Sevgililiğin ilk günü mü?

1.6K 68 7
                                    

2649 kelimelik bir bölümle karşınızdayım. Okunmalar çok az artık bölümleri okunma ve oy sayısına göre atmayı düşünüyorum. Çünkü çok emek veriyorum. Umarım severek okursunuz. İyi okumalarr😘

"Ne? " Tepkim üzerine gülmüştü. "Gayet açık değil miydi? Madem anlamadın tekrar soruyorum. Benimle çıkar mısın? " İnanamıyordum. Uraz ve ben. Ne desem ki? Birkaç saniye daha böyle bekledikten sonra Uraz elimden tuttu ve "Bak. Hemen cevap vermek zorunda değilsin. Tamam mı? Ben beklerim. " "Uraz. Ben şimdi eve gideyim. Bu konuyu da sonra konuşalım olur mu? Ben biraz düşüneyim,cevabını sonra veririm. "deyip ayağa kalktım. Benim kalkmamla o da ayağa kalktı. "Ben bırakayım seni. " "Yok hayır. Ben kendim gideyim. Gelmene gerek yok. " "Emin misin? " İç sesim hayır Selin'im deyip iğrenç mizahını konuşturdu. Onu boş verip "Emini. Sonra görüşürüz. "dedim ve kafeden dışarı çıktım. Yolda yürürken Uraz'dan böyle bir şey beklemediğim için hala şoktaydım. Ona aşık mıydım? Bilmiyordum. Evet,belki bir çok kız onunla birlikte olmayı isterdi. Ama ben ister miydim? Bilmiyordum. Başlarda onu gördüğümde fazlasıyla etkilenmiştim. Ama bu asla aşk değildi. Ondan hoşlanıyordum. Buna emindim...ama kafamda hala cevapsız sorular vardı. Peki ya teklifine ne diyecektim? Bilmiyordum. Bu kadar düşünmek beyni yorar diye düşünüp çantamdan telefonumu ve kulaklığımı aldım. Eve geldiğimde beklediğimin aksine ışıklar yanıyordu. Annem evde olmayacaklarını söylediğinden ışıkların açık olması beni endişelendirmişti. Hızlıca ama bir o kadarda sessiz bir şekilde eve girdiğimde salonda kimsenin olmadığını gördüm. İçimden Allah'ım sen yardım et diye dualar ediyordum ki merdivenlerin oraya geldim. Benim odamın ışığı yanıyordu. Hızlıca merdivenlerden çıkıp odama girdiğimde bir şeyin kırılması bir olmuştu. Aynı zamanda da bir çığlık sesi duyulmuştu. Korkudan bende çığlık atmıştım. Karşımdaki kıza baktığımda şok geçirmiştim. Çünkü bu geçen gün annemlerin yanında gördüğüm kızdı. Sinirli bir şekilde "Sen ne arıyorsun burada? Yoksa hırsızlık mı yapıyordun? Tabi ya başka ne yapabilirsin ki zaten? Ben annemleri arıyorum. " Telefonumu elime alıp tam annemi arayacaktım ki arkadan babamın sesini duydum. "Selin. Dur arama. Annen yolda geliyor zaten. "Babamın sesini duymamla ona döndüm. "Baba. Bu kız odama hatta eve gizlice girmiş. Kesin hırsız falandır. " O sırada anahtar sesi duymamla annemin geldiğini anladım. Adının Gözde olduğunu hatırladığım kız annemin geldiğini anladığından hemen annemin yanına gitti. Onun ardından koşarak bende aşağıya indim. Aşağı indiğimde o kız anneme sarılıyordu. "Ben hiç bir şey çalmadım. Sadece evde geziniyordum. "deyip ağlamaya başladı. Babam yanıma gelip saçımı okşayıp "Gözde haklı kızım. Onu eve ben getirdim. O da ....." "Neden baba? Neden bu kız bizim evimize geliyor? Daha önce hiçbir çalışanının kızını eve getirdiğini hatırlamıyorum. " deyip babama bakmaya başladım. "Ya da dur..daha da önemli bir soru sorayım ben size. Anne özellikle sana bu soru. Hani evde olmayacaktınız 2-3 saat boyunca. Şimdi burada ne yapıyorsunuz?" deyip sorgulayıcı bakışlarımı anneme çevirdim. "Selin. Farkındaysan teyzenler ve Çağrı evde