Başarabiliriz-55

188 15 0
                                    

Bahçeye çıktığımda Arsel'i görememiştim o sırada yanımda ki ağaçtan gelen hışırtıyla beraber Arsel yanıma düştü. Korkudan küçük bir çığlık attım.
"Ne işin var senin orada?"
Hızla kalkıp üstünü çırptıktan sonra bana bir şey uzattı.
"Bak ne buldum?".
"Bunun için mi ağaca çıktın?"
"Senin için çıktım, çok faydalı."
Gözlerimi devirdim.
"Bizim için."
Üzerinde durduğum ayrıntıyı görmezden gelerek devam etti.
"Hazırlanmışsın."
"Evet. Nasıl görünüyorum?"
"Ehh..."
Omzuna yavaşça vurup kaşlarımı çattım.
"Çok güzel olmuşsun."
Küçücük çocuk gibiydi karşımda.
Onu öpmek için yaklaştığımda bir tuhaftı.
Elimi yanağına koyup gözlerine baktım.
"Bana bir daha dokunmayacak mısın?"
Parmaklarını kolumda gezdirirken zorla gülümsedim."
"Bundan bahsetmediğimi biliyorsun."
"Zamana ihtiyacım var."
Dudaklarından öpüp alnımı onunkine yasladım.
"Birazdan gelirim. Kimseye bir şey yapma."
"Çok komiksin."
Ben içeriye girdiğimde Ece'nin işi bitmişti.
"Yaaa Ecee harika görünüyorsun.😍"
Ece'ye sımsıkı sarılıp bir kez daha baktım.
"Arvi karnım belli oluyor mu?"
"Hayır bebeğim hiçbir şey belli değil."
"Heyecandan öleceğim galiba."
"Ne derttir bilirim. Her şey mükemmel olacak merak etme."
Düğünün yapılacağı mekâna geldiğimizde davetliler çoktan gelmişlerdi.
Gelin ve damadın odası olarak nitelendirilen yerde dördümüz çok saçma bir konu üzerinde tartışıyorduk.
"Hayır abicim benim anlamadığım şey, gelinin ayakkabısının altına neden isim yazıldığı, onun bunun mürüvvetinin 15 cm topuklu ayakkabı altında ki mürekkebin silinip silinmemesiyle ne bağlantısı olabilir? Bunca yalnız insan niye var o zaman?"-Doruk
"Ya gelenektir bu, her şeyi sorgulayacak olursak yaşamanın ne anlamı kalır ki?"-Ece
"Bunda yine bir şey yok kardeşim. Yüzüklerin bağlı olduğu kurdeleyi yutan bile var."-Arsel
"Oha abicim ne diyorsun sen? Arsel, sana bir iş teklifim var. Bu sektörü genişletiyoruz ve dünyaya açılıyoruz."-Doruk
"İzdivaç programları kapatılsın!"
"Kesinlikle! Yerine de DorSel *Evde kalan kalmasın, herkes karıya kocaya kaçsın*sloganıyla bizimkiler ortaya çıksın."-Ece
"Oldu bu iş. Arsel çok ciddiyim sen düşün bunu."-Doruk
"Doruk bi git işine."-Arsel
"Çok daha zengin olacağım. Sonra da şirketine gelip sana hava atacağım Arsel Özer."-Doruk
"Sen önce bi kendin evlen geri kalanı sonra halledersin."-Arsel
İki dakikada yeni bir sektör oluşturmuştu Doruk. İnanılmaz bir düşünce yapısı vardı. Umarım Ece'yle çok mutlu olur.
Önümüzde kollarını birbirine sımsıkı kenetledikten sonra salona çıktılar.
Biz onlardan sonra biraz daha kaldık.
"Eee?"
Masaya yaslanıp Arsel'i baştan aşağı süzdüm.
"Bana şöyle bakmayı keser misin?"
"Nasıl?"
"Aklından geçenleri biliyorum. Şimdi konuşulacak bir konu değil"
"Aklımdan geçenleri nerden bilebilirsin ki, buraya yaslanıp sana iç geçiriyorum o kadar."
Alaycı bir bakışla bana baktı
"İç geçiriyorsun öyle mi ?"
Elindeki viski bardağını masaya bırakıp ellerini belime yerleştirdi.
"Böyle bir yerdeyken fazla riskli düşünceler değil mi bunlar?"
"Seni utandırdım mı yoksa?"
"Bu isimle nam yapmış birini mi?"
"Doğru ya."
Biraz geri çekilip başımı alnına yasladım.O sırada midemdeki aşina olduğum hareketlenmeyle yüzüm değişmişti.
"Ne oldu?"
Bir adım geri çekildiğimde elimi tuttu.
"Midem bulanıyor."
"Hava almak ister misin? Dışarı çıkabiliriz."
"Hayır gerek yok. Buna alıştım, hadi içeriye gidelim."
Salona çıktığımızda ilk dansları bitmişti. Nikahın kıyılacağını anladığımızda bizim için ayrılan sandalyelere oturduk.
"Hep hayalimdi nikah şahidi olup hayır demek."
"Ne tuhaf hayallerin var."
"Nesi tuhafmış bunun. Burada herkes kendi düşüncesini özgürce ifade edebilir."
"Elbette öyle ama sosyetenin %90'ının ve basının bulunduğu bu düğün bence pek uygun bir yer değil. Ha bir de gelinin Ece olduğu detayını da unutmamak lazım.
"Ne oldu korktun mu?"
Arsel alaycı bir bakış atıp güldü.
"Çok."
"Aferin sana. Böyle ol."
Tabi ki aklımdan geçen şeyi yapmadım.
Hem yapsaydım Ece benimle ölene kadar konuşmazdı. Öldükten sonraysa beni bulur yine küserdi.
***
Hafif bir müzik kulağımı okşuyor. Akabinde stabil bir kalp atışının huzuruyla etrafımı izliyorum. Belimde sıcaklığı ruhuma kadar işleyen bir el, omzuna misafir olduğum o elin sahibi...
