Parti

1.2K 60 3
                                    







''Ne işin var burada? '' İçeri geçmek için adım attığında önünde durup, onu engelledim. ''Selin-''

''Hala ne yüzle gelebiliyorsun buraya? ! '' Karşımda duran anneme sinirle bakıyordum. O ise bana üzgünce bakıp, içeri girmeye çalışıyordu. ''Kızım, ne olur beni dinle. Seninle konuşmam gereken şeyler var. Yalvarırım- '' Askılıktan hırkamı alıp, dışarıya çıktım. Bahçedeki sandalyelerden birine oturdum. Yanıma gelince bana uzun uzun bakmaya başladı. ''Fazla vaktin yok, anlatmaya başlarsan iyi edersin. '' Bana üzgünce bakıp, konuşmaya başladı.

''Berrin annenden para aldığımı bildiğini, biliyorum. Sana yalan söylemeyeceğim. Aldım. Ama, sana yemin ederim ki senin için aldım. Buzdolabının halini gördün. Ben neyse, ama sen...Senin böyle şeylere alışık olmadığını biliyorum. Sonuçta yıllardır zengin, varlıklı bir aileyle yaşadın. Alışamazsın, dayanamazsın, geri dönersin diye düşündüm. Senin de Gözde gibi gitmene izin veremezdim. Birde senin gitmene dayanamazdım. '' Dizlerimin üstündeki elime uzanıp, tuttu. Bense tepkisizce onu dinliyordum. Derin bir nefes alıp, devam etti.

''Sonra o geldi. Berrin annen. Seninle konuşmuş. Bu okulda kalmak istediğini duyunca da yaşadığın evi görmek istemiş. Tabi evi görünce de...para teklif etti. Sana yemin ederim, kendim için tek kuruşuna bile dokunmadım. Hepsini senin için harcadım. Sana yeni bir oda yapmak için. '' Sessizce onu dinlemiştim, ama şimdi konuşma sırası bendeydi.

''Ya ben senden oda mı istedim ya, sana gelip de bir isteğimi, ihtiyacımı söyledim mi? Benim için önemli olan para mı sanıyorsun? Evet, varlıklı bir ailede büyümüş olabilirim. Ama bu senin yanında yaşayamayacağım anlamına gelmez. Gerekirse kuru ekmek yerdik, olmadı bende çalışırdım. Umurumda olmazdı. Ama keşke bana bakmak için Berrin annemden para almasaydın. ''

Oturduğumuzdan beri yüzüne bir kere bile bakmamıştım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda sessizce ağladığını gördüm. Sıkıntıyla nefesimi verdim. ''Ağlama, üzül diye söylemedim. Sadece, ne hissettiğimi bilmeni istedim. '' Bana pişman dolu bir ifadeyle baktı. Sonra nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle bana sarıldı. ''Seni seviyorum güzel kızım. Bak sana söz veriyorum. Bir daha asla para almayacağım, senin için olsa bile. Söz veriyorum. '' Yine tepkisiz kaldım. O an gözüme pencereden bize bakan annem çarptı. Ellerini göğüslerinde birleştirmiş, anlamlandıramadığım bir ifadeyle bize bakıyordu. Yanına Gözde gelince ona dönüp, gülümsedi. Ve duyamadığım birkaç bir şey söyledi. Ne söyledi bilmiyorum ama dediği şeyle az önce ağlayan Gözde birden gülmeye başladı. Yanlarına babam da gelince ekip tamamlanmıştı. Tam bir mutlu aile tablosu. O an hiç düşünmeden anneme sarıldım. Gerçek anneme.

Gözüme vuran güneşle uyandığımda, uyanmayı reddedip yorganın altına girdim. Bu seferde alarmım çalmaya başlamıştı. Oflayarak yorganı üstümden çektim. Uyku haramdı.

Oflayarak yataktan kalkınca hatırladığım şeyle elimle alnıma hafifçe vurdum. Forma. Forma almayı unutmuştum. Umarım kimse sorun çıkarmaz umuduyla banyoya yöneldim. İşimi hallettikten sonra ablamın dolabımdan kendime uygun şeyler aramaya başladım. Siyah pantolon, toz pembe rengindeki kapşonluda karar kıldım. Parfüm sıkıp, çantamı da aldıktan sonra aşağıya inip, kapıya yöneldim. ''Nereye gidiyorsunuz öyle küçük hanım? '' Arkamı dönüp, konuştum.

''Okula? ''
''Kahvaltı etmeden mi? ''

''Canım istemiyor baba. '' Babam kollarını açıp beni yanına çağırınca el mahkum yanına gittim. Kollarıyla sıkıca beni sarınca bende sıkıca onu sardım. Özlemiştim onu. Hemde çok.

''Hadi gel kahvaltıya gidelim. ''

Saate baktığımda okul saatimin yaklaştığını gördüm. ''Okul saatim yaklaşıyor baba. Başka bir zaman. ''

YENİ KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin