Kaza

527 32 11
                                    

Bebeklerim hiç uzatmayacağım. Çok heyecanı bir bölüm yazdım. Umarım severek okursunuz. Oy ve yorum atın lütfen. İyi okumalar❤️
Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Ben doğru mu duymuştum? Cem bana ilan-ı aşk mı etmişti?
"Cem... sen...sen ne dediğinin farkında mısın? " Cem gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu.
"Hiç olmadığım kadar hem de. "
"Ben... ben çok şaşırdım. " Zilin çalmasıyla silkindim.
"Dediklerimi bir düşün. Tamam mı? Ben şimdi gidiyorum. " Cem benim bir şey söylememi beklemeden gitmişti. Ben de yavaşça sırama geçtim.
"Ne dedi o şerefsiz? Ne dedi de bu hale geldin? " Bakışlarımı dışarıdan alıp Uraza çevirdim.
"Yok...önemli bir şey değil. Havadan sudan işte. " Uraz inanmadığını belirten bakışlar atsa da hoca geldiği için sorularını sonraya saklamıştı.
"Konuşacağız bunları. " Yavaşça kafa sallayıp önüme döndüm.
Cem'in şaka yapar gibi bir hali yoktu. Ciddiydi.
Tamam biz çok yakındık ama arkadaş olaraktı. En azından benim için...
Ben hala daha Uraz'ı seviyordum.
Kafamı sola çevirip Uraz'a baktım.
Bileğinin üstüne kalp atışları çizmişti. Hani şu makinelerin üstünde gördüklerimiz.
Başına U sonuna da S yazmıştı. Ona baktığımı görünce gülümseyip deftere bir şeyler yazdı. Ne yazdığına bakınca gülümsemeden edemedim.
Sen benim kalp atışımsın. Sen olmazsan ben de olmam. "
Teneffüs zili çaldığında Uraz hızla ayağa kalktı. El mecbur ben de kalktım. Dışarıya çıktıktan sonra boş olan banka geçip oturduk.
"Seni dinliyorum Selin. " Sıkıntılı bir nefes verip Uraz'a döndüm.
"Ne anlatmamı istersin? "
"Cem şerefsizinin sana söylediklerini. " Cem'in adı geçince bile Uraz dehşet sinirleniyordu. Ona gerçekleri söylesem kim bilir neler olurdu?
"Sabah için kızgın olduğunu söyledi. Fevri davrandığını ve beni üzmek istemediğini söyledi. Zil çalınca da gitti zaten. "
"Peki ya neden betin benzin attı? Acaba sana seni sevdiğini söylemiş olabilir mi? "
Uraz duymuş muydu?
"Ne?! O benim arkadaşım Uraz. Böyle bir şeyi nasıl düşünürsün ? "
"Sen öyle düşünmüyorsan bile o öyle düşünüyor. Şu anda bize attığı sinirli bakışlarından belli! " Başımı karşımızda oturmuş bize sinirle bakan Cem'e çevirdim. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Kızgın boğa gibiydi.
"Ben... ben bilmiyorum. Eğer o beni seviyorsa bile duyguları karşılıksız. Ben... onu sevmiyorum. " Urazın bakışlarında yumuşama görmüştüm. Sonra birden tekrar sertleşti.
"Eğer Cem'i sevmiyorsan... bir başkası mı var? " Sesindeki titreme git gide arttı.
"Başkasını mı seviyorsun? " Korkarak sorduğu çok belliydi. 
Bu zamana kadar hep kaçmıştım. Uraza rahat rahat onu sevdiğimi söylememiştim. Ama son olaylardan sonra, onu kaybetmeye çok yaklaştıktan sonra bir daha bunu yapmayacaktım.
"Seni seviyorum Uraz. Cem'i değil, Mert'i değil, Savaşı hiç değil. Sadece seni sevdim. Ve hala daha seviyorum. " Bakışlarımı utanarak Uraza çevirdim. Gözleri dolmuştu!
Ona baktığımı fark edince hızla bana sarıldı.
"Ben de güzelim. Ben de seni çok seviyorum. Hem de o kadar çok seviyorum ki sana tarif edemem. Seni gördüğüm ilk günden beri seviyorum hem de! Yanlışlar yaptık, bunlar da bizi ayırdı. Ama artık yeter! Hiçbir şey bizi ayırmayacak bundan sonra. Söz veriyorum! "
                          *****
Çıkışta yüzümden eksilmeyen gülüşümle Urazın arabasına doğru yürürken aklım hala daha Uraz'ın söylediklerindeydi. Beni sevdiğini söylemişti!
"Buradan direkt olarak alışveriş merkezine gidiyoruz. Değil mi? "
Hepimiz Barışı onaylarken arabaya gelmiştik bile. Arabanın kapısını açmış binecekken kolumdan tutulup geriye çekildim. Bunu yapana baktığımda Cem'i gördüm.
"Yine mi onunla gidiyorsun? " Cem'in gözlerinin altı mordu. Gözünün içi ise kızarık. Yüzünde ise öfke vardı.
"Bizim biraz dışarda işimiz var da... ondan. " Cem kafasını salladı.
"İşiniz var demek. İşiniz var. "
"Lan sen yine ne arıyorsun bizim yanımızda lan! " Uraz sinirle yanımıza gelmişti. Cem'e ne tepki verecek diye baktığımda sakin olduğunu gördüm. Ve bu sakinlik korkutucuydu.
"Gidiyorum şimdi. Bu güzel anların tadını çıkarın. Görüşürüz Selin. "
Arabaya bindikten sonra Uraza döndüm.
"Neden bu kadar sakindi? " Uraz arabayı çalıştırıp gideceğimiz yere sürerken benimle konuşmaya başladı.
"Bana da tuhaf geldi. Kesin bir planı var şerefsizin. Ama şu an bunu düşünmeyeceğim. Zaten bize bir şey yapamaz. Sen de düşünme güzelim. Bugün yeni başlangıcımızın ilk günü. Daha güzel şeyler düşünelim. Mesela senin beni ne kadar sevdiğini. " Uraz'a hak vermiştim. Düşünmeyecektim. Bu güzel günümüzü bozamayacak.
******
"Barış sen sanki bir ara bir kızla takılıyordun. Noldu ona? "
Barış'ın yüzü birden neşelenmişti.
"Ecem. Ben işten çıktıktan sonra annemin yanına taşındım ya. Beni sürekli aramaya, mesaj atmaya başladı. Benim için ne kadar endişelendi bir görseniz. " Barış Ecemden bahsederken o kadar mutluydu ki. Gözlerinin içi gülüyordu resmen. Onun için o kadar mutlu olmuştum ki.
"Ya! Senin için çok mutluyum Barış. Umarım çok mutlu olursunuz canım arkadaşım. " Diğerleri önden gitmişlerdi. Barış arabayı park ederken yalnız kalmasın diye ben de yanındaydım. Şimdi biz de yukarıya çıkıyorduk.
Barış yanıma yaklaşıp sıkıca sarıldı. Ani hareketi şoka uğratsa da ben de sıkıca karşılık verdim.
"Sen benim kardeşimsin Selin. Küçüklüğümüzden beri olmayan kardeşimsin. Seni çok seviyorum Selin. "
"Ben de Barış. Ben de seni çok seviyorum. Küçüklüğümüzden beri bir kere bile değişmedi bu ve değişmeyecek. "
Bizimkilerin yanına gidip önce bir yemek yedik. Yemekteyken Cem'i unutmuş ve anın tadını çıkartmıştım.
Uzun zamandır beraber vakit geçirmiyorduk ve bu hepimize çok iyi gelmişti.
Yemekten sonra bir kafeye gidip saatlerce muhabbet etmiştik. Küçüklüğümüzden şu güne kadar. Her şeyi konuşmuştuk. Kah üzülmüş kah gülmüştük.
Saatin nasıl geçtiğini anlamamıştık.
Urazın telefonu çaldığında ben de elime telefonumu alıp saate baktım.
"Saat 8.30 olmuş. Kalkalım mı? "
Herkes beni onaylarken Uraz'ın kaşları çatılmıştı.
"Tamamdır. Geliyorum ben. " Uraz yanıma gelip bana sarıldı. Ardından da başımdan öptü.
"Güzelim benim şimdi gitmem lazım. Siz beraber eve geçin, geçince de bana mesaj atın. Sabah da seni ben alırım tamam mı? " Urazı onaylayıp biz de kalktık. Hesabı Uraz giderken halletmişti.
Barışın arabasına binmiştik. Arkada Ecrin, Nisan, Barış vardı. Barış yorgun olduğunu söyleyip arabayı Mert'e vermişti. Mert arabayı sürerken ben de bir müzik açtım.
Yaklaşık 15 dakika boyunca şarkılar söyleyip eğlenmiştik.
"Bugün hayatımın en mutlu günü!!! " Camdan dışarıya bağırmıştım.
Beş dakika sonra bir benzincide durup benzin almıştık. Biz Nisan, Ecrin, Barış muhabbet ederken Mert parayı ödüyordu. Mert yanımıza geldiğinde tekrar arabaya binmiştik.
Tam gidecekken Mert durdu.
"Cüzdanı unuttum ya! Siz bekleyin ben alıp geleyim. " Biz Mert'i beklerken uykum geldiğinden gözlerimi kapamıştım. Kapının açılıp kapandığını duydum.
"Selin gel arkaya yat sen. Ben öne geçeyim. " Barışı onaylayıp arkaya geçtim. Gözlerimi kapatmış uyuyacakken duyduğum sesle kendime geldim.
"Lan noluyor am*na koyum! " Gözlerimi açmış olanlara bakarken şoför koltuğunda oturan Cem'i fark ettim.
Hızla arabayı çalıştırmıştı.
"Cem! Cem napıyorsun? Mert nerede? " Cem dikiz aynasından gülümsedi.
"Mert'i biraz oyaladım diyelim. " Barış Cem'i durdurmaya çalışıyordu.
"Lan piç! Durdur lan arabayı ! Yoksa çok fena şeyler olacak! " Cemin ceketinin içini Barışa gösterdiğini gördüm.
"İyi çocuk ol da sus Barış. Yoksa sustururum. "
"Cem misin nesin! Durdur arabayı! Başın belaya girecek yoksa! " Ecrin ve Nisan da Cem'e dil döküyordu.
Ama fayda etmiyordu.
Birkaç dakika sonra arabaların az olduğu bir yere geçtik. Ormanlık alana doğru gidiyorduk.
"Cem! Senin sorunun benimle! Bırak onları! Lütfen! "
"Üzgünüm güzelim. Olmaz. " Ne kadar dil döksek de Cem durmuyordu.
Sonra bir şey oldu. Barış hızla Cem'e yumruk attı. Ardından direksiyonu almaya çalıştı.
"Bırak lan şerefsiz! Frene bas! Frene bas! "
"Basmıyorum lan! Basmıyorum! Durdurmayacağım! Anladın mı beni! Durdurmayacağım! " Onlar kavga ederken biz hayretle onları izliyorduk.
Ta ki bir ışık görene kadar...
"Cem tır geliyor! Cem frene bas! "  Araba sağa sola sallanıyordu.
Telefonum çalınca hızla kimin aradığına baktım. Urazdı.
"Uraz! Uraz Cem burada! Arabada! "
"Güzelim çabuk inin o arabadan! Duydunuz mu! Çabuk inin! " Uraz'a cevap verecekken telefon elimden kaydı.
Tek duyduğum şey arabanın açılan hava yastıkları ve kırılan camlarıydı...

YENİ KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin