YENİ KOMŞUM

Kölelik başlasın!!!

İlk dersimiz edebiyattı. Edebiyatı çok sevdiğimden dersi çok iyi dinlemiş, notlar almış ve birkaç kez de derse katılmıştım. Edebiyat öğretmenimiz çok tatlı ve sevecen bir kadın olduğundan dersin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Teneffüs zili çaldığında Nisan'a döndüm ve ''Kankaaaa.. ''Aynı zamanda da dürtüyordum.

''Ya kış uykusuna mı yattın mübarek? Kalksana kızım. ''Eziyetlerime daha fazla dayanamamış olacak ki kafasını sıradan kaldırdı.

''Ya Selin....Allah aşkına senin benimle derdin nedir? Bana bir söyler misin? Dün 1 sezon bitirdim diyorum, uykusuzluktan bedenim kendi kendini imha etmek üzere diyorum, bıraksan da uyusam diyorum. ''dedi ve kafasını tekrar sıraya koydu. Tam tekrar dürtüyordum ki bize doğru gelen Barış'ı gördüm. Nedenini bilmesem de aşırı mutlu bir şekilde ''Selam en sevdiğim kankammm! ''dedim. O da karşılığında gülüp, yanıma geldi.

''Selam kankaların gülü. Sabah sabah ne bu neşe.'' dedi gülerek. Nisan'ın gözleri Barış'ın sesini duyar duymaz hemen fal taşı gibi açıldı. Ama çok geçmeden gerisin geri kapattı gözlerini. Ardından tekrar uykusuna geri döndü. ''Valla kanka bende bilmiyorum nereden geliyor bu neşenin kaynağı. Hatta inanır mısın edebiyatta derse bile katıldım.''

''Şaşırdım desem yalan olur doğrusu. Gerçi geçen sene sınıfın ineğiydin resmen. Asıl almaman saçma olurdu. Harbiden ya geçen sene seninle az dalga geçmiyordum bu sebepten dolayı.'' deyip hakır hakır güldü. Elimdeki kalemi alıp ona fırlattım.

''Ya pislik. Şimdi böyle mi olduk? Geçen sene sınavda kopya için yalvaran bendim sanki. 'Kaağnkaa kopya veğr noğlur? ' diye az mı dolaştın peşimde. Bu yıl kopya vermeyeyim de gör sen. Bilgimi helal etmem valla. Hem o kadar çalıştım çünkü babama yeni telefon istediğimi söylediğimde şartının taktir almak olduğunu söylemişti. Bir yerlerim yırtılana kadar çalıştım. Veee... '' Telefonumu gösterdim. ''Kaptım telefonumu. Ne kadar çalıştığımı görünce 1 hafta önceden almış telefonumu canım babam. Gördün mü? İphone canım. ''deyip telefonumu gözünün önüne soktum. Bana güldü ve cebinden kılıcını çıkaran savaşçı misali benim telefonumun üst modelini çıkardı. Benimde gözlerim Nisanınki gibi açıldı. Aynı anda da ağzımdan 'haaa' diye bir ses çıktı.

''Şaka yapıyorsun.'' Telefonunu hemen elime alıp incelemeye başladım. ''En sevdiğim kankaaam telefonları değişelim mii? '' Sevecen sevecen bakmaya başladım. Bana 'çok beklersin' bakışını attı. ''Aman al .Hiç de güzel değilmiş.'' ''Çarpılırsın kızım. Düzgün konuş.'' Biraz daha muhabbet ettikten sonra "Hadi benim antrenmanım var, ben gidiyorum fındık. Kendine iyi bak. Haa bu arada Nisan'a söyle uyanınca bana ulaşsın. Onunla konuşmam gereken şeyler var.''

'Tamam kanka söylerim. Görüşürüzz.'' Barış'ın gitmesiyle Nisan'ın gözleri açılmıştı.

''Gitti mi? ''

''Barış mı?''

''Evet o. Gitti mi?''

''Gitti de sen...ondan mı saklanıyorsun? Neden o gidince birden uyandın?'' Ona imalı bir bakış attım. Panikleyip ''Yok canım. Neden saklanacakmışım?'' dedi. Ona inanmadığımı belli eden bir bakış attım. ''Sen öyle diyorsan. Haa bu arada Barış bana ulaşsın dedi. Seninle konuşacağı şeyler varmış. ''

''Tamam, sonra bulurum onu ben. '' deyip, kafasını tekrar sıraya gömdü Nisan. Ben de telefonumla oynamaya başladım. 

Dersimiz Coğrafya'ydı .Her ne kadar eşit ağırlık seçsem de Coğrafya'yı hiç sevmezdim. Hüzünlü bakışlarla Coğrafya hocamızı beklerken bir nöbetçi gelip dersin boş olduğunu söyledi. Söyler söylemez sınıfta sesin yükselmesi bir oldu. Nisan'a dönüp aşırı mutlu bir şekilde "Ya...bende tam coğrafya dersinin nasıl geçeceğini düşünüyordum. Şu an eşinin hamile olduğunu öğrenen kocalar gibi hissediyorum kendimi. Aşırı mutluyum. "