• • •
Sıcak havanın dolandığı yemekhanede birbirine girmiş kokular arasında öğrenciler gülüşüp şakalaşarak yemeklerini yiyordu.
Kocaman yemekhaneyi dolduran yuvarlak masalardan birini kapmış bir başka öğrenci grubu ise sessizdi ancak bu sessizliğinde derin bir tedirginlik barındırıyordu. Sarışın kız yemeğinden bir parçayı daha ağzına attığında sevgilisinin kendisine olan dik bakışlarıyla karşılaşmak istemediği için kafasını kaldırmıyordu. Sonunda sevgilisi onu kolundan dürttü ve bu çatalının elinden kaymasına sebep oldu.
Kısa süre bakışan gençler sanki düşüncelerini saniyeler içerisinde birbirlerine açıklamıştı. Söze gerek duymadılar ve ellerini kaldırdılar. Sharon karşısındaki gencin yumruk yaptığı eline baktı. Steve onun hareketine pür dikkat kesilirken oyuna başladılar.
Taş, kağıt, makas.
Steve makas yaparak kağıdı tercih etmiş Sharon'u yendiğinde gülümsedi ve zaferle yumruğunu havaya kaldırdı. Sharon eliyle alnına vurduğunda onları izleyen Rhodes ifadesiz kalmayı tercih etmişti.
Sessizlikleri uzun sürmedi ve sarışın kız masanın bir kenarına tünemiş esmer gencin yanına gitmişti. Boş sandalyeye yerleştiğinde Tony'nin dalgın suratını inceledi. Düşüncelerine fazlasıyla kaptırmıştı kendisini, bu yüzden sarışın kızın bakışlarını fark edememişti.
"Tony," diye usulca seslendi arkadaşına Sharon. Bir tepki vermesini bekledi ve koyu mavi gözler onu buldu. Genç çatalını masaya bıraktı. "Sharon." uzun bir nefes verdi. "Bir şey mi vardı?"
Genç kız parmaklarıyla oynarken ona bakmaya çekiniyordu. "Aslında..." gence biraz daha sokulduğunda artık fısıldıyordu. "İşe yaradı mı? Çiçekler?"
Tony omuzlarını yavaşça silkti. "Sanırım. Ya da sadece bana öyle geliyor." yemeğine bakarken midesinin bulandığını hissedebiliyordu. "Dün onun yanındaydım, evine uğramıştım." belli belirsiz tebessümün dudaklarını şekillendirmesine izin verdi. "Annesi beni içeri davet etti ve kahvaltı yaptık. Sonra..."
Sonrası ise... sonrasıydı işte.
Tony o anı iyi hatırlıyordu. Genç kız geri çekilmemiş veya elini indirmesi için koluna tutunmamıştı. Bakışları kenetlenmişti ve birbirlerinin gözlerinin içine bakarken Tony o an onu tutkulu şekilde öpebileceğine emindi.
Ama lanet olası küçük bir kuşun o sabah o evin camına çarpası tutmuştu.
Pepper kuşu eve alıp kendisine gelene kadar bakacağını söylemiş, ahşap bir kutuyu onun için düzenlerken kuşu içine bırakmıştı. Ardından yem almak için bir pet shopa gitmişti.
Tony elleriyle yüzünü sıvazlarken o kuşa içinden lanet etmeden duramıyordu. Sadece... sadece birkaç dakika sonra gelseydi...
"Bir şey oldu, değil mi?" Sharon ona çekingence sordu. Cevabı duymak istediğinden emin değildi.
"Evet." genç tepsisini ittirirken çatalı eline alıp oynamaya başlamıştı. "Onu neredeyse öpmek üzereydim... sonra bir kuş cama çarptı ve Pepper'ın şefkatli tarafı gün yüzüne çıkarak kuşu içeri alıp ona bakacağını söyledi. Bütün günümüz camı fark edemeyen aptal kuşa yuva yapmak ve yem almakla geçti."
Sharon gülse miydi yoksa üzülse miydi bilemiyordu. Pepper'ın yaptığının ne kadar iyi bir şey olduğunu düşünse de Tony doğal karşılanacak bir bencillik örneği göstererek genç kızın kendisiyle ilgilenmesini istemişti.
"O kuşa benden daha çok değer verdiğine eminim." çatalı masaya bastırırken sarışın kız tek kaşını kaldırdı. "Sen kuşu mu kıskanıyorsun?"
"Buna ne demek istiyorsan de. O an..." gencin bakışlarındaki pişmanlığı görebiliyordu açıkça. "Geri çekilmedi Sharon. Ona yaklaştım ve... ondan santimlerce ötedeydim ama..."
"Hislerinin değişmeye başladığını düşünüyorsun." Sharon gülümsedi. Ellerini kucağına bırakmış, gencin düşünceli hallerini izliyordu. "Belki de öyledir. Bunu zaman gösterecek."
"Ve ben de acımla gebereceğim." Tony çatalı fırlattığında sarışın kız destek olurcasına elini omzuna yerleştirdi. "Hadi ama. Ümitsizliğe kapılmanın sırası değil. Eğer o an seni engellemediyse o zaman gerçekten bu bir şeylerin işareti olabilir."
Tony kafasını çevirip yapmacık bir gülümseme sundu. "Evren umarım beni seviyordur. Çünkü pek sabırlı olduğumu söyleyemem."
"Evrenin seni sevip sevmediğini bilemem ama Pepper'ın seveceğinden eminim." gülümsemesini genişleten genç kızın ümit dolu konuşmasına hayran kalmıştı Tony. Genç kız omzunu sıvazladı. "Hafta sonu onu ziyaret etmeye gideceğiz. Kendini hazırla Stark."
Ardından ayaklandı ve sevgilisinin yanına dönmek için diğer tarafa ilerledi. Gencin omzunu pat patladığında Tony onun söylediklerini yeniden düşünüyordu.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanficSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]