• • •
Sınavların bitmesinin ardından gelen haftasonu beraberinde soğuk esintileri getirmeyi unutmamıştı. Bu haftasonu için sevdikleri grubun konserine heyecanla hazırlık yapan iki genç için soğuk hava etkisiz gibiydi.
Montunun ceplerine ellerini sıkıştırmış sarışın oğlan alnına dökülen ve neredeyse gözüne girecek saç tutamlarını umursamadı ya da umursamamaya çalıştı. Başına taktığı band ile sırıtan esmerin gözlerine bakıyordu. "Daha ne kadar onu kafanda taşımayı planlıyorsun?"
Esmer genç elindeki telefonu cebine sıkıştırırken yüzünü duyduğu şeyi beğenmemiş gibi ekşitti. "Neyden bahsediyorsun? Bunlar çok güzel!" saçlarının döküldüğü bant üzerinde elini gezdirdi. Kaleo yazıyordu. "Gördüğüm en güzel şeylerden biri olabilir. Bu grup, bu hayatta bir müzik grubundan beklediğim bütün şeyleri karşılıyor ve ben onlara bayılıyorum."
Steve omuzlarını silktiğinde dudakları gülünç bir tebessümle şekillenmişti. "Doğru bir noktaya parmak basmış olabilirsin."
"Tabii ki de öyle. Eğlenmeyi bilmelisin Rogers!" parmakları arasında salladığı şişeyi dudaklarına götüren Tony'nin gözleri Steve dışında her yerde dolanıyordu. Özellikle de oraya gelmiş kendi yaşıtları olan kızlar üzerinde. Steve gözlerini devirdi ama Tony bakış açısına giren genç kızlarla fazla ilgili olduğu için bunu görmemişti.
"Bence eğlence tanımlarımız farklı-" Sözlerini bölen şey Tony'nin heyecanla kolunu omzuna atıp kendisine çekmesiydi.
"İşte! Oğlanlarımız sahneye çıkıyor Aurora, hemen önlerde yer kapmalıyız!" Tony daha fazla çevresindeki kızlar- pardon, yazarın hatasıydı (!), insanlarla ilgilenmeden konser alanını doldurmaya başlamış kişileri ittirerek önlere doğru ilerledi ve peşinde insanların iteklemesine maruz kalan Steve'i sürükledi. Kaburgalarına, midesine, göğsüne ve birkaç tane de kafasına yediği dirseklerle yumrukları saymazsa, Tony'nin bulmayı başardığı ön kısımdaki yere vardığında oldukça iyi hissediyordu.
Grup sahneye çıkmadan önce bir heyecan dalgası görülmeye başlamıştı. Tony yerinde duramıyordu ve Steve'in de ondan farksız olması gerekirdi. Oysaki sarışın oğlan oldukça sakin hissediyordu ve bunun sebebini kendisi de bilmiyordu. Tony dudakları iki yana doğru yırtılırcasına sırıtmayı sürdürerek sahneye ışıltılı gözlerini dikti.
"Geceninin sonuna kadar beklemek zorunda olmadığımızı söyle lütfen." hala sahneye bakan sarışın birkaç dakika daha beklemiş ve sonra gereksiz bir sabırsızlık göstermeye başlamıştı. Tony onun koluna yumruk attığında Steve bir yerlerinin kesinlikle çürüyeceğinden emindi.
"Sabret koca bebek. Birazdan sevgililerini göreceksin!" Tony yerinde zıpladığında ve gözlerini ayırmadığı sahneye biraz daha yakın olmayı içinden geçirdiğinde Steve içindeki bastırılmış heyecan ile hala sabırsızca bekliyordu.
On dakikaya yakın bir sürenin ardından sahnedeki ışıklar daha da parladı ve grup göründüğünde bulundukları kalabalıktan bir alkış tufanı koptu, ıslık senfonisi yükseldi. Steve gülümseyerek gruba baktı. Önlerindeki mikrofonlar, ellerindeki müzik aletleriyle tam da hayal ettiği gibi duruyordu. Heyecanının boğazından yukarıya doğru yükseldiğini hissedebiliyordu, ya da sadece mide öz suyuydu. Bunu kestiremedi.
Kendisini anın akışına bıraktı. En sevdiği grubu her gün dinlediği şarkıları seslendirirken yanındaki esmer gençle beraber şarkıları söyledi ve içinden geldiğince eğlendi.
Hayatındaki en iyi günlerden biriydi.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanfictionSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]