Kapısız köyden gelen o arkadaş benim-10

254 19 1
                                    

Arsel geceyi arabasında geçirmiş, alkolün etkisiyle iyice çökmüş sonrasında orada sızmıştı. Öğle saatlerine doğru uyandığında her yanının tutulmuş olduğu anlayıp biraz sızlandıktan sonra telefonuna baktı. 40'ı geçkin cevapsız arama. Bezgince gözlerini devirip telefonu yanındaki koltuğa atıp arabayı çalıştırdı ve doğruca şirkete gitti. Babasının öfkesi onu görünce yeniden alevlenmişti.
"Arabanın anahtarlarını ver!"
"Ne?"
"Arabanın anahtarlarını ver dedim!"
"Neden?"
"Seni mirastan men ediyorum Arsel. Ya kendine çeki düzen verir işleri yoluna koyarsın ya da yoldan geçen sıradan bir insandan hiçbir farkın olmaz."
"Şimdi de çok ayrıcalıklı biri olduğumu düşünmüyorum aslında."
"O kızla daha çok vakit geçireceksin! Zor günler geçiriyor."
"Eğer bana bu tavrı şımarık bir kız çocuğuyla ilgilenmediğim için koyuyorsan..."
"Şımarık bir kız çocuğu dediğin senin karın oluyor!"
"Hiçbir işe yaramayacak bir anlaşma yüzünden hayatımı s*ktiniz! İkimizde biliyoruz ki bu şirketin geleceği için bana ihtiyacın var. O yüzden, bu sefer taviz verme sırası bende değil! İstediğini yapabilirsin! İstersen evlatlıktan bile reddet, hatta daha fazlasını yapmanda da bir sakınca yok, ama sana şunun garantisini vereyim. Beni kontrol edemeyeceksin!"
"Arsel!"
Anahtarı babasının önüne fırlattıktan sonra odadan ayrılıp bir hışımla şirketten çıkmıştı. Bu öfke hiç iyi değildi ki, iyi şeylere de yol açmayacaktı.
---
Arven*
Uykuyla uyanıklık hali arasında gidip gelirken odanın kapısının zorlandığını duydum. Yataktan çıkıp korkuyla kenarıya çekildiğimde Meltem Hanım'ın sesi gelmişti.
"Arsel dur ne yapıyorsun?!"
Birkaç dakika içerisinde kapı önde Arsel arkada içeriye düştüler.
Yerden kalktıktan sonraysa öfkeyle kolumdan yakalayıp beni duvara yasladı.
" İlgi çekmeye mi çalışıyorsun? Üzülerek söylemeliyim senin depresif hallerini çekemeyecek kadar bunalmış durumdayım. Kendini eğlendirecek başka alışkanlıklar edin ve biraz büyü artık!" dedikten sonra dışarıdan bize korkuyla bakan annesine dönüp "Kapı olmadığına göre kendini kilitleyemez artık değil mi? Bunu neden bir tek ben düşünebiliyorum acaba?" dedi
ve odadan çıktı. Tuttuğu kolumu ovuşturarak arkasından baktım.
***
Arsel gittikten sonra annesi bir süre bana baktı ve bir şey söyleyemeden peşinden gitti.
"Arsel dur biraz. Koluna bakayım oğlum bekle lütfen."
Arsel'e değil bana bakın bence Meltem Hanım. Burada asıl hasar gören benim.
Buradan gitmek istiyordum. Bir an önce. Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. Üzerimi değiştirdikten sonra aşağıya indiğimde Arsel'in kapının önünde olduğunu gördüm. Meltem Hanım oğlunun kolunu sıkıca tutmuş bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Onu dinlediğini hiç sanmıyorum. Yukarıya tekrar çıkmak istediğimdeyse ayağım takılmış ve yere kapaklanmıştım. İkiside aynı anda dönüp bana baktılar. Meltem Hanım "Arven iyi misin?" dediğinde bozuntuya vermeden yerden kalkıp aşağıya indim.
"Nereye gidiyorsun?"
"Hava almak istiyorum. Bunun içinde izin almam gerekmiyor herhalde." dedikten sonra kendimi güç bela dışarıya attım.
Arkamdan Arsel'in "Bekle." dediğini duyduğumda vücudum kaskatı kesildi. İnadına daha hızlı yürüdüm. Bu manyak az önce esip gürlüyordu nasıl olurda benimle gönderirsiniz. Ya bana bir şey yaparsa... Ben nasıl olduğunu anlayamadan bana yetiştiğinde korkudan neredeyse çığlık atacaktım.
"Nereye gideceksen birlikte gidiyoruz."dedikten sonra güneş gözlüğünü takıp önüme geçti.
"Seninle hiçbir yere gelmiyorum!"
"Arven tahammül sınırımın eşiğindeyim. Şimdi şu arabaya bin, yolda indireceğim!"
"Binmeyeceğim! Ne malum beni öldürmeyeceğin?!"
"Bunu şimdi yapmayacağımı düşündüren ne?!"
"Senden korkmuyorum!"
"O halde neden arabaya binmiyorsun?!"
Yumruklarımı sıkarak ona bakarken o arabaya binmişti bile. Bu kadar çabuk gaza gelmemeliyim. Emniyet kemerini takıp gergince arkama yaslandım. Artık emin olmuştum ki hızı seviyordu.
Arabayı çalıştırıp ana yola çıkması 5 saniye sürdü.
Kendimi kasmaktan her yanıma kramp giriyordu.Şehirden hızla uzaklaşıyorduk. Lan hani yolda indirecekti bu beni?! Ya beni gerçekten öldürecekse?
"İnmek istiyorum!" Bir şey söylemediğinde iyice paniklemiştim.
"Nereye götürüyorsun beni?"
"Sana yol dedim, net bi konum söylemedim!"
"Ne?! Arsel indir beni hemen! Durdur şu arabayı!"
Beni dinlemeyip dahada hızlanmıştı.İbre 150'nin üstüne doğru çıkarken ani ve saçma bir kararla direksiyonu tutup sağa çevirince, bir sağa bir sola kulak tırmalayan lastik sesi eşliğinde ormanın derinlerine dalmış ve çok geçmeden bir sürü ağaca çarparak ancak durabilmiştik.
NOT BİLMEM KAÇ:Bir arabaya iki şoför fazla gelir. Bir diğer deyişle bir koltuğa iki karpuz sığmaz.
----
Patlayan hava yastığını iterek zar zor kendimi dışarıya attım. Arabadan dumanlar yükseliyordu ve hava kararmıştı. Ben otların arasında cebelleşirken Arsel öfkeden çılgına dönmüştü.
Korkudan zangır zangır titriyordum. Allahım ben bunu hak edecek ne yaptım? Gerçekten soruyorum bunu? Bu acıyı çekmeyi hak edecek ne yaptım ben?
"Manyak mısın lan sen! Seni benim başıma bela ol diye mi gönderdiler!"
Ağlayarak yerde oturmaya devam ettim. Nefesimi kontrol etmekte zorlanıyor ve ağlamamı durduramıyordum.
Yanıma gelip beni yerden kaldırdı. Arabasından bir su şişesi çıkarıp biraz eline döktükten sonra yüzümü ıslattı.
"İyi misin?"
Nefesimi hala düzene koyabilmiş değildim. Titreyen ellerime hakim olmaya çalışarak şişedeki sudan içtim.
Alnıma yapışan saçlarımı itip çenemden tutarak başımı bir yere çarpıp çarpmadığımı kontrol etti. Onu başımla onaylayıp biraz uzaklaştım. Cesaretim biraz yerine gelir gibi olmuştu.
"Sana durmanı söylemiştim!"
Üzerime gelip beni sertçe ağaca yasladı.
Alnından yanağına doğru süzülen kan ay ışığında parlıyordu. O kadar yakın duruyorduk ki birbirimize, kalbim korkudan yerinden fırlayacaktı. Tek eliyle boynumdan tuttuğunda sessizce
"Seni öldürmemem için bir sebep söyle." dedi.
Evet arkadaşlar bana ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunmaktayız yayında ve yapımda emeği geçen herkesin Allah belasını versin benim ne işim var burada!
Nasıl bir sebep söyleyebilirim ki aptal? Korkudan altıma sıçtım farkında değilsin.
"Hapse girersin."
Sahiden mi? Bu beni öldürmemesi için gerçekten fazlasıyla caydırıcı bir neden! Aferin bana!

✨ BİR BULUT OLSAM ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin