• • •
Öğleden sonra biraz daha ısınmış havada yürüyen çift oldukça enerjik hissediyordu. Montunun yakalarına yüzünü gömmüş sarışın kız ellerini ceplerine sıkıştırdı ve gördüğü küçük hediyelik eşya dükkanı içerisinde gezmeyi sürdürdü.
Elini rafın üzerinde gezdirdiğinde mimlenmiş dudakları birçok duyguyu saklıyor gibiydi. Gözleri eşyaların üzerinde dolanıyor ve iyice inceliyordu. Düşüncelerine kapılıp gitmişti adeta, ne düşündüğü ise tahmin edilemezdi. Dün gece belki de hayatında bir ilkti ve genç kız nasıl hissedeceğinden emin değildi ama bundan ziyade kafasını kurcalayan başka bir şey vardı.
Bir eşyayı eline alıp çevirdiğinde montunun yakasını yavaşça sıyırıp eğilen Steve onu hızlıca öptü ve kolunu beline sardı. "Ne düşünüyorsun güzellik?"
Elindeki eşyayı rafa bırakırken gülen Sharon onun belindeki elini tuttu. "Önemli bir şey değil, dalmışım sadece."
Steve onun yanağını parmağıyla hafifçe okşadı, dünden beri yaşadığı heyecanı üzerinden atamıyordu. "Bu... dün geceyle mi ilgili?"
"Hayır..." Sharon gözlerini çevresinde gezdirdi. "Şu an bundan daha çok düşünmem gereken bir şey var sadece. Seninle ilgili değil." genç kız onun dudaklarına uzandı ve küçük bir öpücük bıraktı. "Bu kadar endişelenme."
Steve bir nefesi yavaşça verdi. "Yani... bu benim için ilk gibiydi... o yüzden..."
Onun elinden tutup sürüklerken Sharon buna o kadar takılmış görünmüyordu. "O zaman ilk olma şerefine eriştiğim için sevinmeli miyim?"
"Hayır, kast ettiğim bu değildi..." Steve ona ayak uydurdu ve dükkanda gezinmeye devam ettiler.
"Steve, eğer sormak istediğin buysa pişman falan değilim. Dün gece..." sarışın kız gözlerini devirdi. "Bana bu konuşmayı yaptırmak zorunda mısın? Buraya hatıra kalması için eşya almaya gelmiştik ve ben ne alacağımızı tartışmak istiyorum. Mesela bir kar küresi alamazsın çünkü çok klasik."
Dudaklarını birbirine bastırdığında rafa bakındı ve bir magneti tutup sevgilisine gösterdi. "Bence en basitinden bir magnet almalıyız."
"Bunun kar küresinden daha klasik olduğunun farkındasın, değil mi?" Steve gülerek ona baktı.
"Daha iyi anlarım olmuştu." omuzlarını silkip elindeki magneti bırakan genç kız ilerledi ve raflara bakınmayı sürdürdü.
Onu izlerken kafasına takılan şeyin merakıyla yanıp tutuşan Steve ne alacağını unutmuştu bile. Yanına gittiğinde yeniden elini tuttu ve onunla beraber dolandı. "Ne düşünüyorsun Sharon?"
Genç kız duraksadı ve gözlerinin içine baktı. Ardından elini bırakmadan dükkanın çıkışına yöneldi. "Tatlı yemek ister misin?"
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanficSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]