Sen ve Ben Değil! BİZ

Gidiyorum

Sınavlar derin, öğrenci yüzme bilmiyor...

Şarkı Önerisi;
RM- Seoul 💋

Elçinin Ağzından:

Reha dereceyi alıp baktı ve derin bir nefes verdi.

"37' ye düştü sonunda" Hepimiz rahatlamış bir şekilde nefeslerimizi bıraktık.

Elimde ki bezi kaba koyup sırtımı masaya yasladım. Saat 5 olmuştu. Ve biz 3 saattir Batunun ateşini düşürmeye çalışıyorduk. Sonunda başarmıştık.

"Ben Batuyu bu halde bırakıp gitmem Reha"

"Bende bırakamam güzelim. Batuyu yukarı götürelim biz Behzatla. Üzerini değiştirelim hep ıslandı çünkü. Birde ılık suyla ufak bir duş aldıralım sirke kokuyor rahatsız olur o. Sizde buraları toparlayın sonra çıkalım"

"Bizde götürebiliriz aslında ya" dedi Esen bana bakarak.

"Götürebilirdik tabi. Annemler gelmeseydi eğer" Esen alnına vururken Behzata döndü.

"Ne zaman geliyorlar Behzat? Ya bu benim aklımdan tamamen çıktı. Off yemekte yok evde!"

"Sakin ol. Saat 8 de inecekler. Batuyu hemen duşa sokarız üzerini değiştiririz sonrasında çıkarız"

"Tamam hadi çabuk olun" deyip evi toparlamaya başladı.

Reha da biz konuşurken Batuyu kaldırmıştı ve kolunun altına girip yukarı kata doğru çıkmaya başladı. Bende ayağa kalkıp masanın üzerinde ki kabı aldım. Ve mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa gelince Esenin bulaşıkları makinaya yerleştiriyor olduğunu gördüm.

"Kız Esen, sizinkiler de geliyor mu yoksa sadece Behzatınkiler mi geliyor?"

"Behzatınkiler geliyor ya. Elçin, ilk defa gelecekler evime. Beğenirler değil mi?"

"Esen beğenilmeyecek neyi var evinin? Herşeyin harika. Yani strese girme sen. Hem Behzatın anne ve babası gayet hoş insanlar. E seni de seviyorlar. Ben ortada bir sorun göremiyorum"

"Ay inşAllah Elçin ya. Neyse şuraları toparlayalım hemen. Sonra da çıkalım da bende gidip yemek yapayım. Ne yapsam ki?"

"Mercimek çorba, İzmir köfte, pirinç pilavı yap. Birde senin şu Akdeniz salatan var ya ondan yap. Daha ne olsun?"

"Değil mi kız? Eve gider gitmez yaparım ben. Oh, yemek derdinden de kurtuldum. Buzlukta yapıp attığım köftelerden vardı zaten. Çıkartırım onları. Yetiştiririm. Evimin de sağını solunu şöyle toparlasam"

"Diyorum ya sıkıntı yapmana gerek yok. Yetiştirirsin her türlü" Esen gülümseyip boynuma sarıldı ve yanağımdan öptü.

Bende kocaman gülümsememle ona karşılık verdim. Sonra da evi toparlamaya başladık.

...

"Batu iyisin değil mi bak? Kendini iyi hissetmiyorsan hastaneye uğrayalım bir"

"Ya Elçin zaten zorla götürüyorsunuz beni eve. Gitmiyorum hastaneye falan. Eve gider gitmez yatacağım" dedi ve burnunu çekti.

"Yemin ediyorum çocuk gibisin ya. Duş alıp klimanın karşısına geçmek ne? Kendini mi cezalandırıyordun?!"

"Kendimi cezalandıracak birşey göremiyorum ortada. Uykum fazla gelmişti. Ve çok sıcaktı. Oraya kıvrılıverdim. Uyuyakalmışım"

"Bir gün zatüre olup öleceksin! Yatma şu klimanın karşısına artık!"

"Of amaan, sanki ölsem arkamdan kim ağlayacak?"