"Sana bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi."
"Olmaktan korktuğun o insan, sana ne yaptı Arsel?"
"Bunu konuşmanın sırası mı sence ?"
"Değil biliyorum, ama seni böylesine derinden etkileyen her neyse bunu bilmek istiyorum."
Gözlerimin önüne düşen saçlarımı itip alnımdan öptü.
"Bence sen aklını böyle şeylerle meşgul etme. Ben ikimizin yerine de bunu yeterince düşünüyorum."
"Çok fedakârsın."
Arsel'in benim üzerimden geçen bakışları değişmişti. Ne olduğunu anlamak için arkamı döneceğimde, bir adam sinsice Arsel'e elini uzattı.
"Arsel Özer değil mi? Ben Ural holding as başkanı Semih Ural."
Arsel elini sıkmak için ısrarcı davranan adamı süzerken ellerimi omuzlarından çektim.
İkisi tokalaştıktan sonra adamın bakışlarından rahatsız olup Arsel'in elini tuttum.
"Selven için tebrik ederim Arsel Bey böylesi bir başarı beklemiyorduk. İşlerimi kötü etkilediğini söylemeden edemeyeceğim."
"Bu söylediğiniz aklıma Sokrates'in bir sözünü getirdi Semih Bey -Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar.-"
"Sokrates demek, çok severim. Umarım sonraki projeleriniz içinde bu sözler kulağınızda olur, aynı performansı gösterirsiniz."
"Bundan hiç şüpheniz olmasın."
Arsel'in yüzüne rahatsız edici bir gülümse yayılırken adam bana baktı.
"Eşiniz mi?"
"Evet."
"Sizi tanımak bir zevk hanımefendi. İyi akşamlar."
Elimi öpüp geriye çekilen adamda beni rahatsız eden bir şeyler vardı.
Gittiğinde üzerimden büyük bir yük kalkmıştı adeta.
"Kim bu adam?"
"Gereksizin biri, çokta önemli değil."
Gözlerimi devirerek baktım.
"Boşver sen."
"Bu beni ikinci geçiştirişin."
"Üzgünüm sevgilim ama her şeyin bir zamanı var ve ben bu geceyi sadece seni memnun etmekle geçireceğim."
Cebinden çıkarttığı mendiliyle elimi sildikten sonra çenemden tutup gözlerime baktı.
"Sence de biraz sıkıcı olmadı mı burası?"
"Kaçalım mı?"
***
Bahçeye çıktığımızda etrafta insanlar vardı.Arsel arabadan çıkarttığı küçük bir örtüyü yere serip oturmama yardım etti.
"Sabah ki meyvenin adı neydi?"
"Hatırlamıyorum."
"Ben bir isim koyabilir miyim?"
"Tabi."
Arkamı dönüp ağaçlara baktım.
"Burada da var mıdır onlardan?"
"Olabilir."
Yanımdan kalkıp ağaçlara doğru ilerledi.
"Düşeceksin bak çıkma."
Ama beni dinler mi tekrar ağaca çıktı ve o meyveden birkaç tane daha kopartıp aşağı atladı.
"Ne olsun adı?"
Gökyüzüne bakıp aklıma ilk gelen ismi söyledim.
"Belis."
Şaşkınlıkla bana baktığında açıklama yaptım.
"Aşkın ilk meyvesi demek."
Gözlerini devirerek
"Çok manidar doğrusu."dedi.
Verdiğim mesajı anlaması hoşuma gitmişti. Meyveyi yiyip yıldızları izlemeye devam ettim.
"Sence beni sevecek mi?"
"Kim ?"
Gözlerimin içine dikkatlice baktığında anladım.
"Bence seni, benim seni sevdiğimden bile çok sevecek."
"Peki ya tahmin ettiğimden çok daha kötü olursam?"
"Dalga mı geçiyorsun? Sen bu dünya için fazla iyisin. Sadece farkında değilsin."
"Öleyim o zaman."
"Salak salak konuşma Allah korusun."
Gülüp şehrin ışınlarına baktı.
"Ne düşünüyorsun?"
"Çok fazla kararsızlık biriktirdim Arven..."
Başımı öne eğip, sonrasında gelecek kötü habere kendimi hazırlamaya çalıştım ama işler sandığım gibi ilerlemedi.
"Emin olduğum tek şey küçücük bir bebeğe kendi içimde aşamadığım sorunların bedelini yansıtmayacağım..."
Kalbim hızlandığında nefes bile almıyordum.
"Destek alacağım ve, bebeği aldırmayacağız."
Yüreğime serpilen suyla yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.
Sımsıkı sarılıp yüzünün her yanından öptüm.
"Her şey çok güzel olacak sevgilim."
***
Yazardan*
Ural holding ve Özer holding kuruldukları tarihten beri birbirlerinin ezeli rakibi olmuş yaptıkları her projeyle isimlerinden ve kalitelerinden söz ettirmişlerdi.
Şimdilerde hâlâ süren rekabette Ural holding kıyısında işler karmaşık bir halde ilerlediğinden Ahmet Özer bu fırsatı değerlendirip tarihinde ki en büyük yatırımı yaparak Selven'i tasarladı ve halka sundu.
Semih Ural içten içe beslediği korkunç fesatlıkla bahçede birbirine sarmaş dolaş sarılmış Arsel ve Arven'e baktı.
"Korku yaşamın değil, ölümün bir parçasıdır küçük Özer.Hadi seninle bir oyun oynayalım."

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin