ÖLÜM

100 4 0
                                    

ALTINCI SINAV (ÖLÜM)

Sabah olduğunda Sara çelimsiz ve yorgun düşmüş ayakları ile Ölüm vadisine girmişti. Korkuyordu artık altıncı sınavdı ve gittikçe kendini zorluyordu sınavlar. Bu vadinin ne vadisi olduğunu düşünüyor düşündükçe içini huzursuzluk kaplıyordu. Biliyordu çünkü son iki sınavın daha zor olacağının farkındaydı. Sara derin düşünceler içinde başına gelecekleri düşünüyordu bir anda yüksek sesli bir kahkaha duydu.

Kahkaha bir kadına aitti ses tonundan anlayabiliyordu ama nedenini bilemiyordu. Kadın bir anda konuşmaya başladı. Ben Bilge ARKADYUS kraliçe Sara evime hoş geldin dedi sinsi bir sesle. Burada karşılaşacağın zorluk ile hiçbir vadide karşılaşmadın ben ölümün bilgesiyim canını yakıp seni gücüme eklemek için elimden gelen işkenceyi kullanacağım sende dedi. Sara bir an irkilse de karşılıksız bırakmadı cümlelerini. Sesi titrese de karşı koydu ölümün bilgesine. Elinden gelen tüm kötü işkenceyi yapsan da bu sınavı da seni de geçeceğim bilge dedi. Sesin titriyor kraliçe benden korkuyorsun dedi kahkaha atarak sonra devam etti sözlerine. Kork zaten ben görüp görebileceğin en acımasız bilgeyim bütün kemiklerini sızlatacak benim sana hissettireceğim acı ve inan bana ölümü tercih edeceksin dedi yine kendinden emin bir sesle. Bu Sara'nın korkusuna korku ekledi ama yine de vazgeçmedi yolundan. Elinden geleni yap ARKADYUS senin işkencen benim sevgi ve iyilik ile perçinlenmiş bedenimi saramaz dedi sesini ayakta tutmaya çalışarak.

Peki kraliçe madem hazırsın olacaklara STRAH OD SMRTİ TRESETE TELO UNİSTİTİ VASE JA (Ölüm korkusu sarsın bedenini yok etsin benliğini geçmişin geleceğin birleşsin kraliçe) diye bağırdı ARKADYUS. Sara ne dediğini anlamasa da ARKADYUS'UN büyüsü sarmaya başlamıştı Sara'yı. Bedeni titreyerek yere yığıldığında gözlerini bir yatakta açmıştı. Nerede olduğunu anlamaya çalışarak etrafa baktığında Ay sarayındaki odasında olduğunu anladı. APOL ve PANAS başında dikiliyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışarak karnındaki acı ile kıvranmaya başladı. PANAS konuşmaya başlayarak zamanı geldi sonunda ay ve yıldız hükümranlığını birleştirecek prensim doğuyor dedi. Etraftaki muhafızlara ebe şifacıyı çağırın prens doğuyor acele etsin dedi. Sara tepkisizce ona bakan APOL'E baktı ve daha çok erken dedi. Erken değil sevgili eşim seni bulup zindana tıktığımız zamanın üzerinden üç ay geçti tam zamanı dedi. Sara olduğu durumu hatırladı APOL den kaçıyordu ve yakalandığını hatırlıyordu. Üç ay acı içinde zindan da geçen acı dolu günlerini anımsıyordu. Sara ARKADYUS'UN büyüsünün etkisine girmiş geçmiş ile gelecek karışmış Sara'nın hayatını mahvediyordu. Ah canım yanıyor diye bağırdı Sara. Ebe şifacı geldiğinde üzülmeyin kraliçem doğumdan sonra hiçbir acınız kalmayacak ama çok fazla kanamanız var dedi. PANAS ebeye bağırarak sen işini yap ve prensi kurtar çenen değil elin çalışsın şifacı dedi. Peki ama bu kanama ve kraliçenin ağrıları hayatını riske atıyor efendim doğum zorlaşıyor dedi. Şuh bir kahkaha atarken önemli değil sen sadece prensi kurtarmaya bak dedi. Sara acıdan kıvranırken cadı HEXA'YI çağırın ve kehanet taşı için büyüyü başlatsın prens doğmak üzere dedi. HEXA gelmez o benim yanımda dedi Sara acı çığlıklar atarak. Bize yerini kim söyledi sanıyorsun salak kraliçe dedi APOL. Sara tekrar bir çığlık atarak olamaz diye haykırdı. Şifacı kraliçem lütfen ıkınıp hızlıca prensi bırakın yoksa ikiniz de öleceksiniz çok kan kaybediyorsunuz dedi. Sara anlamlandıramadığı olanlar ile çocuğu doğsa da doğmasa da ölecek ama belki doğduktan sonra kurtarabilirim düşüncesi ile son takatini prensi dünyaya getirmek için harcıyordu. Zorla da olsa ıkınıyordu çığlık çığlığa canı yanıyordu ama bebeğini yaşatacaktı ona ne olacağı umurunda değildi ama bebeği doğacak bu kehaneti kıracaktı. En sonunda son kez son gücü ile ıkınarak prensi doğurdu. Ebe şifacının elinde ağladığını ve beze sardığını görmüştü en son ebe ona getirmek isterken PANAS o benim diyerek elinden aldığını görüp bayıldı.

KRALİÇENİN KEHANETİ LOTUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin