OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN ^^
☾
NESİN SEN?
Ağır ağır çıktım merdivenlerden. Son birkaç gündür içimde yeni şeyler hissediyordum. Güzel şeyler. Ancak bir anda her şey yerle bir olmuştu. Böyle olmamalıydı.
Hem her yeri birbirine katacak kadar kızgın, hem de bir o kadar yorgun hissediyordum kendimi.
Cadılardan nefret ediyordum. İblisler cadılardan nefret ettiklerini mi sanıyorlardı? Bir de gelip benim nefretimi görmeleri gerekiyordu. Bir avuç bencil, görgüsüz, sınıf ayrımı yapan kendini beğenmiş insan grubuydu. Mag ve ailesi hariç. Bir de babam.
Odaya girdiğimde, Mag oynadığı telefonu bırakıp ayağa kalktı.
"Ağladın mı sen?"
Maggie, Mavi ve Muninn dikkat kesilmiş, söyleyeceğim şeyi bekliyorlardı. Ona cevap vermeyerek, direkt olarak Muninn ile konuştum.
"Okul sınırları içinde kafesinden çıkmanı yasakladılar Muninn."
Muninn kafasını yana eğerek baktı.
"Ona hapis cezası mı veriyorlar? Şaka mı bu? Büyü ortaklarına ceza verildiği nerede görülmüş?"
Mag şaşkınlıktan kızgınlığa geçiş yaptı.
"Peki ya o kıza ne ceza verdiler?"
"Hiçbir ceza vermediler."
Muninn tepki vermese de beni anladığını biliyordum.
"İnanamıyorum," dedi Mag. "Ne yapacaksınız?"
Yatakları odadan ayıran yükseltinin kenarındaki korkuluğun üzerinde duran Muninn'e yaklaştım.
"Seni asla hapsetmem Muninn. Bundan nefret ettiğini bile bile sana bunu yapamam. Gitmekte özgürsün. Sana ihtiyacım olduğunda beni duyacağına eminim."
Ağlamamak için kendimi o kadar çok sıkıyordum ki, boğazım acı içinde kavruluyordu. Eğer ağlarsam Muninn asla gitmezdi. Hatta şu intikam olayını abartıp, işleri daha da kötü hale getirebilirdi.
"Ne kadar da korkunç insanlar," dedi Maggie, ağlayarak. "Bir büyücüyü, ortağına bunu yapmak zorunda bırakmaları çok kötü."
Muninn hâlâ dikkatle beni izliyordu.
"Geri dönmek istediğinde seni dışarıda bekliyor olacağım."
Muninn uzun bir aradan sonra ilk kez yeni bir kelime söyledi.
"Muhafız!"
Gülümsedim ama gözyaşlarımı daha fazla tutamamıştım.
Korkuluktan yatağıma, oradan da açık pencereye sıçrayarak dışarı uçtu. Arkasından bakıp ağlarken, Maggie'nin kolları omuzlarıma dolandı.
"Sana muhafız dedi. Güçlü olduğunu biliyor ve güçlü kalmanı istiyor."
"Biliyorum."
"Bir süre bu şekilde devam edin. Belki daha sonra onu affederler."
"Hiç sanmıyorum Maggie."
"Affederler ya da affetmezler. Girmemiz gereken bir savaş var, uzun süre okulda durabileceğimizi sanmıyorum zaten."
Doğru söylüyordu. Gözyaşlarımı silip ona döndüm.
"Darren buradaydı," dediğimde, bana sarılmayı bırakıp elimden tutarak koltuklara çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...