41. Şafak

6.3K 857 2.5K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

ŞAFAK

Baron gittiğinde Darren hariç hepimiz oturup beklemeye başladık. Birkaç dakika sonra kapı hızla açıldığında içeri Darren girdi. Girer girmez de bağırmaya başladı. Anlaşılan kendini sakinleştirme çabaları işe yaramamıştı.

"Senin ne yaptığın hakkında en ufak bir fikrin yok değil mi? Lanet olsun Emily, seni konuşmaman için uyarıyorum, sen kalkıyor adamla anlaşma yapıyorsun! Aklın nerede senin!"

"Sakin ol Darren," dedi Dom, yavaşça. "Olan oldu artık."

"Evet, olan oldu. Şimdi başka hiçbir işimiz yokmuş gibi Em'i Baron'dan uzak tutmak için yollar arayacağız."

"Benden ne isteyebilir ki?"

Darren'ın sinirden neredeyse ateş çıkarmak üzere olduğu gözleri bana döndü.

"Bunu en başından düşünmen gerekmiyor muydu?"

Pekâlâ, sesini yükseltme sırası bana gelmişti.

"Beni çocuk gibi azarlamayı kes artık Darren! Anlaşmayı yaptım ve bitti. Benden ne isteyebileceğini söyleyeceksen söyle. Eğer azarlamaya devam etme niyetindeysen benim de seni dinleme niyetim olmadığını bilmelisin."

Darren'a sesimi yükseltmem odadakileri öylesine şaşırtmıştı ki, Darren bile cevap vermek yerine bir anlığına öylece kalakalmıştı. Odaya kısa süreli bir sessizlik hakim oldu. Nihayet cevap verdiğinde sesi çok daha sakindi.

"Sırf eğlenmek için bir mezarı açtırıp çürüyen bir cesedi yedirebilir sana. Belki enteresan fantezilerinde kullanır seni. Senin de gördüğün gibi epey çapkın biri. Belki de güçlerini tam olarak kazanmanı bekleyip, diğer taraftaki tüm psikopatları tekrar dünyaya getirmeni isteyebilir. Emin ol bu konularda Baron çok yaratıcıdır. Açık çek Emily, açık çek! Senin tarafından verilmiş bir açık çek karşılığında sadece Max'in ruhunu değil, dünyada son bir günde ölmüş herkesin ruhunu bile isteyebilirdin. Hatta çok daha fazlasını."

Tanrım, kusmak istiyordum. Tamam, kötü bir şey olduğunu tahmin ediyordum ama bu kadarı gerçekten çok fazlaydı. Özellikle de Darren'ın tüm bunları bilerek kefaret olmaya gönüllü olması...

"Şimdi korkmanın faydası yok, en başından korkmalıydın," dedi Darren, buz gibi bir sesle. "Neden böyle bir şey yaptın ki?"

"Sen neden yaptın Darren?"

Bu soruyu beklemiyordu, afallamıştı.

"Max'in ruhunun çok da umurunda olmadığını biliyorum. Söyle, sen neden tüm bunları bile bile kefaret olmayı kabul ettin?"

"Sen olma diye."

"Ama seni kabul etmedi."

"Edecekti, başka şansı yoktu."

"Ben de bunu kabul etmezdim. Max'in ölümünden kendimi sorumlu tutacağımı biliyordun değil mi? Onun için yaptın."

Cevap vermedi. Baron odada belirdiğinde, sessizlik tekrar odaya hakim olmuştu.

"Ups! Yanlış zamanda geldim galiba!"

Darren üzerime sabitlediği gözlerini Baron'a çevirdi. "Getirdin mi?"

"Evet, cebimde," derken eliyle cebine vurmuştu.

Darren'ın yüzü tiksintiyle buruştu. "Hiç komik değilsin."

CADI | ASKIDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin