@martiye_45'e ithafen❤️
Herkese selamlar kuzucuklarım! Umarım iyisinizdir. Sizlere güzel bir bölümle geldim. Yoğun olduğum için geç geldi ama olsun sonunda geldi. Sizleri çok çok seviyorum. Umarım severek okursunuz. Bol yorum ve oy lütfennnn❤️❤️
Ağzım açık kalmış bir şekilde Uraza bakıyordum. Bana evlilik teklifi etmişti!Merakla beni beklerken gözyaşlarımı sildim. Ve ağzımı açtım. "Çok...ani oldu bu. Evet belki şimdi değil ama... Bir gün seninle evleneceğim. Ve bu yüzden evet diyorum! " Uraz hızla bana sarılırken beni de sıkıca ona karşılık verdim.
"Seni çok seviyorum ! Çok seviyorum! " Uraz beni döndürürken mutluluktan ağlıyordum.
"Ben de Uraz! Ben de seni çok seviyorum ! "
***
Eve geldiğimde hızla banyoya girmiştim. Normalde üzüntüden ağlardım ama bugün mutluluktan ağlıyordum.
"Allah'ım...çok mutluyum...hiç olmadığım kadar hem de. " Banyoda tüm günümü aklıma getirip ağlamıştım.
Urazla yaptığı tekliften sonra orada oturup muhteşem bir yemek yemiştik. İlk tanıştığımızdan bu yana yaşadığımız her şeyi konuşmuştuk.
Akşam olunca da Uraz beni eve bırakıp zorla da olsa benden ayrılmıştı. Ben de eve gelip hemen banyoya atmıştım kendimi.
Üstümü giyinip aşağı indiğimde annemlerin televizyon izlediğini görmüştüm. Uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. Annemlerin yanına gidip elime çikolata tabağını alıp yemeye başladım.
Annem saçlarımı okşarken bana gülümseyerek baktı. "Kuzum, nasıldı günün? Mutlu gördüm seni. "
"Çok güzeldi anne. Bizimkilerle takıldık işte. Gerçekten uzun zaman sonra ilk kez bu kadar mutlu oldum. " Annem benim neşeli halimi görünce o da neşelenmişti.
Akşam ailecek güzel bir film izleyip eğlenmiştik. Ardından odama çıkıp Uraza iyi geceler mesajı atıp rahat bir uyku çekmiştim.
Sabah güzel bir uykudan sonra güzelce hazırlanıp beni bekleyen Urazın yanına gitmiştim. Güzel bir sohbetle geçen araba yolculuğunun ardından sınıfa gitmiştik.
Nisan ve Ecrin hemen beni yanlarına çekerlerken Uraz'ı da Mert yanına almıştı.
Nisan elimi alıp incelerken kaşlarımı çatıp ona baktım. "Napıyorsun Nisan? "
Nisan Ecrine dönüp somurttu.
"Yüzüğü yok bunun. Acaba hayır mı dedi bu manyak kız? "
Şimdi anlaşılmıştı. "Demek sizin haberiniz vardı? Neden söylemediniz? " Ecrin ve Nisan gülümseyerek bana baktılar.
"Bizim de son anda haberimiz oldu. Onu bunu boş ver de ne dedin? " Bildikleri halde bana söylemedikleri için onlara küçük bir şaka yapacaktım.
Üzgün görünüp gülmemek için başımı cama çevirdim.
"Kızlar... çok erken daha. Uraz'ı sevsem de ne bileyim işte... Hayatımın baharını evli olarak geçirmek istemiyorum. Bu yüzden... "
"Gerçekten hayır demiş bu salak! " Ecrin ve Nisan şok içinde bana bakarlarken onlara dönüp tepkilerine gülmeye başladım.
" 'Evet' dedim tatlım! Başka bir seçeneğim mi vardı sanki? " İkisi de mutlulukla bana sarılırlarken ben de onları kucakladım.
Her şey güzel olacaktı!
Ders başlayınca Urazın yanına geçip oturmuştum.
Pınar Hocamız gelip felsefe testlerini dağıtırken benim sırama gelince bana döndü.
"Selincim... tatlım yoklamayı alır mısın? "
Hocamıza gülümseyip ayağa kalktım. Masanın üzerindeki yoklama kağıdını alıp isimleri okumaya başladım.
"Sevinç Coşkun. " Burada sesini duyunca diğerine geçtim.
"Ali Göçer. " Yine burada sesi.
"Uraz Soylu. " Cevaba gerek duymadan diğer isme geçtim.
"Barış Araf. " Derin sessizlik. Okuduğum ismi yeni fark edince kalbimden vurulmuşa dönmüştüm.
Yok... Ebediyen yok...
Hızla yoklamayı alıp hocadan tuvalet için izin istedim.
Tuvalete girip kendimi kabinlerden birine attım.
Ve hüngür hüngür ağlamaya başladım.
Onun ismini duyunca yaşadıklarımın hepsi gözümün önüne gelmişti.
Kaza, hastaneye gidişimiz, yerde çökmüş bir şekilde duran Uraz ve Mert'ten duyduğum Barışın ölüm haberi, cenaze...
Ben bundan birkaç ay önce her şeyimi kaybetmiştim. Ailemi, paramı, sevgilimi, okulumu.
Ama hepsini bir şekilde toparlamıştım. Şu an hepsi düzgündü. Ama ben...
Ben hep eksiktim. O zamanlar bile kendime biraz olsun güveniyordum. Yanımda arkadaşlarım vardı. Ne zaman başım sıkışsa arayabileceğim dostlarım.
Bunlarda da en başı Barış çekiyordu. Ama şimdi o... yoktu.
Geriye sadece anılarımız kalmıştı. Ve ben onunla geçirdiğimiz bütün güzel anıları unutmuş, sadece kaza gününü hatırlıyordum. Sanki yıllardır mutlu yaşayan, eğlenen, gününü gün eden biz değilmişiz gibi sadece o gün kalmıştı aklımda.
Tuvaletin kapısının açıldığını duyduğumda gözyaşlarımı sildim. Ama gerisin geri gelmişlerdi.
Sonra onun sesini duydum.
"Güzelim? " Kapının kilidini hemen açıp Uraza doğru yürüdüm. Onu görünce hızla sarıldım.
Zaten tutamadığım gözyaşlarım iyice akmıştı.
Uraz beni dış dünyadan korumak ister gibi sıkı sıkıya sararken kokusunu iyice içime çekiyordum.
Ben Uraz'ı çok seviyordum!
"Uraz... iyi ki geldin. İyi ki beni bırakmadın. Beni hiç bırakma olur mu? " Uraz beni daha da sıkı sardı.
"Asla... asla bırakmam. Sen istesen bile ben seni bırakmam. " Mümkünmüş gibi Uraza daha da sıkı sarıldım.
Birkaç dakika daha orada durduktan sonra dışarıya çıkıp bir banka oturduk.
Uraz bir eliyle elimi tutmuşken diğeriyle de gözyaşlarımı siliyordu.
"Mert listeyi değiştirmeye gitti. Artık listede adı yok. Bir daha orada görmeyeceksin, duymayacaksın. "
"Ama hep kalbimde... Her daim orada kalacak. Göreceğim, duyacağım. " Hissettiğim acıyla gözlerimi kapattım.
"Ama sadece anılarımda olacak bu. "
******
Urazla okuldan erken ayrılıp bir parka gelmiştik. Gördüğümüz bir yerden yiyecek bir şeyler almıştık.
Şimdi de bunları yiyorduk. İştahım olmasa bile Urazın zoruyla sandviçimden yiyordum.
"Daha iyi misin güzelim? " Uraza dönüp gülümsedim.
Üzgün olsam bile onunla mutluydum.
"Evet. Senin sayende. " Urazın elini tutup yanına yanaştım.
Başımı Urazın göğsüne koyup en sevdiğim sesi dinlemeye başladım.
Urazın kalp ritmi...
****
Saatler sonra eve gitmek için ayağa kalkmıştık. Urazla dertleşip temiz havada çaylarımızı içtikten sonra toplanıp arabaya doğru yürümeye başlamıştık.
Arabaya binecekken Uraz telefondan başını kaldırıp bana baktı.
"Güzelim sen geç. Ben şu marketten annemin istediği birkaç bir şey vardı. Alıp geleyim. "
Uraz'ı onaylayıp arabaya geçmiştim. Telefonumdaki bildirimlere bakıyordum.
O an cama değen yağmur sesiyle kafamı kaldırıp dışarıya baktım. Yağmur başlamıştı. Kafamı telefonuma çevirecekken gördüğüm kişiyle telefonum elimden düştü. Hızla kapıyı açıp dışarıya çıktım. Kapıyı yavaşça kapatıp hızla yürümeye başladım.
Gördüğüm kişi sanki benim inadıma yapar gibi daha da hızlı yürüyordu.
Bir süre sonra koşmaya başlamıştım.
"Dur! Bekle! "
Birkaç dakika sonunda durmuştu.
Arkasını dönüp bana baktığında mutlulukla ona sarıldım.
"Biliyordum. Ölmediğini biliyordum Barış! "
"Selin! " Uraz'ın sesini duysam da bırakmıyordum. Bırakmayacaktım Barışı artık.
Ölmediğini biliyordum!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ KOMŞUM
ChickLitUmut tükenince yine çarpar mıydı kalp? Hayatında hiçbir zorlukla karşılaşmamız bir kız. Normal bir aile. Normal bir hayat. Peki her şey mükemmel giderken, birden bu düzen bozulursa neler olur? Ailevi sorunları bir yana, sevgilisiyle olan sorunları...