Sabaha karşı Sara yorgunluktan uyuya kaldı. Uyandığında gece yaşadığı her şeyin bir rüyadan ibaret olmasını istedi ama biliyordu bu yaşadığı kabus gerçekti. Hemen bir plan yapıp bu cehennemden kaçmak zorundaydı. Kendi hayatı onun için o kadar önemsizdi ki tek düşündüğü bebeğiydi. Başına gelecek talihsizliği bilmeden yatağından kalktı ve hazırlanmaya başladı.
BİR GECE ÖNCE
Warner nefes alamıyorum yardım et. Lena ne oluyor neyin var? Bilmiyorum sanki bütün gücüm vücudumdan çekiliyor kendimi iyi hissetmiyorum. Warner yatakta doğrulup kapıdaki muhafızların yanına giderek kraliçe iyi değil hemen şifacıları çağırın dedi. Emriniz olur kralım diyerek herkes koşuşturmaya başladı. Warner tekrar Lenanın yanına gelerek elini tuttu ve şifacıları çağırttım birazdan burada olurlar iyi olacaksın dedi. Bir anda kral Warner da terleyip halsizleşmeye başladı. Ayakta duramayacağını anlayınca kraliçenin yanına uzandı. Sende mi rahatsızlandın. Evet bir anda ayaklarımın üzerinde duramayacak hale geldim. Ne oluyor bize böyle. Bilmiyorum Lena hele bir şifacılar gelsin öğreniriz. Başları önde içeriye 5 tane şifacı girdi. Erkek muhafızlar arkaları dönük bir şekilde onların işlerini yapmalarını bekliyorlardı. Biri ilaçları hazırlarken diğer dört şifacı Warner ve Lena ile ilgilenmeye başladılar. Bir süre sonra kral Warner neyimiz var bizim diye sordu. Bilmiyoruz kralım ama kraliçemiz ve sizin görünürde hiçbir rahatsızlığınız yok. Bu da ne demek. Hiçbir şeyiniz yok ama nasıl bu hale geldiniz bilmiyoruz. Belki yediklerimiz dokunmuştur. Her şeye baktık kralım hiçbir sorun görünmüyor anlayamadık. Prensese haber vermemizi ister misiniz efendim. Lena kafasını kaldırarak sakın ona haber vermeyin hamile endişelenmesin sabah gelir zaten o zaman öğrensin. Kraliçeniz haklı gece gece telaşlandırmayın onu. Lenanın aklına bir anda doğum yaptığı gece geldi. Kahinlerin söyledikleri şeyler aklında dönüp duruyordu. Sizde dışarı çıkın gidin yapabileceğiniz bir şey var mı araştırın. Birimiz burada kalsak efendim ne olur ne olmaz. Size çıkın dedim kral ile konuşmam gereken bir şey var daha sonra gelirsiniz. Peki efendim diyerek başlarını eğip dışarıya çıktılar. Artık herkes hastalığın ne olduğunu bulmaya çalışıyorlardı.
Neden herkesi dışarı çıkardın ne oluyor Lena? Ölüyoruz Warner. Sen ne diyorsun Lena aklın yerinde mi? Yavaşça doğrularak Warnerın elini tutup gözlerine baktı ve konuşmaya başladı. On sekiz yıl önce o iki kahine inanmayıp kovmuştuk ama bak söyledikleri her şey bir, bir başımıza geldi. Sara Apol ile evlendi ay hanedanlığına gelin gitti altı aylık hamile ve on sekiz yaşında. Bırak bu saçmalığa inanmayı Lena hepsi birer tesadüf sadece. Bilirsin ki tesadüflere inanmam Warner. Hem tesadüf olsa bile bu kadarı fazla. Abartıyorsun Lena. Ben abartıyorsam neden şifacılar durumumuza bir anlam veremedi anla artık Warner ölüyoruz. Warnerın kabul etmek istemediği gerçekler Lena tarafından bir tokat gibi yüzüne çarpılmıştı. Şimdi hak veriyordu ona ama geç kalmıştı. Lena son gücü ile muhafızları yanına çağırdı. Buyurun kraliçem emriniz nedir. Kahin Ayra ve Agronu çağırın onlara zamanının geldiğini söyleyin hemen buraya getirin ama dikkat edin kimse görmesin. Peki efendim diyerek selam verip çıktılar. Sen niye onları çağırdın. Biz ölüyoruz ama korumamız gereken bir kızımız ve doğmamış torunumuzun hayatı var. Onlar ne yapabilir ki. Belki bir çıkış yolu yada onları bu durumdan kurtaracak bir planları vardır. Haklı olabilirsin.
Warner gülümseyerek Lenaya yaklaştı. O zaman yıldız tozuna dönüşüp yıldız olmadan önce sana son kez sarılmak istiyorum. Gel bakalım koca bebek. İyi ki seni tanımışım Lena. Bende sevgilim. Beni hep çok mutlu ettin. Başıma gelen en güzel iki şeyden birisin. Biri sensin biri de eşsiz dünyalar güzeli kızım. İyi ki benimle evlenmeyi kabul ettin. Kabul etmeyip ne yapacaktım ki ilk gördüğüm an aşık oldum sana ve bu adam sadece benim dedim. Warner Lenayı alnından öperek saçlarını okşadı. Seni seviyorum Lena. Bende seni çok seviyorum Warner diyerek gözünden akan yaşları sildi. Bu sırada kapı çalmaya başladı. Warner ve Lena toparlanarak gel dedi. Buyurun efendim kahinleri getirdik. Ne kadar çabuk. İzninizle diyerek içeri girdiler. Biz zaten bugün olacakları bildiğimiz için size geliyorduk. Oturun diyerek koltukları gösterdi Warner. Muhafızlara işaret ederek dışarıya çıkardı. Şu kehaneti anlatın bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇENİN KEHANETİ LOTUS
FantasyGeceyle gündüzün tam ortasında soğuk bir kış gününde bir prenses geldi dünyaya. Lakin sevgili prensesin kaderi yüzyıllar öncesinden belliydi. Kaderinde savaş kan ve ölüm vardı. Sara bu savaşın kehanet ile can bulmuş haliydi.