Geceyle gündüzün tam ortasında soğuk bir kış gününde bir prenses geldi dünyaya.
Lakin sevgili prensesin kaderi yüzyıllar öncesinden belliydi.
Kaderinde savaş kan ve ölüm vardı.
Sara bu savaşın kehanet ile can bulmuş haliydi.
Efendim kraliçe Sara neden uyanmadı dedi MİA. Gücünün hepsini kullanınca yorgun düştü MİA ama kendini toparlayınca uyanır. Peki efendim benden bir isteğiniz var mı? Uyandığında güçsüz hissedecek bu yüzden ona yiyecek bir şeyler ve süt getirir misin? Peki efendim. Simurg Kraliçesi bir süre daha bekledikten sonra kendini toparlayamayacağını düşündüğü için ellerini üzerinde gezdirerek büyü yapıp onu rahatlatmaya başladı. Bir süre sonra Sara rahatlamış bir şekilde gözlerini araladı.
Sara iyi misin? Evet, iyiyim SYBIL ama bana ne oldu? Hatırlamıyor musun? olanları diye sordu SYBIL. Kafam çok karışık çok güçsüz hissediyorum bana ne oldu? Vadiye gitmiştik ben orada sana gelecek büyüsü yaptım. Sende onun acısının verdiği güç ile dört elementi birleştirdin Sara. Ne yaptım ne? diyerek Sara hızla yattığı yerden doğruldu.
Efendim yiyecekleri ve sütü getirdim diyerek odaya MİA girdi. Masanın üzerine bırakıp çıkabilirsin MİA. Peki efendim diyerek selam verdi ve odadan çıktı.
Ben neden olanları hatırlamıyorum peki SYBIL. Çok güçsüz düştün ve elementi birleştirdikten sonra bayıldın. Bende seni alıp saraya geldim dedi. Kafamın içi o kadar boş ki hatırlayamıyorum SYBIL. Tamam anlaşıldı sen büyünün etkisinde kalmışsın bu yüzden hatırlamıyorsun ben şimdi halledeceğim sen merak etme Sara. SYBIL elini kaldırarak etrafında döndürdü ve AZUL RECUERDA dedi. Biraz bekledikten sonra şimdi nasılsın Sara diye sordu. Şimdi hatırlıyorum olanları dedi Sara. Canın yanıyor mu peki? İlk birleşimde canın çok yanar. Senin bana yaptığın büyü element birleşiminden daha çok canımı yaktı SYBIL.
SYBIL üzgün bir şekilde özür diledi. Bunu element bekçileri ile yapman çok uzun sürerdi ama benim sana gitmeden önce anlatmam gerekenler vardı Sara. Hem senin hem oğlun için bir adım daha güç kazanman lazımdı Sara. Bana ne anlatacaksın? SYBIL. Önce bir şeyler ye gücünü topla üzerini değiştir aşağıda bekliyorum. Dolapta seçili bir kıyafet var tören için giymen gerekiyor diyerek SYBIL aşağı indi.
Aradan bir süre geçtikten sonra Sara yemeğini yedi ve sonra sütünü içti. Sonra anlatacaklarını merak ettiği için dolaba yöneldi. Dolapta seçilmiş kıyafet olduğunu anladığı elbiseyi ve ayakkabısını giydi. Odadan çıkıp yavaşça merdivenleri indi. SYBIL oturmuş onu bekliyordu.
Yanına doğru ilerleyip karşısındaki boş koltuğa oturdu. Evet daha iyiyim ve anlatacaklarını merak ediyorum SYBIL. Hoş geldin Sara. Sana anlatacaklarım bu işin nasıl başladığı ve nasıl biteceği. O ne demek? Bir yıldız perisi nasıl dört elementi de kullanabiliyor onu anlatacağım. Biliyor musun? Dedi Sara merakla. Evet biliyorum diyerek başını salladı SYBIL. Anlatır mısın? Dedi Sara. SYBIL başını sallayarak anlatmaya başladı.
"Hem insanların, hem tanrıların gözünde dayanılmaz bir çekiciliğe sahip olan FREYA aşk ve bereket tanrıçasıdır. FREYA'NIN bahsedilen bu muhteşem güzelliğinin sebeplerinden biri de Brisingamen adlı kolyesidir. Brisingamen kolyesi doğanın dört elementini temsil eden hava, su, toprak ve ateş isimli dört cüce tarafından yapılmıştır. FREYA kolyeyi görür görmez vurulur ve ona sahip olmak ister. Bunun için cücelere gerdanlık karşılığında altın teklif eder. Fakat cüceler FREYA'NIN bu teklifini geri çevirirler. Ama bu gerdanlık karşılığında başka bir şey isterler. Eğer bir günlüğüne kendileri ile birlikte olursa kolyeyi ona verebileceklerini söylerler. FREYA gerdanlık uğruna her şeyi yapmaya hazırdır zaten. FREYA'NIN ruhu dört elementin yaşamsal enerjisi ile bütünleşir ve güzeller güzeli FREYA'NIN uğruna ölmeyi göze aldığı kolyesinin büyüsü ona bir lanet olarak geri döner.
Nasıl yani? Dinle Sara sadece dinle.
FREYA o gece bir yasağı çiğnemiş ve cüceler ile birlikte olup hamile kalmıştır. Bu öğrenildiği zaman FREYA Asgard'dan kovulmuş. Ceza olarak da ruh tanrısı HEL çocukta birleşen cücelerin enerjisini alıp bir kız çocuğunun ruhu ile bütünleştirmiş. Ama FREYA bunu hiç bilmemiş. Doğacak kızı ERİS'İ element kraliçesi olarak yetiştirmiş. Öğrendiği zaman FREYA da ERİS de deliye döndü.
Bugün sen beşinci elementi oluşturduğunda bir sürü doğa olayı yaşandı ben hepsini kontrol altına aldım herkes iyi ve güvende. Ama sen değilsin Sara. Bana ne olacak diye sordu korku ile. Korkma kızım sana bir şey olmayacak. Çünkü benim sana anlatacaklarım seni kurtaracak. Yarın Asgard'a gidip taç giyme törenin yapılacak ve herkes sana minnetini sunmak için hediyeler verecek. Buna ERİS ve FREYA da dahil. Ama unutma artık ölümünü bekleyen sadece APOL ve PANAS değil FREYA ve ERİS de var.
Benim ölmem onların ne işine yarayacak ki? SYBIL. Sen ölürsen ERİS güçlerine kavuşacak Sara. Sen nasıl olduğunu sormadan ben anlatayım. ERİS gücün asıl sahibi olduğu için ölümün gücünü ona iade edecektir. HEL cücelerin enerjisini alıp seninle bütünleştirirken bu büyüye bir kilit sözcük koymuş. Sadece eğer sen ölürsen güç sahibine geri dönecek diye. Anladım SYBIL sağ ol ERİS'E dikkat ederim. Sen dikkat et yine ama daha taç takma töreninde bir planı var Sara. Planını biliyor musun? Sana zehirli bir kolye hediye edecek diyerek parmaklarını oynattı ve bir kolye göründü. İşte sana bu kolyeyi hediye edecek. Bu mavi taş zehirli ve sen daha boynuna takar takmaz öleceksin. Kimsenin aklına ölüm sebebinin kolye olduğu gelmeyecektir. İyi ki söyledin SYBIL yoksa ben bu kolyeyi takardım. Yine takacaksın Sara. Zehirli kolyeyi neden takacağım ölmemi senin de istediğini bilmiyordum SYBIL.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sara senin ölmeni istesem buradan çıkarmam. E peki neden zehirli kolyeyi takmamı istiyorsun? Çünkü o kolye sana bir şey yapmaz. Nasıl yapmaz? Sen ölümün sırrını biliyorsun artık bu kolye seni öldüremez. Yani beni öldüremez dedi Sara onay beklercesine SYBIL'A bakarak.
SYBIL, Sara'nın sorduğu soru karşısında zorlanmıştı nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Bir süre bekledikten sonra cevap vermeye karar verdi. Aslında seni öldürebileceği bir yol var Sara. Sara şaşkın bir şekilde bakarak hani ben ölümün sırrını bildiğim için bir şey olmazdı dedi.
Aslında olmaması gerekirdi ama bu kehanet taşı kırılana kadar seni büyüsünün etkisine alıyor diye cevapladı SYBIL. Tabi bir de Asgard büyüleri var. Sana yarın bir taç takacaklar taşlarla süslenmiş incilerle bezenmiş en değerli altınlardan yapılan ve dört elementin gücünün birleştiği bir taç. Bu taç Asgard büyüsü ile senin için özel yapılmış bir taç. Ama tacın bir özelliği var Sara. En tepedeki beş elementi simgeleyen beş taş seni Asgard da öldürebilecekleri ölümün sırrından yapılmış taşlardır. Beş taş birleştiğinde ölümün sırrı ortaya çıkar ve seni o taşın büyüsü ile öldürebilirler.
Peki ben o tacı takacak mıyım? SYBIL.
Takmak zorundasın eğer takmazsan seni isyankarlık ile suçlarlar ve yine onların istedikleri olur. Onlar tacın bu özelliğini bilmiyor. Ama bu demek değil ki asla öğrenmeyecekler. ERİS ve FREYA bunu er ya da geç öğrenir ve senin için kullanırlar. Peki benim bundan kurtulma şansım var mı? SYBIL. Elbette var benim güzel iyilik perim. Eğer onlardan önce tacı sahibine mühürlersen o taşı senin için kullanamazlar.
Nasıl yapacağımı bilmiyorum diyerek derin bir nefes aldı Sara. SYBIL elini Sara'nın sırtında gezdirerek üzülme basit bir sahibine sadakat büyüsü yapacaksın dedi.
İnstagram: maviates95 ggunesgultepe
Evet Sara uyanmadan önceki son bölüm. Sizi seviyorum öpüldünüz keyifli okumalar beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 😍😍😘😘
