İyi okumalar. Sizleri seviyorum.
Sandalyeyi çekip oturduğumda gerçekten de ne kadar yorulduğumu fark ettim. ''Annem hala yukarıda mı? '' Ablama dönüp kafa salladım.
''Sen nasılsın peki? İyi misin? ''
''İyiyim, babam uyandı ya. Çok iyiyim şu an. Artık her şey güzel olacak. ''
O sırada kafamı bana bakan Mert'e çevirdim.
''Çok geçmiş olsun Selin. Çok üzüldüm Celal Amca için. '' Gerçekten üzülmüşe benziyordu. Buruk bir şekilde tebessüm ettim.
''Sağ ol Mert. Ama burada beklemene gerek yok. Yani nasıl olsa babam uyandı, sen eve gidip, dinlen. Burada bekleme. Sonra gelirsin. '' Aramızda neler yaşanırsa yaşansın Mert'i severdim. Hatta bana duygularını itiraf etmeden önce en yakın arkadaşımdı. Söylediğim şeyin ardından yüzü öyle bir hal aldı ki. Sanki dünyanın en saçma şeyini söylemişim gibi..
''Saçmalama Selin. Bu halde sizi bırakıp gideceğimi nasıl düşünürsün? ''
''Selin haklı Mert. Yorma kendini boşuna. Sonra gelirsin. ''
''Duygu Abla, asıl siz kendinizi yormayın. Sizinleyim. '' Ona minnettar bakışlarımı yollarken duyduğum gürültüyle sesin geldiği yere baktım.
''Selin! '' Bize doğru gelen Barış, Nisan, Deniz ve Ecrin'i gördüğümde onları görmeyi beklemediğimden şaşırmıştım. Tamamen yanımıza geldiklerinde hepsi birden bana sarıldılar. Tabi bende onlara. Geri çekilirlerken hepsinin yüzünde endişe duygusunu gördüm.
''N'oldu Selin? Nasıl oldu ? Kim yaptı? Celal Amca nasıl? '' Nisan'ın ve Ecrin'in ardı kesilmeyen sorularına cevap vermek için ağzımı açmıştım ki benim sözümü kesen bir ses duyuldu.
''Şu an ne yeri ne de vakti sorularınızın. Selin zaten yorgun, kızı bir de sorularınızla boğmayın. '' Kurtarıcım Uraz'dı tabi ki de. Minnet dolu bakışlarımı bu sefer Uraz'a gönderip, gülümsedim. Karşılığında o da gülümseyip bana göz kırptı. Ardından bir sandalye çekip oturdu. Nisan ve Ecrin üzülmüş görünüyorlardı. Bir o kadar da pişman.
''Selin, ben düşünemedim. Özür dilerim. '' Nisan'a dönüp elimi boş ver dercesine salladım.
''Bir önemi yok. Babam iyi bu arada. Ameliyattan yeni çıktı. Şimdi yoğun bakımda, uyandı ama geri uyutuluyor. Durumu iyi yani. ''
''Çok şükür. '' Hepsi geçmiş olsun dileklerini iletirken hepsine topluca teşekkür ettim.
''O çakma sarı çıyan nerede peki? '' Çakma sarı çıyan? Ecrin'in sorusuyla kaşlarımı çattım. Kimden bahsediyordu? Aklıma birisi geliyordu ama...
''O kim be? '' Deniz'in sorusunu Ecrin cevapladı.
''Kim olacak, Gözde. Bakıyorum da ortalarda gözükmüyor, bak buraya yazıyorum. Bu işin altından da o çıkacak. Bir kurtulamadık gitti. '' Müneccim misin be kardeşim?
''Aslında... kurtulduk. ''
''Nasıl yani? '' Barış'a dönüp gülümsedim.
''Annem, onu buradan gönderdi. ''
''Ne? ! '' Ecrin neşeyle bağırdıktan sonra yanlış tepki verdiğini anlamış olacak ki kendini frenledi.
''Yani, olamaz! Neden? ''
''O nasıl bir geri vitesti öyle? '' Mert'e dönüp hafifçe güldüm.
''Orasını boş verin. Siz sonuca bakın. Kurtulduk mu kurtulduk? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ KOMŞUM
ChickLitUmut tükenince yine çarpar mıydı kalp? Hayatında hiçbir zorlukla karşılaşmamız bir kız. Normal bir aile. Normal bir hayat. Peki her şey mükemmel giderken, birden bu düzen bozulursa neler olur? Ailevi sorunları bir yana, sevgilisiyle olan sorunları...