Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)
İlk kitabın finaline az kaldı :)
Melissa'yı, Mensis'in odasına hazırladıkları yatağına yatırıp aşağı indiğimde, Darren'ı şöminenin üzerindeki fotoğrafları incelerken buldum. Yanına gidip Mag'in ailesiyle çekildiğimiz aile resmimizi inceledim ben de onun gibi. Fotoğrafı büyütüp çok güzel bir çerçeveye yerleştirmişlerdi.
"En azından bir yönden şanslısın," dedi Darren.
"Evet. Bu fotoğrafı evden kovulduğum gün çekilmiştik," dedim, kırık bir gülümsemeyle. "Elimde valizimle dışarıda kaldığımda sen de oradaydın."
Darren bana baktı ama cevap vermedi. Neden orada olduğunu sormayacaktım çünkü sorsam da cevap vermeyecekti. O günü tekrar hatırladığımda, günlerdir geri plana attığım düşünceler tekrar gün yüzüne çıktığı için daha fazla ertelemeden yapmaya karar verdim.
"Benim dışarıda işim var. Sanmıyorum ama çocuklar uyanırsa onlarla ilgilenir misin?"
Çocukları Darren'la başbaşa bırakma fikri çok cazip değildi ama bunu şimdi yapmam gerekiyordu.
"Tek başına çıkamazsın, tehlikeli. Hem nereye gideceksin ki?"
"Annemle konuşmam lazım. Tehlikeli olması umurumda değil. Hemen dönerim."
Bir süre kararsızca yüzüme baktıktan sonra kafasını salladı.
Mag'in odasına çıkıp Dom'u uyandırmadan sessizce ceket alıp çıktım. Evden çıkarken Darren hiçbir şey söylememişti. Hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum.
Annem kapıyı açıp beni karşısında gördüğünde, "Gelmeni beklemiyordum," dedi, şaşkınca. Kenara çekilip kapıyı daha da araladı. "Girsene."
"Girmeyeceğim. Sadece söylemek istediğim birkaç şeyi söylemeye geldim."
Annemin pozisyonunu değiştirmesi canımı yaksa da belli etmemek için ellerimi ceplerime sokup yumruklarımı sıktım. Saldırıya geçeceğimi, ona kötü şeyler söyleyeceğimi düşündüğü için duruşunu sağlamlaştırmış, kollarını göğsünde birleştirmişti.
"Dinliyorum."
"Hissettiklerini anlayamasam da senin için de zor olduğunu kabullendim."
Sözlerim karşısında annemin omuzları şaşkınlıkla gevşese de duruşu değişmemişti.
"Ben olsam onun gibi davranmazdım dedim ama ben benim sen de sensin... Ve bir şey daha fark ettim o konuşmamızdan sonra, tüm olanları düşündükçe. Şimdiye dek hep kendime acımışım. En ufak bir ters bakışta herkes benden nefret ediyor duygusuna kapılmışım. Aslında, bir boş bakış bile yetmiş bunun için. Brn kendime acımayı seçmişim. Tüm bunların farkına yeni vardığım için koca bir aptal olmalıyım ama ben de buyum işte, Emily Flynn..."
Annemin şaşkınlığı tüm yüzünü ele geçirmişti. Birkaç saniye onun bu halini izledikten sonra ekledim: "Her şeye rağmen bana annelik yapmaya çalıştın. Yöntemlerin tartışılır tabii ama... Teşekkür ederim anne... Hiçbir şey kalbimde size duyduğum anne ve baba sevgisini değiştiremez."
Annem donakalmıştı. Ona hak veriyordum. Şimdiye kadarki davranışlarım göz önüne alındığında ben de kendimden böyle bir şey beklemezdim.
Cevap vermedi. Cevap vermek zorunda hissetmesini istemediğim için başka bir şey söylemeden oradan uzaklaştım. Kapının kapatılma sesi geldikten sonra bir süre bir ağacın altında gizlenip evime geri döndüm. Evin etrafındaki koruma büyülerini güçlendirecektim. Annem bu konularda son derece pinpirikli olduğu için evin etrafında onlarca koruma büyüsü vardı ama içimin rahat etmesi için bir de ben geçecektim üstünden.
Eve doğru yürürken Muninn'in kanat çırpışları yankılandı içimde. Uçup geldi ve omzuma kondu. Tüylerini okşarken özlemle yandı boğazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...