Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ^^
☾
YÜZLEŞME VE ACI
Gün doğumuna az bir vakit kalmıştı ama Ramona hâlâ ortaya çıkmamıştı. Gitme saatimiz yaklaşıyordu, çantalarımız kapının önünde hazır bekliyordu ama kimseden bir ses çıkmamıştı. Darren attığım mesaja cevap vermemişti. Beş dakika bile uyumamıştık. Darren ile konuştuklarımızı Mag'e anlatmıştım bu sürede. O da en az benim kadar şaşırmış ve kafası karışmıştı. Rüyalarım konusunda ise o olmadığıma emindi.
"Sürekli senin o olmadığınla ilgili imgeler görüyorum Emily," dedi, kırmızı gözlerle bana bakarak.
"O nasıl oluyor?" diye sordum. Bu aralar çevremde benim anlamadığım ne kadar çok olay oluyordu.
"Bu senin ya da başka birinin anlayabileceği bir şey değil. Bu konuda bana güveniyorsun değil mi? Senin içini rahatlatmak için ya da ben öyle düşündüğüm için söylemiyorum bunu. Gerçekten bu konuda imgeler ve rüyalar gördüğüm için söylüyorum."
Ona güveniyordum. Mag'e her zaman güvenmiştim. Son yaşananlardan sonra da güçlerine güvenmeyi öğrenmiştim. Onun için bu işin içindeydim zaten, ona güvendiğim için.
"Gördüğün şeyler konusunda emin misin peki?"
Bir süreliğine okumayı bıraktığı kalın kitabı tekrar eline aldı. Kitap o kadar eskiydi ki, kahverengi cildi dökülmeye başlamıştı. Mag onu odaya ilk getirdiğinde üzerinden tozlar ve örümcek ağları sarkıyordu.
"Eminim," dedi, kalın kapağı açarken.
En azından bir kişinin bir konuda emin olması güzeldi. Dakikalar birbirini kovalarken diğer herkes gibi biz de sessizliğe gömülmüştük. Mag elindeki kitaba, ben ise masanın üzerine koyduğum telefona odaklanmıştım. Bir mesaj ya da arama beklerken kapı yumuşakça tıklatıldı.
"Lütfen Ramona olsun," dedim ayağa kalkarken. Kapıyı açtığımda karşımda Darren ve dağılmış bir haldeki Dominic vardı. Kapıyı ardına kadar açtım.
"Dominic! Ne oldu sana böyle?"
Sol gözü tamamen kapanacak şekilde şişmiş ve morarmış; sağ gözü kanlanmış; kaşı, elmacık kemiği ve dudağı yarılmış; saçları dağılmış; kolları ve elleri çizik içinde kalmıştı.
Mag ilk yardım çantasını almak için ayağa fırladı. "Pansuman yapmamız gerekiyor."
"Gerek yok," dedi Dominic. "Biz hallettik. Hem göründüğü kadar kötü değil."
"Ramona mı yaptı bunu?" diye sorduğumda kafasını iki yana salladı.
"Kafasını dağıtmak için bir grup taraftarla kavga etmiş," dedi Darren.
"Rahatladın mı bari?" diye sorduğumda isterik bir gülümseye yerleşti dudaklarına. Ne yaparsa yapsın bunu asla başaramayacağını biliyordum ve bu gülüş de onun onaylanmasıydı zaten.
"Ramona için yer bulma büyüsü yaptık. Uzakta değilmiş, ormanda," dedi Darren. "Şimdi hep birlikte gidip onu geri getireceğiz ve Dominic ile sorunlarını halledip, birbirlerini görmezden mi gelecekler artık ne yapacaklarsa konuşup yola çıkacağız."
Üzerimize ceketlerimizi alıp dışarı çıktık. Tek kelime etmeden bahçeye indik. Bahçenin ormana açılan yan kapısından çıkıp ormana girdik. Ellerimizde telefonların ışığından başka ışık yoktu. Gün doğmaya yaklaşsa da etraf zifiri karanlıktı.
Darren en önde, ben onun arkasında, Mag benim arkamda ve en sonda da Dominic olmak üzere ormanda ilerledik. Ne kadar süre gittiğimizi bilmiyorum ama ormanın epey derinlerine girmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...