yok. Yemekteydik. Baban ve benim işlerimiz olduğundan eve gelmek zorunda kaldık. Iı Gözdeyi de yolda gördük. Birkaç saat misafir etmek istedik. Bunun için. Hem sen bir şeyden mi şüpheleniyorsun? Neyi ima etmeye çalışıyorsun kızım? Açık ol. " "Açık oluyum öyle mi? Tamam. Madem öyle...siz istediniz. Uzun zamandır bilinen bir şey var. Herkesin bildiği ama benim bilmediğim. Geçenlerde teyzemler ağzından bir şeyler kaçırdı. İşte 'nasıl yani onun kızı değil miymiş falan diye.imden bahsettiklerini sorduğumdaysa diziden bahsettiklerini söylediler. Doğrudur dedim geçtim. Siz sürekli şüpheli davranışlar sergiliyorsunuz,bu kız neden ikidir burada hala hiçbir fikrim yok...ama hepsine tamam..... Peki bu kızın fotoğrafının senin yastığının altında ne işi var anne? Buna da bir cevabın vardır umarım. " Sorum üzerine annemde babamda şok olmuşlardı. Benden böyle bir şey beklemedikleri kesindi. Annemler, teyzemlerin bile bildiği ama benim bilmediğim bir şey saklıyorlardı ve bu şey her neyse benimle ilgili olduğu bariz ortadaydı. Anneme baktım,cevap yok. Babama baktım,aynı. O kıza baktığımdaysa bana nefret duygularıyla bakıyor. Aynı bakışları bende ona ilettim. "Tamam ya. Ben aldım cevabımı. "deyip koşarak odama çıktım.Arkamdan birilerinin geldiğini duyduğumdaysa adımlarımı iyice hızlandırdım. Odama geçip kapıyı ardımdan kapatıp kilitledim. Ortada bir şeyler dönüyordu ve benim o şeyleri öğrenmem lazımdı. Hemde acilen. Sinirlerim o kadar bozulmuştu ki kendimi şu an öldürebilirdim. Bende sinir atmanın en kolay yolunu seçtim. Ağlamak. Ağlarken daha fazla ayakta duramayacağımı anlayınca kendimi yere bıraktım. Ne kadar ağladım bilmiyorum. Ama çok olduğu kesindir. Uyandığımda ağladığımdan olsa gerek başım ağrıyordu. Duvardaki saate baktığımda gece bire geldiğini gördüm. Dilim damağım kurumuştu. Ayrıca hap içmem gerekiyordu. Kapının kilidini çevirdikten sonra aşağı inmek için merdivenlere yöneldim. Mutfağın önüne geldiğimde salondaki koltukta yatan Gözde'yi gördüm. Onu daha yakından incelemek için yanına gittim. Uyurken ne kadar da masum görünüyordu. Sarı çiyann! Saçlarına baktım. Uçları kırık duruyordu. Ayrıca sönmüştü. Yüzündeki makyajı silmediğinden olsa gerek makyajı yüzüne dağılmıştı. Ayrıca...benden de zayıf duruyordu. Bu bile ondan nefret etmem için bir sebepti. Acilen kilo vermeliydim. Aslında kilolu değildim. Ama bu kız kıldan ince duruyordu. Kıza yeterince sinir olduğuma kanaat edip mutfağa gittim. Aah,gerçekten başım çatlıyordu. Ayrıca regl dönemimde yaklaşıyordu. Benim için regl dönemi tam bir faciaydı.Karnım,belim,bacağım kasıklarım her yerim ağrır,ayakta bile duramazdım. Tam hapı ve suyu ağzıma atmış,suyumu içecektim ki "Yine mi başın ağrıyor? "diye bir ses duymamla suyun boğazıma kaçması bir oldu. Annem gelip sırtıma vurunca "Anne dur..boğularak ölmedim diye döverek mi öldürmeye çalışıyorsun? "dedim. Bu dediğime annem güldü. "Ay kız valla özlemişim senin bu hallerini. " Ona hala kırgındım. "Keşke sende benim sende özlediğim hallerine geri dönsen. " Gülen yüzü soldu. Saçlarımı okşamaya yeltenince geri çekildim. Dolaba yönelip sütü ve müsliyi çıkardım. "Annecim. Bak yanlış anladın. Ortada sır mır yok. Yalnızca o kıza yardım etmek istiyoruz. Durumları kötü biraz. Hem kızı tanısan çok seversin. Çok iyi birisi. Bizde onu evimize davet ediyoruz ki biraz aile sevgisi alsın diye. Sen herkesi kendin gibi mi sanıyorsun?Ailesi sevgi göstermemiş pek. Biz ond.." "İyi o zaman anne. Evlatlık olarak alırsın çok beğendiysen. " "Selinciğim. Kızım niye böyle yapıyorsun? Sen anlayışlısın, biliyorum. Sadece... kıskanıyorsun galiba? " "Ya anne Allah aşkına onun neyini kıskanıyım ben? Çakma sarı saçlarını mı? Yoksa cılız bedenini mi? " Annem birden sinirlendi. "Selin! Yeterince alttan alıyorum ama yeter artık. Onunla düzgün konuşacaksın. " Yetti be! "Aman. Al başına çal 'kızını'. Keşke senin çocuğun ben değil de o olsaymış da sende cümle aleme gösterseymişsin kızını. " Sinirle elimdeki hapı susuz yuttum-ki hiç adetim değildir- ve hızlıca annemin arkadan bağrışlarını umursamadan odama çıktım.Kendi kendime konuşuyordum.' Şuna bak ya. Daha dün tanıdığı kızı kendi kızına tercih ediyor! Keşke o salak kız senin kızın olsaymış. Benden daha güzel nasıl olsa. ' Aaaaaaah sinirlenip yatak örtümü dağıttım. Aynı zamanda da söylenmelerime devam ediyordum. 'Onu öldüreceğim. ' Söylenmelerime devam ederken beni durduran şey ıslık sesiydi. Sesin geldiği yöne baktığımda hiçbir şey göremedim.Yanlış duyduğumu düşünerek geri dönüyordum ki birinin Selin diye bağırmasıyla balkona çıktım. Kafamı aşağıya eğdiğimde Uraz'ı gördüm. "Uraz ne arıyorsun gecenin bu saatinde burda? Annemler duyacak." Daha kısık bir sesle "Aşağı in. Yoksa ben gelirim. " "Ya manyak mısın nasıl ineyim bu saatte? " Tek kaşını tehdit edercesine kaldırdı. "Uff iyi tamam be geliyorum. "deyip sessizce mutfağa indim. Yine aynı sessizlikle balkonun kapısını açıp dışarıya çıktığımda hızlıca gözlerim Uraz'ı aradı. Tam Uraz diye bağırıyordum ki arkamdan böhh diye bir sesi duymamla çığlık atmam bir oldu. "Şsşssş sessiz ol" Allah'tan Uraz eliyle ağzımızı kapatmıştı da duyulmamıştı sesim. Yaniii galiba. Çünkü mutfağın ışığı yanıyordu. Hemen arka tarafa geçip annemin gitmesini bekledik. Ayrıca Uraz elini hala ağzımdan çekmemişti. Vee gözlerime bakıyordu. Derin bir şekilde. Çok derin ve bir o kadar da yoğun şekilde. Biraz daha böyle bakarsa kalp krizinden gideceğimi bildiğim için gözlerimi kaçırdım. Bir süre sonra nefes alamamaya başlayınca elinden tutup aşağı çektim. Ama elini hala çekmemişti. Gülerek "Dur kızım" dedi ölmeme ramak kala. Hızlıca elini çektim ve "Salak. Ölüyordum senin yüzünden. " doluca bir nefes çektim içime. O ise bu halime gülüyordu. Hem de katıla katıla. "Ee gülüşünü izlemek için mi getirdin beni bu saatte buraya? Deseydin mısır patlatırdım. " Zar zor gülmesini durdurdu ve "Selin...çok önemli bir konu için çağırdım seni buraya. " "Öt Uraz efendi. Umarım beni bu saatte burada dikmenin geçerli bir sebebi vardır. Yoksa vay senin haline. Benden söylemesi. " Selin gözlerini kapat. "Söylenerek de olsa kapattım gözlerimi. Uraz yanağımdan öptü ve "İyi geceler çakma prenses.Seni camdan gördüm de smsim yoktu iyi geceler deyim diye seni bu saatte buraya diktim kusura bakma . " deyip kaçmaya başladım. "Urazzzzzz! "diye bağırıyordum ki evdekiler uyanır diye onuda yapamadım. Bana gülerek bakan Uraz'a dönüp ellerimle boğazımı kesiyor gibi yapıp ona 'Bittin sen' efekti verdim. Ardından eve aynı şekilde sessizce girdim.
Sabah beni uyandıran Çağrı'nın bağrış sesleriydi. Banyoya girip rutin işlerimi hallettikten sonra pandiflerimi giyip aşağıya indim. Kahvaltı sofrasında herkes vardı. O kız bile. Umursamayıp masaya oturdum. Masadaki çoğu kişi konuşuyordu. Onları boş verip yemeğimi yemeye başladım. Bir süre sonra babam elime dokunup "Sen ne dersin Selin? " diye sorduğunda "Ne? Affedersin dalmışım. "diye bir yalan uydurdum. "Pikniğe gidelim diyoruz yarın. Sana da uygun mu? " "Olur babacım. Zaten bende evde sıkılıyordum. Hava almış olurum. " Uzun zamandır eve tıkılıp kalmıştım. Biraz temiz hava iyi gelirdi belki. Yemekteyken annem sürekli benimle göz teması kurmaya çalışıyor,başaramayınca da sorular soruyordu. "Ee Selinciğim. Sınavlarınız başladı mı? " Anneme bakmayıp yemeğimle oynamayı sürdürdüm. "Hayır anne. Daha okul yeni başladı. Bir sakin. Ayrıca sen git de başkalarını darla. " deyip kaşlarımla Gözde'yi işaret ettim. Annem kaş göz işareti yapıp beni susturmaya çalıştı. Gülerek "Nee? Çağrı'dan bahsediyorum. " dedim. Çağrıysa hiç oralı değildi. "Sahi Çağrı geçenlerde siz matematik sınavı olmuştunuz de mi? Söylesene kaça aldığını anneme. " Dünyadaki en sevdiğim şeylerde ilk sırada Çağrı'yı sinir etmek geliyordu. Sınavdan 56 aldığını bildiğim için ona böyle bir soru sormuştum. "Daha açıklanmadı ablacımmmmm? " M'yi uzatıp söylemişti bilerek. Beni uyarmaya çalışıyordu. Yanımda olduğu için kulağına eğilip 1 hafta boyunca harçlığının yarısını alırım. " dedim. Aslında ikimize de babam fazlasıyla para veriyordu. Ama enayi malı bir başka oluyordu canım. Çağrı annemlere bakıp güldü. Çaktırmamak için tabi ablacım yardım ederim sana." Ardından o benim kulağıma eğilip "Çok beklersin. "dedi. Tam ağzımı açıp "An.." demiştim ki bana bakıp "Tamam çeyreğini veririm. Zorlama. "Gülüp "Ankara'da ne güzel bir yer de mi Gözde? Sahi siz nerde oturuyordunuz? "deyip çatalıma bir zeytin alıp ağzıma attım. "Sincan. " "Sincan...sincan..hah hatırladım. Babamla oraya yardım için gitmiştik. Pek tekin değildi ama. Hala aynı mı? " Bana bakıp "Güvenli bir yer. Ama bizim gibiler için. Sizin gibi kuzular gelirse kurtlar anında kapar. "diye güya bana gözdağı vermeye çalışıyordu. Gülüp"Canım...istersen sende burada pek fazla gezme. Bizim buraların da kedileri meşhurdur. Fare gördüler mi affetmezler. Bir peynir dilimi uğruna yem olma sonra. " Kendi kendine bizim duyacağımız şekilde " Bir peynir dilimi uğruna yem olacak göz var mı bende? Benim gözüm peynirin fabrikasında. " deyip kendi kendine güldü. Bu kızda bir şeyler vardı. Yakında çıkar kokusu diyerek yemeğimi yemeye devam ettim.
