Demir Parçası

2.2K 125 29
                                    

Sabrı inci diye boynuma aşmışlar...

Şarkı Önerisi;
Ezhel- Şehrimin Tadı 🤍

Elçinin Ağzından:

Korkuyla bahçeye çıkarken Rehanın hareketsiz bir şekilde yerde uzandığını gördüm. Gözlerim kocaman olurken dolmaya başladı.

"Reha!" diye adını haykırıp yanına koştum. Behzat elinde ki telefonla ambulans çağırıyordu. Yanına gidince ellerimi yüzüne koydum. Onu kontrol ederken kafasına elimi atmamla beraber elime sıcak bir sıvı geldi. Kalbim deli gibi atarken elimi yanağına koydum tekrardan. Burnumu çekerken

"Reha, aç gözlerini." deyip kolundan tutup salladım. Ama hareket etmiyordu hiç.

"Behzat noldu ona?" derken hıçkırmaya başladım.

"Tam üst kısmını yapıyorduk ki bir anda kafasına demir düştü." Gözlerini açması gerekiyordu.

"Yalvarırım aç gözlerini, yalvarıyorum sana." derken kafamı göğüsüne koydum ve hıçkırarak ağlamaya başladım.

•••

"Ameliyata alıyoruz." dedikten sonra yanımızdan gitti doktor. Kendimi koltuklardan birine bırakırken doktorun dedikleri yankılanıyordu kafamda. Bir demir parçası mı ayıracaktı yani bizi? Bir demir parçasının ayıracağı kadar küçük müydü bizim aşkımız? Beni bu kadar az mı seviyordu? Hem artık tek de değildim. Bebeğimiz de vardı. İkimizi de bir başımıza bırakıp mı gidecekti.

Durumu kritik ne demekti? Demir düşündüğümüzden ağırdı ve kafatası beyine baskı yapıyordu. Ayrıca beyin kanaması geçiriyordu. Hemşire çıkarken

"Reha beyin yakını kimler?" Hızla ayağa kalktım.

"Karısıyım ben." Hemşire kız elinde ki poşeti bana verdi ve geri ameliyathaneye girdi. Elimde ki poşete bakınca onun eşyalarının olduğunu gördüm. Gözlerimdem yaşlar sicim gibi akarken poşeti açtım ve içinden cüzdanını çıkardım ilk. Cüzdanını açıp içine baktım. Benim resmim vardı en önde.

Bir diğer resimi çıkarınca düğün fotoğrafımız olduğunu gördüm. En arka da yıpranmış bir resim duruyordu yanağımı elimin tersiyle silerken yıpranmış resimi çıkardım yerinden. Görünce gözlerimi kapatıp resimleri alnıma dayadım. Boşanma davasıyla ilgili konuştuğumuz gün ona buruşturup fırlattığım bebeğin ultrason görüntüsüydü.

Elinden geldiğince düzeltmişti ve cüzdanına koymuştu. Resimleri tekrardan cüzdanına koyarken cüzdanı yanıma koydum. Poşete tekrardan elimi atıp elime ilk gelen şeyi aldım. Ona aldığım saatti. İçinde romence tanışma, sevgili olma ve evlenme tarihlerimiz yazıyordu.

Aynısından bende de vardı. Ve arkada da ikimizin resimlerinden birisi vardı. Tül bir perdenin arkasındaydık. Alınlarımızı birbirine yaslamıştık ve gözlerimiz kapalıydı. Gülümsüyorduk... Siyah beyaz bir çekimdi. Ve harika duruyordu. Gözümden akan yaş camına düşerken burnumu çektim ve onu da yanıma koydum.

Poşette ışık vurduğu için parlayan bir şey gözüküyordu. Elimi ona atınca elime soğuk metaller değdi. Gözlerimi kapatırken poşetten çekip çıkardım. Daha bu sabah boynundaydı bu kolye. Üzerinde 3 tane yüzük vardı. İkisi alyanslarımız birisi de tek taşımdı. Kolyeyi açıp içinden kendi yüzüklerimi çıkardım.

Sol elimin yüzük parmağına geçirirken sabah ki tepkim için pişman olmuştum. Tak dediğinde taksaydım keşke diye geçirdim içimden. Ucunda sadece onun alyansı kalmıştı. Boynuma takıp alyansını öptüm. Poşette kıyafetleri vardı. Kan olmuş kıyafetleri...

Sen ve Ben Değil! BİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin