Ertesi günün sabahında Arsel erkenden şirkete gitmişti.Odada ki masanın üzerinde benim için hazırladığı kahvaltı tepsisi ve yanında küçük bir not vardı.
^^Önemli bir toplantı için çıkmam gerekti, erken dönmeye çalışacağım. Kahvaltını yap ve günün tadını çıkar, seni seviyorum.^^
Bende seni seviyorum düşünceli kocacığım. Nota bakıp gülümserken ona artık böyle hitap etmenin beni mutlu ettiğini fark ettim.Ah Arsel,bende yarattığın duyguları bir bilsen...
Tepsiye heyecanla bakıp hepsini yeme planları yaparken daha birkaç lokmada inanılmaz bir mide bulantısı yaşayıp kendimi tuvalete zor atmıştım.
Günün tadını çıkaramıyorum Arsel,gün benim tadımı çıkarıyor...
Sabah sabah tüm tadım kaçmıştı .
Tuvaletten çıkıp kendimi yatağa bıraktığımda dün gece aklıma gelen şeyi hatırladım.Bu düşünce beni kaldırmaya yetmişti.Apar topar üzerimi giyip yakınlardaki bir eczaneden bir poşet dolusu gebelik testi alıp eve döndüm.
Yanlış olması ihtimaline tahammülüm yoktu.Tamam biraz abartmıştım belki ama...Her neyse,kutulardan birini açıp nasıl yapmam gerektiğini okurken Ece'nin sesini duydum.
"Arven Hanım odasında."
"Tamam sen haber verme ben giderim."
Panikle elimde ki testi arkama sakladığımda ortada kalan diğerlerini düşünmek için geç kalmıştım.
"Arvi naber canım?"
Ece gülümseyerek yanıma geldiğinde bir kutulara bir de bana baktı.
"Ne yapıyorsun?"
"Hiç, hiçbir şey. Bilimsel bir proje sadece."
"Hıımmm peki bu proje kadın erkek ilişkileri üzerine kurulu bir şey mi?"
"Evet, şey yani hayır.Bu sadece..."
Yanaklarım kızarıyordu. Sıçmış sıvamıştım, yalan söylemeyi ne zaman becerebildim ki.
"Yoksaa düşündüğüm şey mi?"
"Ece ben kötü bir şey yaptım."
"Genellikle çiftlerin yaptığı türden bir şey mi bu?" Bunu söylerken bile dalga geçiyordu.
"Evet ama konu bu değil şu an. Ben korunmadım ve..."
"Teyze oluyorum!"
"Bağırma! Evdekiler duyacak."
Ece'nin ağzını kapatmaya çalışırken testler yere düştü.
"Kesin mi peki?"
"Hayır, henüz bir şey yapmadım. Nasıl yapacağıma bakıyordum sen geldin."
"Bir çubuğa işiyorsun Arvi aptallar bile yapabilir."
"Ece ben çok korkuyorum."
"Aa deli misin sen be? Niye korkuyorsun, insanın çocuğunun olması dünyada ki en güzel şey."
"Arsel istemiyor."
"Ahh takıldığın şeye bak canım. Doruk'ta ben çocuk istemiyorum diyordu ne oldu? Daha cinsiyeti bile belli değil ama neredeyse çocuğunun nikah tarihine bile karar verecek.Merak etme o haberi alır almaz çok sevinecektir inan bana."
Ece'nin desteği benim için çok önemliydi fakat söyledikleri içimi rahatlatmaya yetmemişti.Tuvalete girip testlerin hepsini uygun şekilde yapıp beklemeye başladım.
En fazla 10-15 dakikalık bir test nasıl olurda yarım asır gibi geçebilir ki.
"Hadi sana bir hikaye anlatayım. Adamın biri bir gün bakkala gitmiş. Bana bir ekmek ver demiş ve 100 lira uzatmış. Bakkalda iyide ekmek 200 lira demiş. Adamda zararı yok ben zaten bisikletle geldim demiş."
Bu hale nasıl geldiğini düşünerek Ece'ye üzüntüyle baktım.
"Bunu neden anlattın ki şimdi?"
"Bilmem. Dikkatini dağıtır belki diye."
"Senin için endişelenmem gerekiyor mu?"
"Hayır tatlım ben bisikletle geldim."
Kafamı klozete sokmak istiyordum resmen. Kulaklarım kanıyor, daha fazla bir şey duymak istemiyorlardı.
"Şunlara bak."
Ece birkaç testi gösterdiğinde kalbim yerinden fırlayacaktı. Gözlerimi kapatıp bakmak istemedim.
Ece bileğimden tutup gözlerimi açtı.
Yüzünde kocaman bir gülümseyle elinde tuttuğu tesleri gözlerimin önüne getirdi.
"Teyze oluyorum! Bunların hepsi pozitif!"
Panikle yerimden kalktım. Sevinsem mi üzülsem mi karar veremiyordum.
Bir sağa bir sola yürüyüp saçlarımı karıştırdım.
"Ay sanki hamile olduğunu öğrenen benim. Kız bu surat ne azıcık gülsene!"
"Ece..."
"Evet?"
"Ben bisikletle gelmedim."
***
Günün kalanında Ece beni teselli etmeye çalışmıştı ama söylediği hiçbir şey beni rahatlatmaya yetmiyordu. Sanırım Arsel'in sorun olmayacağını belirtecek bir şeyler söylemesi bana iyi gelebilirdi.
Akşam olduğunda güzel bir masa hazırlayıp kalbim gümbürdeyerek Arsel'in dönmesini bekledim. O geldiğinde avuçlarım terlemeye başlamıştı. Saç diplerimde ki uyuşmadan bahsetmiyorum bile.
"Hoşgeldin sevgilim."
Sanki yıllardır görüşmüyormuşuz gibi sarıldım ona. Bende ki negatif elektriği almış gibi endişeyle baktı.
"Neyin var senin?"
"Hiç, hiçbir şeyim yok."
Sesini kontrol et Arven! Sesin titriyor!
"Miden nasıl?"
"Daha iyiyim. Hadi üstünü değiştir."
Gülümseyerek başımdan öptü ve ellerini belimden çekip yukarıya çıktı.
Nasıl söyleyeceğim nasıl?!
Sandalyeye oturup sıkıntıyla düşünmeye başladım. Bir anlık bir hevesle aldığım bu kararın sonuçlarını keşke daha önce düşünseydim. Arsel döndüğünde yanıma oturdu.
"İyi görünmüyorsun."
"Bugün fazla bir şey yiyemedim."
"Belkide doktora gitmeliyiz."
"Hayır gerek yok. Daha öncede böyle olmuştum. Birkaç güne düzelirim merak etme."
Arsel bir şey söylemeyip sadece bakmakla yetindi.
"Toplantı nasıldı?"
"Her zamanki bütçe toplantıları işte..."
Arsel cümlesini tamamlayamadan midemin boğazıma kadar çıktığını hissettim. Elimi ağzıma götürüp bozuntuya vermemeye çalışsam da bu çok uzun sürmemişti. Yine bir Usain Bold edasıyla tuvalete koştururken, hemen ardımdan gelip saçlarımın ağzıma girmesini engelledi.
Allah'ım ağzıma tıpa takmak istiyorum yeter artık midemde çıkartacak bir şey kalmadı. Acaba biraz daha kussam bebekte çıkıp gider miydi? Bu hamileliğin sadece midemi değil IQ seviyemi de etkilediği kesindi.
Dengemi kaybedip yana düşeceğim sırada Arsel belimden yakaladı.
"Tuttum seni."
Tamamiyle görüş alanımdaydı artık. Gözlerindeki endişe mahvediyordu beni.
"İtiraz istemiyorum Arven seni doktora götüreceğim."
***
Engel olamayacak kadar bitik durumdaydım.Beni kucağında söylenilen odaya getirdiğinde bir sürü tahlil yapıp serum takmışlardı. Başım dönüyor ve her yeri buğulu görüyordum.
"Arsel..."
Ona seslendiğimde elimi tuttu.
"Buradayım sarışınım."
"Bir şey öğrendin mi?"
"Doktor daha gelmedi."
"Çok aptalım.Böyle bir şeyi nasıl yaptım ben?" sesim ağlamaklı çıktığında başımdan öptü.
"Şş sakin ol. Hiçbir şey senin suçun değil. Herkes hasta olabilir, bunu sen söylemiştin unuttun mu?"
Ah Arsel'im hâlâ hasta olduğumu mu sanıyorsun... Benden duyması belki de daha iyi olacaktır. En iyisi ben söyleyeyim.
"Sana söylemem gereken bir şey var..."
Doktor odaya girdiğinde mideme daha şiddetli sancılar girmeye başlamıştı.
"Arsel, burada olduğunuzu duyar duymaz geldim dostum."
Doktor banada selam verip elinde ki dosyadan birkaç kağıt çıkarttı.İşte başlıyoruz...
"Nesi var ?"
"Korkacak çok şey var dostum. Baba oluyorsun."
Doktor gülümseyerek baktığında Arsel donakaldı. Elimin üstünde ki eli buz kesmişti aynı anda. Boğazımda oluşan düğüm nefes dahi aldırmıyordu artık.
"Arven hamile. Tebrik ederim."
Doktor Arsel'in omzunu sıvazladıktan sonra odadan çıktı. Sessizliği bozan benim iç çekişlerimin aksine o olmuştu. Yavaşça bana dönüp gözlerime baktı.
"Korunduğunu sanıyordum."
"Arsel çok özür dilerim, ben...Bencillik ettim ve..."
"Bir de isteyerek miydi?"sesi öyle sitemli çıkmıştı ki.Elimi bırakıp biraz geri çekildi. Yüzünü ovuşturup derin bir nefes aldı.
"Bugün öğrendim bende,sana söylemeye korktum.Arsel çok üzgünüm gerçekten."
"Sus lütfen."gözlerinde ki hayal kırıklığını görebiliyordum ve bu beni kahrediyordu.Odadan çıkınca ağlamam şiddetlendi.
Aptal! aptal!Aptal Arven!
***
Yazardan*
Arsel bahçeye çıkıp bir sigara yaktı.
Bastırdığı bütün korkuları gün yüzüne çıkmıştı.Baba olmak...Ne büyük bir sorumluluk bu böyle.Kaç yaşına gelirse gelsin kendini hazır hissedemeyeceği o kutsal armağana sahipti artık.İçine çekmeden parmaklarının arasında yanan sigarasına baktı.Yanan sigara değil de kendisiydi sanki,nasıl böyle bir hataya düşmüştü...Şaşkınlığı yerini yavaşça öfkeye bırakırken sigarasını içine çekip başını duvara yasladı.
Gözlerini kapattığın an,kendini 15 sene öncesinde bulmuştu.
^^^
"Hoşgeldiniz Meltem Hanım."
"Hoşbulduk Sema,Ahmet geldi mi?"
"Hayır efendim."
"Arsel nerede?"
"Küçük Bey apar topar evden çıktılar efendim nereye gittiklerinden haberim yok."
Meltem Hanım Sema'nın söylediklerinden sonra gülümseyip oğlunu düşündü. "Arsel'im neler geçiyor yine aklından?"
Fakat akşam olduktan ve Arsel dışında ki herkes eve geldikten sonra bir hayli telaşa kapılan Ahmet Bey ve Meltem Hanım ortalığı ayağa kaldırmıştı.
Aslında normal bir gündü,Arsel arkadaşlarıyla basketbol maçına katılıp karşı takımın yenilgiyi kabullenememesi sonucu çıkan kavgada ön sıralarda bulunmuştu.Evdekilerin fazla kızmamasını ümit ederek arka kapıdan girmişti yalıya.
Tabi işler düşündüğü şekilde ilerlememiş ve babasına yakalanmıştı.
Ahmet Bey,Arsel'in perişan olan üstünü ve kaşından süzülen kanı görünce dahada öfkelenip onu kolundan tuttuğu gibi yere savurdu.
"Ahmet ne yapıyorsun?!"
"Nerdeydin ulan sen?!Nerelerde gezdin bu saate kadar?!"
Meltem Hanım oğlunu yerden kaldırmaya yeltenince Ahmet Bey onu da kenara itip Arsel'i yerden kaldırdı ve sert bir tokat attı.Tekrar yere kapaklandığında içi,yanağında hissettiği acıdan daha çok acıyordu.
"Ben seni gecenin bir yarısı sokaktan toplamak için mi yetiştirdim,bunun için mi para döküyorum?!Sen bir Özer'sin,bunun farkına ne zaman varacaksın?! Benim kurallarıma uyacaksın,benim gibi yetişeceksin!Sen sokakta ki piçlere değil bana benzeyeceksin!Kendini üç beş basit insan için harcayamazsın,buna asla izin vermem!"
Kardeşinin yerde hareketsizce yatışına kayıtsız kalamayan Eylül saklandığı yerden çıkıp,babasının Arsel'e kaldırdığı elini tuttu.
"Baba yeter artık daha fazla vurma öldüreceksin onu!"
Elinin tersiyle kızını ittirdiğinde Eylül de yere düştü.
"Bu evde kimse benim sözümden çıkmayacak! Duydun mu Arsel,sen bile!Eninde sonunda bu düzene uyacaksın!Ne düşündüğün umrumda değil Meltem. Arsel benim istediğim şekilde yetişecek!"
Ahmet Bey gittikten sonra Meltem Hanım cebinde ki mendili çıkartıp Arsel'in burnuna bastırdı.Yarı baygın halde annesinin elini tutmuştu Arsel.
"Eylül,doktoru ara hemen.."
"Anne..."
"Oğlum."
"Bunları sabaha kadar iyileştirir misin?"
Meltem Hanım oğlunun sorusu karşısında daha fazla dayanamayıp onu göğsüne bastırdı ve ağladı.Onun içli çığlıkları sanki Arsel'e aitti.
Babasından yediği ilk dayak değildi bu ama kendisinde bıraktığı etki gün geçtikçe artıyordu.Onun gibi biri olmaktan korkuyor,ona benzememek için,o ne düşünürse,ne yaparsa hep aksine inanıp tersini savunuyordu.Kafasında bir düşünce yapısı oluşmadığı zamanlarda bile bir fikre sahipti.Şimdiyse Arsel'in kendinden bile gizlediği en büyük korkusu devasa bir boyutla karşısındaydı.Okuduğu kitaplarda çocuklarda ki davranış bozukluklarının ebeveynlerinden kaynaklandığı yazıyordu.Hiçbir zaman normal olduğunu iddia etmemişti zaten.Sinirlendiği zaman kendisini kaybediyordu.Canını istediği konularda sorumluluk sahibiydi.Girdiği her işten alnının akıyla çıkardı ama mutlaka bir karşılık beklerdi.Hiçbir zaman babasının istediği türden bir çocuk olamadı.Hâlâ eve geç döndüğünde kendisini bekleyen bir çift öfke dolu gözle karşılaşmaktan korkuyordu.
Bu travmaların kişiliğinde yarattığı etkileri çocuğuna yansıtamazdı.Aynı acıyı,korkuyu gözlerine bakan küçücük bir çocuğun yüreğine serpiştirmektense ölmeyi tercih ederdi...
***
Gözlerini açtığında yanağından süzülen yaşı silip sigarasını söndürdü.
Arven'in ne düşüneceği belliydi,ya kendi düşüncesi.Ona istemediği bir şey yaptıramazdı ki...
Saçlarını geriye itip bir sigara daha yaktı.Bu öncekinden daha hızlı bitmişti.Kafasını biraz toparlayabildikten sonra Arven'in yanına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨ BİR BULUT OLSAM ✨
RomanceTamamlandı ☑️ Hayat her zaman güzel sürprizler hazırlamayabilir ama her kötü engelde biraz güzellikte mevcuttur.Önemli olan nasıl baktığımız. Arven,20'li yaşlarının başında,zengin bir ailenin tek kızıdır.Fakat bu ailenin işleri yolunda gitmez ve kız...