Ertesi gün herkes dikkatli bir şekilde Sara'nın güvenliği için bütün önlemleri aldılar. Hep beraber kahvaltı etmek için indiklerinde masa da herkes onları bekliyordu. Donna da yerini almıştı.
Sara'ya bakışları insanı buz tutturacak derecedeydi. Karen çekindiklerini fark ettiğinde günaydın Kraliçe masamıza şeref verdiniz dedi.
Size de günaydın diyerek Sara ve muhafızları masadaki yerlerini aldılar.
Korkmanıza gerek yok Kraliçe Donna bana söz verdi size dokunmayacak değil mi? diyerek Donna'ya baktı. Evet Kraliçe ablama söz verdim burada misafirliğiniz son bulana dek size dokunmayacağım emin olabilirsiniz.
Sara'nın bir nebze de olsa içi rahatlamıştı. Artık biraz da olsa huzurla kahvaltısını edebilirdi.
Kraliçe kızım Karen bu durumu hallettiğine göre benim size bir şey söylemem lazım.
Buyurun Kraliçe Carol sizi dinliyorum.
Bugün halkım sizi görmek tanışmak için huzuruna çıkmak istiyor. Geldiğinizi öğrendiklerinden bu yana hepsi çok heyecanlı. Sizi merak ediyorlar. Bu kadar gücü taşıyan ve kapıdan geçebilecek kişiyi tanımak istiyorlar.
Tabi eğer sizin izniniz olursa ve sizin için bir sakıncası yoksa.
Sara kahinlere bakarak olumsuz bir cevap alıp almayacağına baktıktan sonra Carol'e dönerek hayır yok dedi. Ne zaman isterler ise onlar ile görüşebilirim.
Toprak araya girerek, tabi tehlike eden bir durum arz etmeyecekse dedi.
Kral ve Kraliçe dahil olmak üzere herkes ne demek istediğini çok net anlamıştı. Toprağın bir Donna meselesi daha yaşamak istemediği gözle görülebilir bir gerçekti. Endişelerinde haklıydı da.
Merak etmeyin muhafız Kraliçe'nin hayatını tehlikeye atacak en ufak bir olay dahi yaşanmayacak.
Herkes olacakların düşüncesi ile kahvaltısını ettikten sonra gezmek için sarayın bahçesine çıkacaktı. Sara ise aklına gelen ile duraksayarak Kraliçe Carol'e döndü.
Kraliçe Carol müsaade ederseniz size bir soru sormak istiyorum.
Buyurun Kraliçe Sara sizi dinliyorum. Sara etrafına bakarak yalnız olabilir ise memnun olurum dedi.
Herkes çıktıktan sonra Victoria orada kalmıştı. Lütfen Victoria sen de çıkar mısın? Ama... Hayır Victoria lütfen rica ediyorum. Victoria Sara'nın sözü üzerine dışarıya çıkarak kapıyı iyice kapattı.
Buyurun Kraliçe sizi dinliyorum sorunuz nedir? Ben size acı kalesinin yerini sormak istiyorum. Acı kalesi mi? Siz orayı ne yapacaksınız Kraliçe.
Evet acı kalesi tam olarak yerini ve hikayesini dinlemek istiyorum sizden.
Benimle gelin diyerek pencerenin önüne geçti Carol. Sara da onu takip ederek yanına gitti.
Şu büyük dağı görüyor musunuz? Evet görüyorum. İşte acı kalesi yüce acı dağının eteğindeki acı ormanının içinde. Çok uzun yıllardır kimse uğramaz o bölgeye.
Neden? peki.
O yüce dağa ve ormana ayak basan herkes acısı ile yüzleşir. Yaptıklarının bedelini ödemek için girerler oraya. Yaptığın kötülüğün bedelini ödersin. Kötülüğün bedeli ne kadar büyük ise o kadar acı çeker ve acın dinene dek orada kalırsın. Bu yüzden oraya girmek tehlikelidir zaten kimse bu yüzden kötülük yapmaya yeltenmez bile.
Hikayesi nedir? peki.
Buzlar ülkesinde ilk oluşan ve buranın buz tutmasını sağlayan yüce dağ. Asırlar öncesin de bu köye iki kötü ruh gelmiş. İki ruh iki beden olarak herkes onların kötülüğünden yakınırmış. Bir gün iki ruh tek beden olmuş ve kötülükleri daha da katlanılmaz hale gelmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇENİN KEHANETİ LOTUS
FantasíaGeceyle gündüzün tam ortasında soğuk bir kış gününde bir prenses geldi dünyaya. Lakin sevgili prensesin kaderi yüzyıllar öncesinden belliydi. Kaderinde savaş kan ve ölüm vardı. Sara bu savaşın kehanet ile can bulmuş haliydi.