Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)
☾
KARDELEN
Lütfen tanrım... Benden önce ölmesine izin verme. Yaralarını iyileştirmeden yitip gitmesine izin verme.
Lütfen tanrım... Onun yüzüne dokunamadan bir kere, sarılıp çekemeden kokusunu ölmeme izin verme. Ruhumu tutup en yaralı yerinden, cehennem çukurlarına fırlatıp onu terk etme...
Lütfen tanrım... Bizi terk etme.
Darren'a koşuşum cehennemden kaçıştı. Cehenneme yolculuktu belki de.
Yanına vardığımda yavaşlamak yerine kayarak yanına çöktüm. Ona giderken yavaşlayamazdım.
Omuzlarından tutup çevirdim. Bıçaklar kaybolmuştu ama yaraları kanıyordu hâlâ. Başını kucağıma alıp bembeyaz tenine dokunduğunda tenim, cehennem alevleriyle sarıldı vücudumun her bir hücresi. Darren'ın buz gibi teni yaktı ruhumu. Gözyaşlarım yüzüne düşerken, okşadım yanağını. Tüm kalbime doldurup, rahatça sevememiştim bile daha onu. Dokunamamıştım yüzüne, öpememiştim dudaklarından. 'Geçti Darren,' diyememiştim. 'Artık yaşa Darren," diyememiştim. 'Nefretini bırak artık bir kenara ve yaşa Darren,' diyememiştim.
Darren... Sahi, neydi gerçek adı? Öğrensem bir şey fark eder miydi ki? Fark etmezdi elbet... Cennetti adı. Cehennemdi, araftı... Hepsi oydu benim için. Adı dünyaydı, nefesti... Emily idi adı... Şimdi ise ölümdü. Yok oluştu... Emily'nin yok oluşu.
Güçsüz kollarımla daha da çektim vücudunu bedenime. Kollarımla sardım, sarıldım ona. Yüzümü gömdüm boynuna. Kokusunu çektim içime. Cennet kokusu sinmişti saçlarına. Cehennemin kiri bulaşmamıştı, cennet kokuyordu hâlâ. Dünyanın kiri bulaşmamıştı üzerine. İhanetin ve intikamın kiri... Darren'ın özü hâlâ saftı... Kalbi hâlâ ihanetin acısını taşıyordu ilk günkü gibi. Böylesine büyük bir acı taşıyan bir kalp ne yaparsa yapsın kirlenmezdi ki zaten... Bu kadar acı fazlaydı. Bu ceza fazlaydı ona, kimse üzülmemiş miydi? Tek suçu âşık olmak olan birinin binlerce yıldır acı ve özlemle kavrulmasına kimse üzülmemiş miydi? Gülemeden henüz içten, yok olup gitmesine kimse üzülmemiş miydi?
Darren'ın bedeni loş bir ışıkla parlamaya başladığında, kafamı gömdüğüm boynundan kaldırıp yüzüne baktım. Meleklere özgü o kendini beğenmiş, gösterişli parlak ışık değil, kırık bir kalbe yakışan loş bir ışık.
Dünyanın en hüzünlü şeyidir, kırık bir kalbin göçüp gitmesi. İnsanoğlu unutur da, unutmaz her şeyin şahidi doğa. Çiçek bitmez bir daha orada."Hayır," dedim, güçsüzce. "Çiçeklere sebep olamazsın Darren."
Elimi yanağına koydum.
"Ben çiçekleri seviyorum Darren. Hem ben... Ben... Seni de seviyorum. Gitmene izin vermiyorum. Eğer uyanırsan söz veriyorum... Söz veriyorum seni ne pahasına olursa olsun koruyacağım. Bir daha kimse yakamayacak canını. Sana zarar veremeyecek kimse."
Ben bile Darren... Söz veriyorum kendimin bile sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Eğer gerçekten O'ysam, yarı tanrıların zindanlarına kapatacağım kendimi, onlarla birlikte.
Darren'ın bedeninden yayılan ışık biraz daha canlandı. Canlanan ışık, yok olan bir yaşam... Gidiyordu... Sımsıkı sarıldım bedenine. Belki sıkı tutarsam gitmezdi.
"Bırakmıyorum! Gidemezsin!" diye bağırdım, avazım çıktığınca, ta cennetten duyulsun diye. "Alamazsınız onu benden!" diye meydan okudum cennete, cehenneme, arafa, tanrıya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...