multi: Dağhan ve Didem (ÇOK TATLILAR AQQ)
multi: Can Bonomo-Resmini Görünce (bölümde geçiyor,zaten geçtiği yere de bırakırım.)
Keyifli okumalarr💕
🦅
☆☆☆
Deniz'den
Hayatımız bir çeşit futbol maçına benzer aslında.Ani düşüşler, ani yükselişler; hatalı paslar, hak edilmeyen goller, ağır sakatlıklar... En iyisi olduğunuz halde kaybetme ihtimaliniz olduğu gibi, en berbat takım olsanız bile kazanma ihtimaliniz olduğu ucu belli olmayan bir spordur futbol.
Bizim de hayatımız boyunca hak edilmeyen goller yediğimiz,ağır sakatlıklar geçirdiğimiz dönemler olurdu elbette. Önemli olan bu sorunlardan alnımızın akıyla çıkıp,gerekirse hakemi bile yenebilmektir.
Benim de şu an amacım buydu. Sevdiğim adama,onun kollarına kavuşabilmek için gerekirse kaderi bile ayaklarımın altına alıp geçmeye hazırdım. Ağır sakatlıklarımı atlatma vaktim gelmişti. Yanlış kararlar sonucu,yediğim o aptal gollerin üzerine yeni goller atıp namağlup çıkmam gerekiyordu ve bunu maç bitmeden yapmalıydım.
"Burdan nereye döneceğiz kanka?" Diye soran Doğan'a baktım. Sağolsunlar beni kırmamışlar ve benimle İzmir'e kadar gelmişlerdi. Tabii bunu yaz sezonu çoktan açıldığı ve etrafta çok fazla kız olduğu için de yapmış olabilirlerdi. Bunu Atakan açık açık söylemişti,evet.
"Sola dön, sonra da biraz ilerleyeceğiz ve depo orada kanka."
Formamı çekmiş tam da Emir'in istediği gibi ona gidiyordum.
Kararan havaya gülümsedim. Zaten biz onunla hiç gündüz vakti maç yapmazdık ki.
Sonunda Dağhan'ın evinin önüne geldiğimizde Doğan arabayı durdurdu. Doğan ve Atakan'a sarıldıktan sonra indim arabadan. Deniz kokusunu içime çeke çeke yürüdüm. Belki biraz heyecanım azalırdı.
Emir Dağhan'daydı,daha az önce konuşmuştuk.Ona bir şey çaktırmayacağım diye ölmüştüm resmen.Hala anlayıp anlamadığından emin değildim.
Deponun önüne gelince kapıyı çalmaya başladım.
Kapıyı açan Didem'di. Şu Doktor olan hani,Dağhan'ın yeni sevgilisiydi artık. Buna sevinmiştim açıkçası. Çok iyi bir kızdı.
"Deniz!?" Didem şaşkınlıkla çığırdığında elimi alnıma geçirdim. Sürprizimin içine sıçmış bulunuyordu arkadaş.
"Sıçtın Didem,sağol." Diye homurdandığımda çoktan içeriden sesler gelmeye başlamıştı bile. "Deniz mi!?" Emir'in sesinin ardından paldır küldür ayak sesleri geliyordu.
"Oğlum yavaş lan!" Bir kırılma sesi geldi Dağhan'ın sesinin arasında. "Ağzına sıçayım Emir,o Hulk'a kaç para verdim haberin var mı!?"
Ben gülerken Emir çoktan kapının önüne gelmişti bile. Kalbim kaburgalarımı döverken,o şaşkınlıkla bana bakıyordu. Didem sırıtarak içeri girdiğinde baş başa kalmıştık.
Alttan alttan gülümsedim. Ne tepki verecekti acaba?Hatırlayacak mıydı?
Bana, barışmak istediğimde üzerimde Beşiktaş formamla ona gitmemi istemişti.
Ben de öyle yapmıştım.
Biraz yüzüme baktıktan sonra gözleri formamda gezindi. Tam o an,gözlerinin parladığına şahit oldum. Heyecanla güldüğünde, ben de güldüm.
"Ben geldim,Emir."
"Biraz daha bekletsen hiç bir şeyi umursamayıp ben gelecektim zaten." Dedi sıkıntıyla. "Seni özledim...Beşiktaş kadar çok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEPLASMAN • tamamlandı
Teen FictionKendi halinde futbolu takip eden ve okulunun futbol takımında amatör top oynayan, arkadaşlarıyla Playstation kafede zaman öldüren sıradan olduğuna kendini inandırmış bir kız ve Göztepe'nin forveti, hayatını futboluna adamış, yalnız bir futbolcunun h...