OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN ^^
Bu bölüm ilk başta okuduğunuz gelecek bölüm. İsterseniz okumadan geçebilirsiniz. Tabii oy vermeyene diğer bölüme geçiş yok! :D
Yok ben tekrar okuyup hatırlamak istiyorum derseniz de iyi okumalar diliyorum ^^
☾
BAŞLANGIÇ VE SON
Ağzımı kapatan eller ve etime batan tırnaklar yüzünden korkuyla sıçrayarak uyandım. Kollarım ve bacaklarım, hareket etmemi tamamen engelleyen güçlü eller ile yatağıma sabitlenmişti. Yedi Altınkan'dan biri olan Summer ailesinin kızı Scarlett Summer, elini ağzımdan çekmeden yüzüme yaklaştığında sarı saçları yüzüme değdi.
"Sesini çıkarırsan seni hemen öldürürüm. Bunu yapabileceğimi biliyorsun, değil mi?"
Bir diğer Altınkan olan Caswelllerin kızı Amber Caswell de yanı başındaydı. Bu bir kabul töreni ya da ona benzer bir korkutma olayı değildi. Onlar bu tarz şeylerle uğraşmak için fazla güçlü ve fazla soyluydular.
İsterse beni öldürebilirdi. Özellikle Amber da yanındayken, beni gözünü bile kırpmadan öldürebilirdi. Kimse bana ne olduğunu merak etmez, değil sorgulamak bunu aklından bile geçiremezdi. Kimse Altınkan'dan birinin bir zavallıya ne yaptığını umursamazdı. Belki annem ve Mag'in ailesi ölümümün soruşturulması için uğraşırdı ama bir süre sonra onlar da mecburi olarak bırakırlardı peşini. Altınkanlar bir şekilde olayın üstünü kapatmayı başarırdı.
Sonuna kadar açılmış gözlerimdeki yaşlar harekete geçerken, kafamı sallayarak cevap verdim. Ah tanrım! Böylesine güçsüz ve aciz olmaktan, ellerinden kurtulmak için en ufak bir direnç göstermeden bana yapacaklarını kabullenmekten nefret etmiştim.
Scarlett'in dudaklarında, gülümsemeden çok memnuniyet göstergesi olan bir kıvrım belirdi. Bu buzdan gülümsemeyi daha önce de gördüğüm olmuştu ama gözlerinin böylesine canice parladığına ilk kez şahit oluyordum.
"Güzel."
Dudakları tekrar düz bir çizgi halini alırken bariz bir tiksinti ile ekledi: "Ancak bir soysuza güven olmaz."
Ben soysuz değilim, diye çıkışmak istesem de bana soysuz diyerek hakaret etmesi şu anda sorunlarımın en büyüğü değildi. Ayrıca değil ona cevap vermek, ondan izinsiz kıpırdamaya bile cesaretim yoktu. Benden ne istiyorlardı? Ben onlara ne yapmıştım? Hiçbir şey. Ki yapsam da farkında bile olmazlardı ki. Beni hep görmezden gelmiş, yokmuşum gibi davranmışlardı. Daha önce karşılaştığımız birkaç seferde ben sanki orada değilmişim gibi yürümeye devam etmişlerdi de ben onlar tarafından ezilmemek için yollarından kaçarak çekilmiştim. Bir defasında koridorda fazla yer olmadığı için birini takip eden bir ajan gibi duvara sinip, rahat geçebilmeleri için tüm vücudumu duvara yapıştırmak zorunda kalmıştım.
Scarlett'in dudaklarımın üzerindeki eli gevşerken parmak uçlarını yanaklarıma daha çok bastırıp dudaklarımı araladı. Ağzımın içine bir avuç ot tıkıp yeniden ağzımı kapattı. Tam yüzümün üzerinde diğer elinin parmak uçlarını birleştirip, "Silentium!" diyerek açtığında, ağzımdan boğazıma doğru bir sıcaklık yayıldığını hissettim. Dudaklarımı biraz da olsa aralamayı başardım. Daha doğrusu parmaklarını biraz gevşeterek bunu yapmama o izin verdi. Bana ne büyüsü yaptıysa sonuçlarını görmek istiyor olmalıydı.
Scarlett'in dudaklarımın üzerindeki parmaklarının arasından dumanlar çıkmaya başlaması ile ağzımın içinde giderek yükselen sıcaklık, can yakıcı boyuta ulaşıp boğazıma akmaya başladı. Ses tellerimin yandığını hissederken, vücudum yay gibi gerilip yataktan yükseldi. Canım daha önce hiç hissetmediğim kadar büyük bir acıyla yanıyordu. Ağzımın içi ve boğazım, ateşe atılmış bir plastik gibi büzüşerek eriyordu sanki. Göz kenarlarımdan akıp kulaklarıma giren gözyaşlarımın, birazcık olsun dudaklarıma inip yangını bastırmasını diledim. İnlemek, bağırmak, çığlık atmak, yardım çağırmak istedim ama bunların hepsi boşuna bir uğraştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...