multideki gelinliği bizim kızın gelinliği olarak hayal edebilirsiniz.
Hadi satır aralarında buluşalım, keyifli okumalar♥️
🦅
☆☆☆
"Sırada üniversitemizin fenomen futbolcusu. Hem Youtuber,hem Beşiktaş'ın dişi kartalı, hem de Emir Berkan'ın biricik sevdiceği Deniz Bucak var!" Yerimden kalkıp sahneye çıkarken kahkaha attım. Şerefsiz Furkan, çok güzel tanıtmıştı beni. Başımda kayıp duran kepi düzelttim ve diplomamı almak üzere kürsüye çıktım. Bölüm hocam elinde sarılmış bir kağıtla beni bekliyordu. Kalbim ağzıma gelirken diplomamı aldım ve hocama sarıldım.
Diploma alan diğer arkadaşlarımın arasına karışırken hemen Fiko'yu buldu gözlerim. Diplomamı gözünün önünde salladım. "Bitti lan,vallaha bitti!" Fiko da kendi diplomasına kutsal bir şeymiş gibi bakıyordu. "Mezun olduk laan!"
Fiko da benimle birlikte Marmara'yı kazanmıştı. Onu hatırlıyor musunuz? Lisedeyken aynı futbol takımındaydık, kaleciydi o.
Üniversitedeki en yakın arkadaşlarımdan biri Furkan,herkesi çağırdıktan sonra bölümdeki herkes kep atmaya hazır bir şekilde bekliyorduk. Geri sayım yapıldı ve kepler atıldı. Havada süzülen kepime gülümseyerek baktım. Emir'e kavuşma anahtarımdı o benim. Beşiktaş'ıma daha yararlı olabilecektim artık. Okul bitmişti, artık büyüyorum.
Rastgele bir kepi yakalayıp Fiko ve Furkan'a sarıldım. Ardından Furkan'ın sevgilisi Alya'ya sarıldım. Kampüsteki herkes beni tanısa da ben sadece bir kaç kişiyle arkadaş olmuştum zaten. O yüzden onlarla fazla uğraşmadan koşa koşa ailemi buldum. Babama doğru koşarken bir elimde kepim bir elimde diplomam vardı.
"Kızın artık mezun baba!" Spor ayakkabılarımın da verdiği rahatlıkla zıplayıp babama sarıldım sıkı sıkı. Babam güldü ve sarılıp indirdi beni. "Aferin kerata," dedi. Ona alttan bir bakış atıp Emir'e baktım. Güzel bir gülümsemeyle bakıyordu gözüme.
"Ee Emir Berkan, artık başına daha da belayım! Ne düşünüyorsun?" Yaramaz bir gülüş atınca Emir kahkaha attı ve kolumdan tutup kendine çekti, sarıldı sıkı sıkı. Başımı göğsüne yaslayıp derin bir nefes aldım.
"Kızım sen bela olsan ne olur? Senin getirdiğin belaya bile minnettarım ben." Kulağıma fısıldayıp saçımı öpünce gülüp yanağını öptüm ve ayrıldım ondan. Düşürmüştü yine aptal herif.
Güloş'uma, Can'a ve Çisem'e de sıkı sıkı sarıldıktan sonra ayrıldık okuldan. Daha gelip gideceğim için hocalarımla falan vedalaşmamıştım.
Emir arabayı eve doğru sürerken başımı babam ve Emir'in ortasından çıkarıp diplomamı salladım. "Ee aldım ben diplomayı. Ne olacak şimdi?"
Babam güldü ve diplomamı alıp inceledi.
"Kızım ne olacak? Bir hafta sonra evleniyorsun işte daha ne?" Babam homurdanarak arkasına yaslandı. Onun bu kıskanç tavırlarına gülüp uzandım ve yanağını öptüm.
Babam haklıydı. Aylardır hazırlık yapıyorduk ve canımız çıkmıştı resmen. Gelinlikti, düğün yeriydi falan kafamız patlamıştı resmen. Evlilik hazırlığı süresince Emir'le kaç sefer ayrılıp barışmıştık hatırlamıyordum. Babamla bile tartışmıştık. Ama en büyük tartışmamız Emir'in ailesiyleydi. Olaylardan sonra bir kaç sefer onların yanına gitmeye yeltenmiştik. En sonunda babası kovmaktan beter etmişti bizi ve evlilik hazırlıklarına ellerini asla sürmemişlerdi. Onlar küsünce Emir'in diğer akrabaları da çekilmişlerdi. Normalde teyzesi bizimle olacaktı. Ama Tuğba Abla istememiş sanırım, bir anda tüm iletişimini kesmişti. Ailesi yüzünden yalnız hissettiğini biliyordum. Bu yüzden onun ailesi olmak için çabalıyorum. Anne-babası yerine beni ailesi bilsin istiyordum. Çünkü ben ona kıyamazdım. Ben onu üzemezdim. Tartışıp ayrılsak bile en fazla bir saat sonra yanına gidip sarılıyordum. Haklı olsam bile. Çünkü o bunu hak ediyordu. Ailesinin ondan kestiği tüm sevgiye yetmeye çalışıyordum. Bu pek mümkün olmuyordu tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEPLASMAN • tamamlandı
Teen FictionKendi halinde futbolu takip eden ve okulunun futbol takımında amatör top oynayan, arkadaşlarıyla Playstation kafede zaman öldüren sıradan olduğuna kendini inandırmış bir kız ve Göztepe'nin forveti, hayatını futboluna adamış, yalnız bir futbolcunun h...