BÖLÜM 53| Emily Ve Darren'ın Son Bakışı

5.9K 815 92
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Emily ve Darren'ın Son Bakışı

MAGGIE

Kendine geldiğinde, tekrar uyuyakalana dek saatlerce ağladı. Uyandığında bomboştu. Tek bir damla gözyaşı düşmedi gözlerinden. Tek bir söz dökülmedi dudaklarından. O zaman anladım, Emily kendinden gitmişti. Gözlerini bir yere sabitleyerek geçirdi saatlerini. Melissa'yla konuşmadı, Mensis ile ilgilenmedi. Muninn'in yanındaki varlığından bile habersizdi sanki.

Yemek yemek onun için boğazından aşağı bir şeyler göndermek gibiydi. Konuşmaması bir yana tepki bile vermiyordu. Aniden çıkardığım yüksek seste normalde yerinden sıçraması gerekirken, duymamış gibi duruyor, kılı bile kıpırdamıyordu.

Yine gözlerini yere diktiği anlardan birinde yere önüne oturup gözlerine baktım. Beni görmüyor gibiydi.

"Kardelen derken neyi kastettin Emily?" diye sordum. Tepki vermedi. Tekrar sordum. Yine cevap vermedi. Güçlü durmaya çalışmak buraya kadardı. Gözyaşlarım teker teker kendini bırakırken, "Korkuyorum Emily," dedim. Sesim bir fısıltıdan yüksek çıkmamıştı. "Kız kardeşimi kaybetmekten korkuyorum. Lütfen bir şey söyle."

İlk kez, beni görüyormuş gibi baktı o an.

"Gölgeler kitabıma ihtiyacım var."

En azından içini gölgeler kitabına dökebilirdi. Anlatması gerekiyordu. İçindeki zehri atması gerekiyordu, bana, Muninn'e ya da gölgeler kitabına fark etmezdi.

Okula gidip odamızdan kitabını aldım. Max'e Emily'nin hasta olduğuyla ilgili bir şeyler uydurdum. Neyse ki çeviri yapmakla son derece meşgul olduğundan üzerinde durmadı.

Günler geçti ama Emily'de bir değişiklik olmadı. Yine gökyüzünün siyah bulutlarla kapalı olduğu bir gün Sarmaşık'a gidip Mavi'yi aldım. Belli ki uzun bir süre oraya dönemeyecektik. O yüzden evde, benim yanımda kalmasını istiyordum.

Eve döndüğümde Darren'ı evimizin önünde buldum. Ellerini cebine sokmuş, eve bakıyordu. Umarım Emily ile konuşmaya gelmişsindir, diye geçirdim içimden. Emily'nin O'nunla bir ilgisi olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Bir bağlantısı varsa bile Emily artık O değildi. Emily Flynn'di o. Rüyalarının canı cehenneme gidebilirdi.

"Darren?" diye seslendim ama cevap vermedi. Yanına gittim. "İçeri gelmek ister misin?"

Oradan hemen ayrılmak yerine bana baktığında, cevabının evet olduğunu düşünüp eve yürüdüm. Arkamdan içeri girdiği gibi üst kata fırladığında ben de peşinden gittim. Yatakta bacaklarını toplamış oturan Emily'yi kolundan tutup çekerek ayağa kaldırdı. Onu dışarı çıkarmasını engellemek için karşılarında durup kollarımı iki yana açtım.

"Ne yapıyorsun Darren?"

"Yakınlarda bir kaçak var. Ona gideceğiz."

Kaçak büyücüler, konseyin onaylamadığı büyüler yaparlardı. O yüzden konseyden köşe bucak kaçarlardı. Genelde çok zengin iş adamları ve devlet başkanlarıyla çalışırlardı ama bazen yalnızca onların bileceği nedenlerden dolayı tek başlarına seyahatlere çıkarlardı. Bir devlet başkanıyla görüşebilmek bile bir kaçakla görüşebilmekten kat kat kolaydı. Darren'ın bir kaçağı nasıl bulduğu konusu önemli değildi, o akla hayale gelmeyecek şeyler başarabilirdi. Önemli olan, o kaçaktan ne yapmasını istediğiydi.

"Aklımdan geçeni yapmayacaksın umarım!" dedim sinirle. Eğer Emily'nin beynini ve ruhunu kurcalamasını istediyse sonuçları çok kötü olurdu.

CADI | ASKIDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin