OY VERMEYİ, YORUM YAPMAYI VE EN ÖNEMLİSİ ARKADAŞLARINIZA ÖNERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFENN ^^
Bu bölüm de yine her bölüm yorum yapan ranchsosudelisii için :)
☾
Öleceksin Cadı
Gözlerin kapalıydı. Yüzünde bir huzur ifadesi vardı. Gözlerini açar açmaz Scarlett'e baktın ve aynen şöyle söyledin: ÖLECEKSİN CADI."
O gece beni gömmeden önce Scarlett de bana aynı şeyi söylemişti.
"Öyle bir ses tonuyla söyledin ki, tanrım, tüm tüylerim ayağa kalktı. Çok kısa bir süreliğine tekrar bir sessizlik oldu. Muhtemelen o arada korkudan nefesleri içlerine kaçtı. Darren büyük bir sakinlik içinde ve düz bir sesle 'Kaçın,' dediğinde arkalarına bile bakmadan kaçtılar. Sen önce arkalarından baktın, sonra bize baktın, ellerine ve en son yükselmiş olduğun yere bakıp kendinden geçtin. O arada tekrar çukura düşmüş olabilirsin ama neyse, önemli değil. Neyse ki Darren tam zamanında kaçmalarını söylemiş, kendinden geçtiğin anı görmediler."
Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Açık ağzımla, yarı güler vaziyette Mag'i dinliyordum sadece.
"Darren ve Dom işlerinin bittiğini söyleyip oradan ayrılmaya yeltendiklerinde peşlerinden koşup ikisinin de tişörtünden yakaladım. 'Onu orada mı bırakacaksınız? Ben çıkaramam,' dedim.
İkisi de cevap vermeden yürümeye devam edip, sımsıkı tuttuğum elimden hiç zorlanmadan kurtuldular. Bir ağabey kardeş ancak bu kadar aynı olabilirdi. Tek bir saniye düşünmediler bile. İkisi de adımlarını aynı anda attılar. Ama ben bırakır mıyım peşlerini? Bu sefer de önlerine geçtim ama umurlarında değildim. Geri geri yürümeye başladım önlerinde.
'Onu burada bırakamazsınız! Bizim için önemli olduğunu söylemiştiniz! Yaralı olduğunu görmüyor musunuz?'
Darren'ın umurunda değildi ama Dom neyse ki beni umursamaya karar verdi. Tek yaptığı ne oldu biliyor musun? Yürümeye devam ederken Darren'a dönüp, 'Hallet' dedi. Darren komutanından emir almış bir asker gibi anında durup geri döndü.
Neyse, seni kucaklayıp odana getirdi. Bu seni üzecek biliyorum ama söylemek zorundayım. Seni kucağında öyle bir tutuşu vardı ki..."
Tekrar ayağa kalktığında bu sefer Darren'ın taklidini yaptı. Göstermesine ya da anlatmasına gerek yoktu, tahmin edebiliyordum. Eminim her saniyesinden nefret etmiştir.
Mag beni kucağında taşıyormuş gibi kollarını kaldırıp, beni olabildiğince vücudundan uzak tuttu ve iğrenç bir koku yayıyormuşum gibi kafasını yan çevirip kaşlarını çattı. Tam olarak böyle canlanmıştı aklımda zaten.
"En yakın arkadaşın olarak bunları anlatmak zorundayım Emily. Özür dilerim ama bilmesin bunları. Darren anlamadığım bir nedenden ötürü ağabeyi hariç tüm insanlardan ve büyücülerden nefret ediyor. Ama..."
"Biliyorum," dedim. "Benden ayrıca nefret ediyor. Tüm insanlığa nefretinin toplamından daha büyük bir nefret duyuyor bana."
"Nereden biliyorsun?" diye sordu.
"Bakışlarından anlıyorum."
"Buna nefret denmesini uygun bulmuyorum aslında. Daha önce isim konulmamış bir şey bu. Keşfedilmemiş, daha önce hissedilmemiş yepyeni bir duygu gibi. Ne olduğunu bilmiyorum. Neyse, konumuza dönelim. Seni bu olaydan önce de kucağında taşımak zorunda kaldığını biliyor muydun? Ve bir kere de daha sonra," dedi hınzır bir gülüşle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI | ASKIDA
FantasyYanılmıştım, gözlerinde şeytanın ışığını taşımıyordu. O; şeytanın ta kendisiydi. || * "Nesin sen Darren?" Dudaklarında oluşan kıvrım tehlike uyarısıydı. Onun bizden çok farklı olduğunu anladığımı biliyordu ama bu tehlikeli sulara gireceğimi düşünm...