Yemek bittikten sonra anneme kaldırması için yardım ettik. Tam mutfaktan çıkıyordum ki annem kolumu tutup beni durdurdu. "Selin...dün sana bağırdığım için özür dilerim kızım. " Benim annem böyleydi işte. Çabuk sinirlenen çabuk sakinleşen. Ona sarıldım ve "Önemli değil anne. Ama bir şey soracağım. Bu kız hala niye burada? Hani gidecekti dün. " "Kızım işte geç olmuştu onun için. Hem sen onu bunu boş verde çocuklarla dışarı çıkın. Hadi benim mavişim. "deyip gülerek bana sarıldı. O an gözüm bize üzgün gözlerle bakan Gözde'ye kaydı. Benim ona baktığımı görünce bana sinirli bir şekilde bakmaya başladı. Böyle bakmasının sebebini annemin dediği şeylere bağlıyordum. 'Aile sevgisi görmemiş. ' demişti. Her ne kadar ondan nefret etsem de böyle şeyler bana göre değildi. Annemden ayrılıp Çağrı ve Samet'i alıp dışarı çıktım. Şansıma Uraz'da dışarıdaydı. Onu görünce dün söyledikleri aklıma geldi. Teklif. Düşüncem demiştim ama olaylardan dolayı düşünmeye fırsatım olmamıştı. Tam geri dönüyordum ki "Selin "diye bir ses duydum. Kaçamadın Selin. Şimdi ne diyeceksin söyle hadi. Amaan unutmuştur belkide diyen iç sesime ilk kez hak verdim. Kaçtığımı anlaması diye gülerek arkamı döndüm d "Aa Uraz sende mi buradaydın? "dedim şaşırmış gibi yaparak. "Yaa...evet. Ee? " "Ne ee? " "Cevabın ne?" Al işte unutmamış. Şimdi ne yapacaksın bakalım Selin hanım? Tam cevap veriyordum ki iğrenç bir ses duydum. "Aa Uraz. Seni görmek ne kadar güzel. N'aber? " Bu da neydi şimdi? Ayrıca Uraz'ın adını da neerden biliyordu bu kız? "İyidir Gözde. Ayağın nasıl oldu? Daha iyi mi? " "Aa evet. Ayağımm iyi. Sayende. " Uraz'a dönüp bir açıklama beklediğimi belli edercesine ona baktım. Zeki çocuk hemen anladı tabi. "Selin. Biz dün seninle ayrıldıktan sonra eve geçtim bende. Akşam üzeri Gözde'yi gördüm bahçede. Ayağını burkmuştu. Bende aldım. Eve getirip ayağına buz tuttum,krem falan sürdüm,orada tanıştık. " "Ya öyle mi? Dün pek bir sağlam geldin bana Gözde nasıl oldu? " "Düştüm işte. Öyle burkuldu. Önemli bir şey değil. Sen Uraz'ın neyi oluyorsun? " Uraz'ın yanına gittim ve elimi omzuna atıp benim bile kendimden beklemediğim şeyleri söyledim: "Sevgilisiyim. "dedim. Bunun üstüne Uraz'ın tipi o kadar komikti ki keşke kameraya alsaydım. Gözde'ye baktığımda onun da şok olduğunu gördüm. İyi olmuş hıh. Uraz bana dönüp"Aşkım gel biz seninle evden voleybol topunu alalım da voleybol oynayalım. "
"Olur aşkım. Seve seve. " deyip Uraz'ın peşinden gittim. Eve girdiğimizde Uraz bana dönüp "Ne yani biz şuan sevgili miyiz? " Gülümseyerek "Galiba öyleyiz. "dedim. Gülüp "Öyleysee ." deyip ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına aldı. . "Ya Uraz... Dur düşüreceksin "desem de beni takmayıp odasına çıkardı. Odaya geldiğimizde nihayet beni indirdi. "Haydi topu alıp gidelim. " "Tamam. Bekle bir saniye "deyip odasındaki banyoya gitti. Bende o sırada odasını incelemeye başladım. Son geldiğimden bu yana pek bir şey değişmemişti. Sadece birkaç tablo ve poster asmıştı. Ben odasını incelerken gözüm son geldiğimde gördüğüm resme takıldı. Kimdi bu kız? Uraz yanıma gelip gülerek "Neye bakıyorsun? "Dedi. Bakışlarımı takip edip neye baktığımı anlayınca "Kim o Uraz? "diye merak ettiğim soruyu sordum.
"Oo...o benim kuzenim ya. " "Hmm..güzelmiş. " İç çekerek "Öyledir. Hadi aldım topu gidelim. " deyip elimden tuttu. Kapıdan çıkacakken "Uraz..bence dışarıda böyle el ele gezmeyelim. Çağrı falan var ya. " "Tamam sevgilim. " deyip elimi bıraktı. Kapıyı açıp "Bayanlar önden deyip eliyle dışarıyı gösterdi. Teşekkür edip dışarı çıktım. Çağrı ve Samet'i yanımıza çağırdık. Uraz'da Gözde'yi çağırmıştı. Ne kadar istemesemde. Hep beraber voleybol oynamıştık. Sıra yakar top oynamaya gelince takımlar oluşturduk. Yazı tura yapmıştık ve maalesef Uraz ve Gözde aynı takımda olmuştu. Yeniden eşleşelim diye ısrar etmiştim ama beni dinleyen kimdi. Uraz'a baktığımda pek bir mutlu görünüyordu. Ben sana sormaz mıyım Uraz? Oyum başladığında sürekli Gözde'yi vurmaya çalışıyordum. Ama kız çekirge gibi. Bir orada bir burada. Ama çekirge bir sıçrar,iki sıçrar. Üçüncüsende yakalanır. Öylede oldu. Çocukları da tembih etmiştim Gözde'yi vursunlar diye. Gözde'yi vurduktan sonra sıra Uraz'a gelmişti.Ben kıyamadığımdan Çağrı vurmuştu onu. Şimdi sıra bize gelmişti. Yalnız benim aksime Uraz hep beni vurmaya çalışıyordu. Gözde'yi söylememe bile gerek yoktu. İkisi de beni hedef almışlardı. Çocukların ikisi de kolayca vurulmuştu. Ortada ben kaldığımda saydırmalara gelmişti sıra. İkisi de beni vuramıyorlardı. Tam bir tane kalmıştı ki Uraz beni vurdu. Üstüne üstlük beni vurduktan sonra Gözde ile sarılmışlardı. Topu alıp Gözde'ye attım bilerek. O iğrenç sesiyle aah diye bir ses çıkardı. Yanına gidip "Ölmezsin canım korkma. "deyip Uraz'ı yanıma çektim. O sırada annem Gözde'yi çağırdı. Eve bırakacakmış. Allah'ım yarabbim ya. Uraz'a dönüp koluna çimdik attım. Ardından "Ben sana kıyamayıp seni Çağrı'ya vurduruyorum,sen o kızla birlik olup beni vuruyorsun,yetmezmiş gibi birde sarılıyorsun. Senin derdin beni kendine öldürtmek mi? " "Oo Selin. Kıskanmalara da başlanılmış. Sakin kızım. Daha kıskanmak için çok zamanın olacak. Ayrıca oyun bu. Gerçi sende haklısın. Benimde böyle yakışıklı sevgilim olsa bende kıskanırdım doğrusu. " Ona dönüp 'ay götüm' bakışımı attım. "Şuna bak. Kendini övmek için yer arıyor resmen. Ayr...." sözümü bölen şey telefonumun zil sesi olmuştu. Arayana baktığımda bir küfür kaçtı ağzımdan. Mert'ti. Uraz bana bakıp "Neden açmıyorsun telefonu? Kim arıyor? "deyip arayan kişiye bakmak için eğildiğinde telefonumu kaldırıp "Önemli değil ya. Nisan. Ben sonra ararım onu. " dedim. "İyi. Hadi gel top oynamaya devam edelim. " dediğinde rahatlamıştım ısrar etmediği için. Ve sonra top oynamaya devam ettik.

YENİ KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin