıkı sarılıp öfkesini dindirmeye çalıştım.
"Böyle şeyler söyleme lütfen.Sen katil olacak biri değilsin.Sakin ol."
Beni kendinden uzaklaştırmak istedikçe daha da sıkı sarıldım ona.Nefes alıp verişi biraz yavaşlarken elini belime yerleştirdi.
"Sen olmasan ben ne yaparım?"
"Eminim bir yolunu bulur işler sarpa sarmadan düzeltiriz."
"Ne fark eder ki?Ural adı bir kez karıştı.Artık hiçbir şey fayda etmeyecek."
"Senin dinlenmeye ihtiyacın var.Şu an sinirli olduğundan böyle düşünüyorsun,pes etmek bize yakışmaz biliyorsun.Bak ne diyeceğim,yarın birlikte doktora gidip bebeğimizi görelim ne dersin?"
Başını omzuma yaslayıp sessizce onayladığında sevinçten havalara uçacaktım.Bebeğimizi görmeye ilk kez beraber gidecektik!
***
Ertesi sabah heyecanla uyandım.
Güzel bir kahvaltı hazırlayıp Arsel'i de uyandırdıktan sonra sabırla bekledim.
İçim içime sığmıyordu bugün.Hem belki cinsiyetini de öğrenebilirdik!
"Günaydın!"
"Günaydın."
Yavaşca gelip oturduktan sonra bir süre masaya baktı.
"Beğenmedin mi?"
"Hayır,ondan değil.Neden kahvaltı yapmak için bu saatte kalktık onu anlayamadım sadece."
"Doktora gidecektik?"
"Bir şey mi oldu?"
İnanamıyorum!Gerçekten inanamıyorum!
"Dün gece konuşmuştuk ya.Birlikte bebeğimizi görecektik."
"Arven ben bugün çok yoğunum.Dün de çok içmişim zaten.Unutmuşum bugün ki planı,kızma lütfen olur mu?"
"Ne işi bu?Baban seni men etmedi mi?"
"Doğru.Şirkete gideceğim demedim zaten."
Bütün iştahım kaçmıştı.Bu kadar önemli ne işi olabilirdi ki?
"Bebeğini görmene bile engel olacak kadar önemli olan işin nedir öğrenebilir miyim?"
"Hayır."
"Arsel ne işin var bugün?!"
Bir süre birbirimize baktığımızda aklıma gelen şeyin olmaması için dua ediyordum.
"Arsel yoksa sen bu fotoğraftaki adamı kendin mi bulacaksın?!"
Masadan kalktığında koluna yapıştım.
"Sakın öyle bir şey yapayım deme!"
"Sen karışma."
"Ne demek sen karışma?Gidemezsin!"
Çekmeceden fotoğrafları alıp kapıya yöneldiğinde önüne geçip onları almaya çalıştım.
"Arven çekil önümden."
"Gidemezsin dedim!Arsel bırak şunları yalvarırım."
Malesef onu durduramamıştım.Ardına bakmadan gitti.Karşı koyuşlarıma aldışır etmeden çekip gitti.Bense arkasından bakakalmıştım her zaman olduğu gibi...

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin