OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN ^^
Bu bölüm de her bölüme yorum yapan Busehk için geliyooor ^^
Bu biraz durağan bir bölüm olduğundan ve bundan sonraki bölüm de öyle olacağından peş peşe yayımlamak, akşam 22.00'de de birçok önemli olayın olacağı esas bölümü yayımlamak istemiştim. Hatta "Patron çıldırdı!" gibi iğrenç bir espri ile sunacaktım bu bölümleri. Ama bilin bakalım n'olduu? Tabii ki planlarım tutmadı. Hayat planlarımı bozmaya bayılıyor. Pek anlaşamıyoruz.
Yapmam gereken şeyler var o yüzden bu bölümü atıp bir süre ortadan yok oluyorum. Yeni bölümle ilgili de asla bir şey söylemiyorum. Gelirse eğer saat kaçta geleceğini biliyorsunuzdur herhalde artık.
☾
KÖTÜ BİR ŞEY
Yine aynı rüyanın içindeyim. Yarı sekerek yürüyorum. Önüme bakmadığım için Darren'la çarpışıyorum. Gülümsüyor. Kalbim tekliyor.
Bu sefer uyanmıyorum. Ortam değişiyor. Akşam, açıklık bir alandayız. Ortada büyükçe bir ateş yanıyor. Çevresinde yüzlerce kişi var. Şarkı söylüyor, kusursuz bir senkronizeyle dans ediyorlar. Ateşin diğer tarafında, tam karşımda biri var. Darren... Bana bakıyor. Dirensem de, alamıyorum bakışlarımı üzerinden. Normalde olduğundan bile daha fazla, daha güçlü bir aurası var. İnsanların kusurlarından arınmış, diye düşünüyorum. Kusursuz bir yaratık... Gülümsüyor tekrar. Ben de gülümsüyorum ama utanarak çeviriyorum bakışlarımı. Yalnızca üç saniyeliğine... Dayanamayıp tekrar bakıyorum ama az önceki yerinde değil. Gittiği için üzülüyorum. Hayal kırıklığıyla nereye gittiğini görmek için bakınıyorum ama yok. Orada daha fazla durmamın bir anlamı kalmıyor. Çok mutsuzum, gitmiş olması beni çok üzüyor. Oradan ayrılmak üzere döndüğümde onunla karşılaşıyorum. Arkamda durmuş, ben onun nereye gittiğini görmek için etrafıma bakarken beni izlemiş. Hınzır bir şekilde gülümsüyor. Ona yakalandığım için daha çok utanıp dudağımı ısırıyorum. Bana bir şey söylediğinde ona bakıyorum. Ne söylediğini duymuyorum, her zamanki gibi sesler yok rüyamda. Ancak gülümsemesi net... Hafızadan silinemeyecek kadar güzel. O, şimdiye dek gördüğüm en güzel şey, diye düşünüyorum.
Dudaklarımda asılı kalan gülümsemeyle uyandım. Rüyanın etkisi üzerimdeydi. Kalbim bir kuş gibi kanat çırpıyordu. Oturup karşıya baktığımda, Muninn'le göz göze geldik. Darren'ın dün benim için önemsiz biri deyişinin aklıma gelmesi ve gerçek hayata dönmem çok uzun sürmedi.
"Günaydın! Bugün güzel bir gün, neden somurtuyorsun?"
Mag'in sabahın erken saatlerinde bile etkisini yitirmeyen cıvıl cıvıl enerjisiyle yeniden gülümsedim. Bu kızın enerji depoları hiç boşalmıyordu.
"Günaydın. Uyanmaya çalışıyorum."
"Sen uyanma çalışmalarına devam et öyleyse." Yorganını bir tekmeyle üzerinden attı. Ayağa kalkıp kollarını kaldırarak vücudunu esnetti. "Banyo benim!"
O banyoya doğru giderken ben de kalkıp ne giyeceğimi seçtim.
Kahvaltıda, dün soramadığım soruyu sordum.
"Jess'e ne olduğunu biliyor musunuz?"
"Hayır," dedi, ağzı dolu olduğundan boğuk bir sesle. "Bayan Harris doğru söylüyor. Hiçbir büyü onun nerede olduğunu göstermiyor."
"Sence de enteresan değil mi?"
"Jess garip bir kızdı Emily, ondan her şeyi beklerim. Yakında ortaya çıkacaktır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...