Sellaaam.
Biraz hızlı yazdım bölümü,yanlışlarım varsa yorum atar mısınız?Düzenleyemedim de. Ehehehe.
Umarım beğenirsiniz,keyifli okumalarrr❣❣💕
🦅☆☆☆
#2 hafta sonra#
Özlemek.
Şu kısacık kelime,ne çok duygu barındırıyor içinde,değil mi?Biz insanlar bir çok şeyi özler ve acı duyarız aslında.Sevdiğimiz her şeyi özleriz.Ailemizi özleriz,sevgilimizi özleriz,tuttuğumuz takımın maçını özleriz...Bu böyle uzar giderdi.
Ben de bir çok insan gibi hayatım boyunca hep bir şeyleri özlemiştim.Babamı, Beşiktaş'ı,annemi,uykuyu...
Ama hayatımda ilk kez böylesine delice bir özlem duymamıştım.Hiç bir şeyi,hiç kimseyi Emir kadar özlememiştim.Beşiktaş'ım bile en fazla iki ay uzak kalıyordu benden.Ama o...Tamı tamına beş ay.
İşkence gibiydi!
Nasıl özlediysem artık,iki haftadır dibinden ayrılmasam da hasretimi giderememiş,ona doyamamıştım.Kalbim göğsüme büyük gelirken,iş geçirip gülümsedim.Yavaş ve sessiz adımlarla yatağında mışıl mışıl uyuyan Emir'in yanına gittim.Sabah kahvaltısı için onu uyandırmaya gelmiştim.Babam ve Can'a onu kabul ettirmek ve evlilik teklifini sindirmelerini sağlamak biraz zaman almıştı.Şu an hala soğuklardı ama yine de kahvaltıya çağırmamı istemişlerdi.
Gidip yanına oturdum ve sırtımı yatak başlığına dayayıp ayaklarımı uzattım.
"Emir," dedim yavaşça ve elimi yumuşacık saçlarına daldırdım. "Uyan hadi." Emir beni tınlamadı bile.Gülerek saçlarını çekiştirdim. "Uyansana mal!"
Emir zorlukla tek gözünü açıp bana baktı. "Neden öperek uyandırmıyorsun sen sevgilini ya?" Deyip homurdandı ve gözlerini tekrar kapattı ama bu kez yüzünde güzel bir gülümseme vardı.
"Bu da benim serseri serbest stilim,Kaptan.Yapacak bir şey yok." Dedim kıkırdayarak.Emir gözlerini açıp bana baktı yine. "Kıkırdama bak,tahrik oluyorum."
Gözlerimi devirip omzuna vurdum. "Dellendirme beni.Kalk hadi,babam seni kahvaltıya çağırdı." Emir anında başını kaldırırken,bu kez siyahlarında şaşkınlık vardı. "Gökhan Abi?Senin baban olan hem de?Beni mi çağırdı?"
"Evet.Sanırım ben gibi tüm aile bireyleri eski samimi yemeklerimizi özlüyorlar.Geçen akşam Gülümser Teyze biber dolmadı yaptı,hala buzlukta senin için saklıyor." Deyip güldüm.Emir'de içtenlikle gülüp başını dizlerime yaslayıp bana baktı.Uykudan uyandığında göz altları şiş ve yanakları kızarmış oluyordu.Onun en çok bu halini seviyordum.
"Peki...Can?"
"Affedecektir." Omuz silktim. "Ama birazcık rüşvet bu işi hızlandırır." Emir pis pis sırıttı. "FİFA 17 iş görür mü?"
"Sen ne diyorsun!?" Gülerek saçlarını karıştırdım. "Buna Can bile düşer,eminim." Dedim.Emir sadece sırıtmaya devam etmekle yetindi.Bir kaç dakika öyle mal mal birbirimize baktık ve ben onun saçlarıyla oynadım.
Odada bir Beşiktaş marşının duyulmasıyla Emir gözlerini devirmişti. "Kim arıyor?" Diye sordu.Telefonumu çıkarıp baktım. "Siktir!Babam arıyor!" Emir'in başının yatağa düşmesine izin verip ayağa kalktım. "Kalk,kalk!" Emir iç geçirerek ayağa kalktı ve homurdanarak paytak paytak banyosuna yürüdü.
"Bu sabahlıkta gerek vurdulu kırdılı,gerek aşklı meşkli uyandırılmamızın sonuna gelmiş bulunmaktayız.Sona ermesini sağlayan sayın müstakbel kayınpederime bol bol teşekkürlerimi iletiyorum." Deyip derin bir nefes verdi ve banyoya girdi.Gülerek kendimi yatağa bıraktım.Babama bir kaç dakikaya geleceğimizi söyledikten sonra telefonu kapatmıştım.Emir de o sırada banyodan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEPLASMAN • tamamlandı
Novela JuvenilKendi halinde futbolu takip eden ve okulunun futbol takımında amatör top oynayan, arkadaşlarıyla Playstation kafede zaman öldüren sıradan olduğuna kendini inandırmış bir kız ve Göztepe'nin forveti, hayatını futboluna adamış, yalnız bir futbolcunun h...