Bölüm ☆56☆ Hi Youtube

11.1K 664 65
                                    

 keyifli okumalarrr💖

🦅

  ☆☆☆

2 ay sonra;

  "Kola almaya gidiyorum, sen de istiyor musun bir şey?" Diyerek ayaklandım ve dakikalardır açılmayan ÖSYM ekranına umutsuz bir bakış attım. Emir de yorgun gözlerini ekrandan çekip bana baktı ve başını salladı. "Bana da kola getirir misin?"

  Onu cevaplamadan mutfağa gittim ve iki koca bardak buzlu kola hazırladım. Ağustosun ortalarında olmamıza rağmen hava hala çok sıcaktı ve hala üniversiteler açıklanmamıştı. ÖSYM reyiz açıkladı aslında ama biz giremiyorduk sayfaya. Bir saat önce duyurmuşlardı ve herkes çullanınca sayfa çökmüştü haliyle.

  Ben zaten tercihlerime üniversitelerin spor bölümlerini yazmıştım. Puanım azdı zaten,ya açıktan okuyacaktım ya da beden eğitimi okuyacaktım.

  Geçen iki ayda değişen pek bir şey olmamıştı açıkçası. Emir'le daha iyiydik. Çok şükür. Eskisi gibi olmuştuk. Can annesinin yanındaydı. Onlarla sık sık konuşuyorduk, Gülümser Teyze'nin ameliyatı başarılı geçmişti ve en kısa zamanda Türkiye'ye döneceklerdi. Annesi yüzünden Çisem'le de birleşememişti Can. Aslında Can itiraf etmişti sanırım ama Çisem hala bir şey söylemiyordu. Can, Çisem'in onu yıllardır sevdiğini öğrenince ne tepki verecekti acaba?

  Neco ve Sema da flört gibilerdi ve bu baya şaşırtmıştı beni. Sema'nın kardeşi tedavi görüyordu, Necip de bu süreçte sürekli onun yanındaydı.

  Ozzy iyiydi, toparlanıyordu ama sanki futbolu kötüye gidiyor gibiydi. Bunu antrenmanda fark etmiştim. Benim takım arkadaşım Esra'yla iyi bir ilişkileri vardı. Fakat ben Özge'yi kolay kolay atlatıp Esra'yla sağlıklı bir ilişkiye başlayabileceğini düşünmüyordum.

  Kolaları alıp salona gittiğimde Emir şok içinde ekrana bakıyordu.

  Siktir,açıklanmış mıydı?

  "Ne oldu?" Diye sordum elimdeki bardakları masaya bırakırken. Emir kocaman gülümsedi ve bana sıkıca sarıldı.

  "Başarmışsın!"

  Ne?

  Emir benden ayrıldığında ben hala şaşkındım. "Hangi okul?" Bilgisayarı bana çevirdiğinde orda yazan isimle kısa süreli kal gelmişti bana.

  Marmara Üniversitesi, Spor Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi

  "Ay Emir ben nasıl kazandım burayı?" Deyince Emir güldü ve önüme gelen saçlarımı geriye attı.

  "Valla ben de şaşırdım," dedi ve güldü. Ben de gülerek gözlerimi devirdim.
 
  "Şimdi ben artık-" cümlemi bölen şey kapının ziliydi. Emir kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Birini mi bekliyorduk?"
  
   "Yoo," diyerek kalktım yerimden. Emir de peşimden geliyordu.

  Kapıyı açtığımda,gördüğüm görüntüyle büyük çaplı bir kal gelmişti bana.
 
  Güloş... Gülümser Teyze... Nasıl lan?

  "Ne?" Gülümser Teyze babamın kolundan destek alıp bana adım attığında elim ayağım boşalmıştı resmen. Şok içinde arkaya doğru sendelediğimde sırtım bir şeye çarptı. Şey, Emir olmalıydı.

  "Emir, ben bugün şoka girme kotamı doldurmadım mı lan? Lütfen halisülasyon görüyorsun de." Diye mırıldanarak Emir'e baktım. Ağzı 'o' şeklini almış Güloş'a bakıyordu.

  "O zaman ikimiz de aynı şeyi görmezdik,aptal." Dedi.

  Mantıklıydı. Aşırı mantıklı.

DEPLASMAN • tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin