32. Maggie

7.4K 974 113
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

Selaaamm nasılsınız? Beni özlediniz mi? Ben sizi özledim ^^

Yeni bölüm ile ilgili gelişmeleri öğrenmek için beni takip etmeyi, yeni bölüm bildirimlerini almak için de kitabı kütüphanenize eklemeyi unutmayın lütfen.

Bu arada başlıktan da anlayacağınız üzere bölüm Maggie'nin bakış açısı ile anlatılıyor.

İyi okumalar ^^


MAGGIE

Çığlıklar içinde uyandım ama sesim çıkmamıştı. Çığlık atan ben değildim çünkü ruhumdu. Boğazım, vücudum, beynimin içi yangın yeriydi. Bu görüler beynimi rahat bırakmıyordu. Kamikaze pilotları gibi beynime saldırıya geçip, her seferinde daha da büyük hasar bırakıyorlardı. Son gördüklerim ise dayanılmaz şeylerdi.

Yataktan fırladım. Bizi şehre götürmek için hazırda bekleyen okul arabalarından birine haber verdim. Duş almakla vakit kaybetmeyip dolapta elime ilk geçen kıyafetleri üzerime geçirdim.

Emily hâlâ uyuyordu. Günlerdir o da en az benim kadar huzursuz ve uykusuzdu. Ben, uyanık olduğum neredeyse tüm vaktimi kütüphaneden aldığım kitapları incelemekle, oradaki büyüleri çözmeye çalışmakla geçiriyordum. Emily ise cezası iptal edilen Muninn ve benim dışımda kimseyle konuşmuyor, ölüm muhafızları ile ilgili sonuca ulaşamadığı araştırmalar yapıyordu. Onun dışında yaptığı tek şey sessizce bir köşede oturup düşünmek oluyordu.

Son zamanlarda uyku bizim için yorgunluğun dayanılmaz boyutlara gelmesi ile kendimizden geçmemiz anlamına geliyordu. Ama işte o zaman benim için daha da kötü zamanlar başlıyordu. Görüler korkunçtu. Birkaç sefer yataktan banyoya fırlayıp kusmuştum.

Artık harekete geçmemiz gerekiyordu. Üç inatçı melek yüzünden insanların bunu yaşamasına izin veremezdim. Onlara yeteri kadar zaman vermiştik. Gerekirse Emily ile birlikte giderdik Max'in yanına.

Saçlarımı hızlıca tarayıp sıkıca topladıktan sonra Emily'nin yatağının kenarına oturdum.

"Emily."

Saçlarını yüzünden çektiğimde, yüzünü memnuniyetsizce buruşturup gözlerini araladı.

"Kalkman gerekiyor."

Gözlerini ovalayıp oturdu. Telaşa kapılmaması için bir şey sormasına fırsat vermeden açıkladım.

"Ramona'yı bulman gerekiyor. Nasıl yapacağını bilmiyorum ama yapabileceğini biliyorum."

Nasıl yapacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ramona belki de çoktan cennete gitmişti. Ama Emily ondan bu şekilde bir şey istediğimde asla karşı çıkmaz ya da bahanelere sığınmazdı. İstediğim şeyi yapabilmek için her şeyi denerdi. Şaşkınca gözlerini ovuşturduktan sonra sordu, "Sen nereye gidiyorsun?"

"Ben gidip Darren ve Dominic'i getireceğim," dediğimde, yüzündeki şaşkınlık farklı bir şekle büründü.

"Nerede olduklarını biliyor musun ki? Hem bulsan bile onları geri gelmeye nasıl ikna edeceksin?"

Dominic konusunda emin değildim ama Darren bir keresinde bana, dışarısı ya da içerisi fark etmiyor, ben her yerde hapisim, demişti. Bir tahminim vardı. Daha önce kontrol etmek için gittiğimiz ama onları bulamadığımız bir yerdi.

"Yeteri kadar ısrarcı olursan, herkesi bulabilirsin Emily. Daha fazla bekleyemeyiz. Onları bulup buraya getireceğim."

Emily kararlılığımdan etkilenmiş gibi duruyordu. Ciddi bir ifadeye bürünüp kafasını sallayarak beni onayladı.

CADI | ASKIDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin