Deniz'den
"Şey...Gülümser Teyze beni aradı da,yemekte biber dolması varmış?" Gözlerini kaçırmıştı hemen bunu söyledikten sonra.
"Gel,hoş geldin." Diyerek kapıyı açtım gülümseyerek.O da hafifçe tebessüm etti ve ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Ona terlik vermek için vestiyere uzandım. Yeni barıştığımız zamanlarda,yani annemi kaybetmeden önceki hafta Güloş'la pazarda gezerken bir çift panduf görmüştüm.Böyle kulakları olan,aşırı tatlı bir şeydi.
O kadar hoşuma gitmiştim ki,adamın bütün deposunu açtırıp 44 numarasını buldurmuştum. Emir'e ve kendime almıştım. Emir'e gösterdiğimdeki sözleri kulağımda çınlayınca hınzır bir gülümseme yer edindi dudaklarımda.
"Bu ne?Giymem kızım ben bunu!" Yüzünü buruşturmuştu. "Mor lan bu!" Demişti iğrenerek.
Gözlerime onun pandufları çarpmıştı vestiyere eğildim sırada.Beğenmediği için ona vermemiş bizim eve koymuştum. Bir kaç hafta önce olsa sanırım giymesi için zorlamazdım ama madem eski Deniz'i istiyordu...
Aldığı siyah terlikleri sırıtarak elinden aldım.Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
Aynısı şu an ayağımda olan pandufları Emir'e uzatıp şirince gülümsedim. "Bunları giy." Emir'in gülüşü solarken yüzü buruşmuştu yine. "Deniz ben-" kaşlarımı kaldırarak asla dayanamayacağını bildiğim bakışımı attığımda söverek pandufları aldı ve sinirle giydi. Iğrenerek ayaklarına bakarken bir kahkaha patlattım.
Bana bir kaç saniye sinirle baksa da,sonra dayanamayıp o da gülmeye başlamıştı. Birlikte salona geçtik.
"Oo,kimleri görüyoruz?Siz bizi hatırlar mıy-" Can'ın cümlesi ayaklarımızı gördüğü anda kesilmişti ve gür bir kahkaha atmıştı. Emir bana sinirli bir bakış attıktan sonra gülmemek için kendini sıkan babam ve Güloş'la selamlaştı. Gidip Can'ın yanına oturdu ve hala haykırmakla meşgul olan Can'ı dürttü.
"Gülme lan!" Can bir kaç saniye sussa da,dayanamayıp tekrar gülmeye başlamıştı.
Zar zor sustukdan sonra,Emir ve babam sohbet etmeye başlamışlardı.Can bana kaş göz yaparak Emir'in yanına geçmemi istedi. 'Neden?' Dercesine başımı salladım. Cidden,hiç bir şey olmamış gibi mi davranacaktık?Pekâlâ. Telefonunu gözterdiğinde,anlayarak güldüm ve gidip Emir'in yanına oturdum. Emir bir kaç saniye bana baktıktan sonra babama bir şey anlatmaya devam etmişti.
Can telefonunun kamerasını ayarlayınca Emir'e yaklaşıp iki elimi hafifçe kaldırıp yumruk yaptım ve baş parmaklarımı kaldırıp 'onay' işareti verdim sırıtarak. Emir ne yaptığımızı anlayana kadar çoktan fotoğraf çekilmişti bile. Can gülerek diğer koltuğa atladı ve bir şeyler yapmaya başladı.
"Can,güzel kardeşim benim! İnşallah her hangi bir sosyal medyada düşmez o benim karşıma." Dedi Emir'in,babama olan saygısından sustuğunu anlayabiliyordum.Can da bunu biliyor olacak ki haince sırıtıyordu.
Bense...Şey, Emir'in kokusu bu kadar yakınımdayken ve deli gibi özlemişken başka bir şeye odaklanamıyordum.
Can'ın İnstagramda paylaşacağını bildiğimden telefonumu açıp uygulamaya girdim.Tahmin ettiğim gibi hikayeye atmıştı. Üzerine de, 'Delikanlı olunmaz,delikanlı doğulur." Yazmıştı ve benle Emir'i etiketlemişti.Gülerek Emir'e baktım.Anlamış olacak ki,Can'a kötü kötü baktıktan sonra babama döndü.
"Sen ne diyordun Gökhan Abi?" Babam da güldükten sonra Emir'e baktı.
"Senden önemli bir şey isteyeceğim,Emir." Dedi. Konuşma benim de ilgimi çekmişti. Emir ciddileşti ve başını salladı. "Elimden geldiğince yaparım abi." Babam gülümsedi. "Ona ne şüphe?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEPLASMAN • tamamlandı
Teen FictionKendi halinde futbolu takip eden ve okulunun futbol takımında amatör top oynayan, arkadaşlarıyla Playstation kafede zaman öldüren sıradan olduğuna kendini inandırmış bir kız ve Göztepe'nin forveti, hayatını futboluna adamış, yalnız bir futbolcunun h...