KUTSAL IŞIĞIN BEKÇİSİ

101 4 0
                                    

Multimedya da: Kutsal ışığın bekçisi.

3 gün sonra.

Victoria büyük bir şaşkınlık ile koşarak Tanrıça HERA'NIN yanına koştu. Herkes onun taht odasında olanlara bir cevap bulmaya çalışıyordu. Abi Tanrıçam size önemli bir haberim var dedi soluk soluğa. Ne oldu güzelim ne bu halin o iyi mi? Yoksa taşın parlaması mı söndü. Abi lotus, abi lotus diyordu sadece. Güzelim sakin ol nefes al ondan sonra konuş tamam biz buradayız dedi.

Aradan üç gün geçmişti. Victoria her gün yaptığı gibi ilk önce kahvaltısını yapıp gece nöbet tutan kişiyi gönderip onun yerine Sara'nın başını bekliyordu. Aradan üç gün geçmesine rağmen taştaki parıltı onlar için bir umut ışığıydı. Sara onlar için aralarındaki sevgi için savaşıyordu. Yine gördüğü parıltı bugün de savaştığını gösteriyordu ama bu sefer herkesi şaşırtan daha farklı bir şey vardı. Victoria gördüğünü hayal sandığı için gözlerini ovuşturdu açtı kapadı hatta yıkadı ama hala aynı şeyi görüyordu. Bu Sara'nın dövmesinin aynısıydı Lotus çiçeği ama canlıydı kokusunu bile alabiliyordu. Bu nasıl olur diye düşündü. Hatta ilk önce biri getirip takmıştır diye düşündü ama sonra aklına o çiçeğin sadece dünya da yetiştiği geldi. Bu nasıl olur diye kolyeyi çıkarıp abisine göstermek istedi ama bir türlü çıkmıyordu sanki boynuna yapışmış gibiydi. Hemen gidip abisine anlatması gerekiyordu.

Olanları düşündü ve sakinleşip Toprağa anlatmaya başladı. Abi her sabah olduğu gibi kahvaltıdan sonra Sara'nın odasına gittim. Evet güzelim anladım biliyorum. Bu sabah bir farklılık vardı. Taş ona bir şey mi oldu canım. Hayır abi taş yerinde parlamaya devam ediyor. Sorun lotus. Nasıl yani o nasıl bir sorun olabilir ki. Herkes merak içinde Victoria'nın ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. Sara'nın boynunda canlı bir lotus kolyesi var. Nasıl, nasıl olur bu? Rüya falan olmasın güzelim. Abi bende ilk önce öyle sandım ama değil koştum direk buraya geldim. Kolyeyi çıkarmak istedim hatta ama kolye çıkmıyor sanki boynuna yapışmış gibi. Olamaz ya nasıl olur bu? Gelin bakın bende anlamadım bu yüzden başına muhafız dikip buraya geldim. Tamam gidip bir de hep beraber bakalım.

Hep beraber odaya daldıklarında ilk önce başında muhafız aynı güzellikte uyuyan Sara'ya baktılar. Daha sonra toprak yaklaşarak boynundaki kolyeyi inceledi. Canlı kokuyor ama çıkmıyor bu nasıl olur dedi. Bilsem sana gelmezdim abi. Bu çiçek burada olan bir şey olsa sen yaptın diye düşünürdüm ama yok işte tuhaf olan da burası işte. Bu lotus çiçeği de ne bana da söyleyin dedi Tanrıça HERA. Efendim bu Sara'nın taşıdığı kehanetin simgesi ama burada bu çiçek yetişmiyor. Sadece dünya da olduğu için kimse de gidip şu an dünyadan bunu getiremez. Peki bu ne demek bileniniz yok mu dedi tanrıça. Hayır efendim biz bunun ne olduğunu bile önce kutsal ışık sonra da abimin gidip dünyadan öğrendiği bilgi sayesinde öğrendik. Peki yine kutsal ışığa sorsanız ya da cadıya. Cadı ya soralım olmazsa kutsal ışığı çağırırız.

---

Cadı geldiğinde herkes fikir üretiyordu. Beni neden çağırdınız odanıza kitaplarınıza yaklaştırmıyorsunuz. Hatta iki gündür Sara'ya bile. Kes sesini dinle cadı. Dinliyorum tanrıçam. Yaklaş Sara'nın boynuna bak. Kolyesi güzel canlı galiba bunu sormak için mi çağırdınız? Dikkatli bak cadı elimde kalacaksın dedi Toprak. Toprak sakin ol sadece bunu istiyorum dedi HERA. Victoria abisine yaklaşarak koluna girip sakin ol abi dinle sadece. Bu kehanetin çiçeği. Sen nereden biliyorsun demeyeceğim her haltın içindesin dedi Toprak. Toprak diyen uyarıcı bakışı ile HERA devam et sen cadı dedi. Bu sadece dünya da yetişir ama burada ne işi var. Kafasını tanrıçaya çevirerek siz de bunu merak ediyorsunuz beni ondan çağırdınız dedi. Evet uzatma da konuş dedi Melis. Sessiz muhafız sen neden böyle kızgınsın. Bak iki gün önce yeterince canımızı sıktın daha fazla uzatma konuş dedi HERA.

KRALİÇENİN KEHANETİ LOTUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin