19. Ufak Bir Fark

7.9K 976 131
                                    

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN ^^

Yeni bölüm bu akşam 22.00'de.

Beni özlediniz mi? :D Bence özlememişsiniz çünkü sıralamada hemen düşmüşüz. (Buraya göz deviren emoji gelecek)

Bu bölüm de OzgeYaman için 

UFAK BİR FARK

Mag'in anne ve babası Nicole ve Thomas da bilmiyordu, babamın beni nereden aldığını. Thomas babamın en yakın arkadaşı olsa da ona da söylememişti, sadece evlatlık olduğumu biliyordu. O hafta sonu, yıllar sonra ilk kez bir ailenin içinde hissetmiştim kendimi. Şefkat ile dolmuştu evin her yeri. En son dört aylıkken gördüğüm Mensis kocaman olmuştu. Bebekler bir ayda bu kadar büyüyebilir miydi? Saçları bile uzamıştı. Sadece Melissa'nın çevremizde olmadığı zamanlarda sevebilmiştim onu. Kucağıma aldığım anda gülümsemişti bana. Mis gibi kokuyordu. Onları kendi kardeşlerim gibi seviyordum.

Nicole, Mag, Melissa ve ben yemek yapmış, hep birlikte yemiş, masada geç saatlere kadar sohbet etmiştik. Enerji konusunda Maggie'den geri kalmayan Melissa da bizimle birlikte oturmuştu. O yalnızca beş yaşında olmasına rağmen, çok daha büyükmüş gibi davranıyordu. Tabii çocuk aklıyla.

Thomas rahatça oturup, ellerini başının arkasında birleştirerek, "İnsanın üç tane genç kızının olması harikaymış," dedi. Kalabalık ve her zaman sesle dolu bir evleri olduğu için çok şanslılardı."Mensis de yakında size yetişir," diye ekledi. Üçüncü kızı olarak bahsettiği bendim...

Hepsi bu kadar değildi. Nicole, Mensis dahil hepimize aynı pijama takımından almıştı. Hepimiz pijamalarımızı giyip salonda hep birlikte 'aile' resmi çekilmiştik.

Pazar günü de hemen hemen aynı geçmişti. Ne kadar kek, pasta tarifi varsa hepsini denemiş, bir güzel yedikten sonra da geriye kalan tüm günümüzü koltukların üzerinde yatay bir şekilde geçirmiştik.

Akşam biz yemek yemesek de, masada hep birlikteydik. Nicole bir ara, dikkat etmeleri gereken o kötü şeyin ne olduğunu soracak olsa da, Maggie konuyu kapattırmıştı. Sadece çok dikkatli olmaları gerektiği konusunda onları uyarmıştı. Durumun ciddiyetini iyice kavramaları için ben de Mag'e destek çıkmış, bunun önemli bir konu olduğunun altını çizmiştim.

Melissa iki gece de benim yanımda yatmıştı. Bu hayatta beni Maggie'den sonra en çok seven kişi oydu muhtemelen.

Okula dönerken diğer hafta sonu tekrar gelmemiz için bizden söz almaya çalışsalar da başarılı olamamışlardı. Bundan sonra hayatımızda neler olacağı hiç belli değildi. Oradan ayrılırken aklımda onların tehlikede olduğu düşüncesi dönüp duruyordu. Bu katlanılmaz bir şeydi. Maggie nasıl katlanıyor ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebiliyordu? Ailesinin hayatını tehlikeye attığını bile bile, yalnızca insanları, hiç tanımadığı insanları kurtarabilmek için bu işe girmeyi kabul etmişti. Maggie, hayatımda gördüğüm en cesur insandı.

Okula girip eşyalarımı bırakmak için yurda çıkana dek beş farklı kişi arkamdan, "Soysuz," diyerek bağırmıştı.

"Soysuz."

Yanımdan geçen üç kişilik erkek grubu diğerlerinden farklı olarak kulağıma fısıldamayı tercih etmişti.

"Altı oldu," dedim Mag'e gülerek.

"İddiaya mı girsek? Yarına kadar kaç olacak sence?"

"Kaç olacak onu bilmiyorum ama çok olacağından eminim."

CADI | ASKIDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin